Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

01 Kasım '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

İlgililerine bir pulsuz dilekçe

İlgililerine bir pulsuz dilekçe
 

Bir toplumda yaşayan insanlar kendi önceliklerini şehrin önceliklerine feda etmelidirler.

Aksi takdirde toplum yara alır.

Günü birlik meselelerle geleceğin önü kapatılmamalıdır.

Doğru her yerde doğrudur.

Londra’daki doğru ile Ankara’daki doğru arasında fark yoktur.

Liverpool’da uğradığınız haksızlıkla İstanbul’daki haksızlık arasında fark yoktur.

İkbal hırsıyla elden giden istikbale kimse güle güle diyemez.

Bugün haksızlıklar karşısında menfaatleri uğruna sessiz kalanlar yarın çocuklarının gözyaşlarında boğulmaya mahkûm olurlar.

Yaşayanlar hayal ile yaşayabilirler fakat gelecek nesle gerçekler gereklidir.

Tarihte her dönemin uyutma ve avutma teknikleri farklı olabilir.

Günümüzde bu iş teknoloji sayesinde yapılmaktadır.

Onulmaz derde düşmemişse hiçbir hastanın geçici tedavilerle yaşatılmasına göz yumulamaz.

Gerçek fedakârlık susmak değil, ne pahasına olursa olsun mücadeleyi sürdürmektir.

Tarih yazmak yazılanları tekrar etmek değildir.

Rüzgâr güllerinin gerçek yüzü rüzgâr kesildiğinde ortaya çıkar.

Zira rüzgârlar tozları gökyüzüne çıkarır.

Sadi Şirazi bu gerçeği dile getirerek: ”Toz gökyüzüne çıksa değersizdir. İnci çamura düşse yine incidir”

Bizim anlayışımızda toz olarak göğe çıkmaktansa inci olup çamurda kalmayı yeğlemek vardır.

Bir düşünür ;”Sen yanmazsan ben yanmazsam nasıl aydınlanır karanlıklar” diyor.

O ışık insanın kendi ruhundadır, beynindedir.

Kendi ruhunda ve beyninde ışık bulamayanların yarasalar gibi ışıktan kaçmalarına şaşırmamalıdır.

Toplum dinamikleriyle ayakta durmaktadır.

Her şeyi ben bilirim anlayışına kurban olanlar hatalıda olsalar bildiklerini doğru sanırlar.

Tarihte çoğu milletler böyleleri yüzünden hak ile yeksan olmuştur.

Adamlar makama şahsiyet kazandırmadıkça hiç bir makam ve mevkiinin insana adamlık kazandırdığı görülmemiştir.

Tarihe akılcı gözlerle bakarsanız görürsünüz.

Bu millet başı taçlı, eli kırbaçlıları asla sevmemiştir.

Bu millet kendisine tepeden bakanlara yüz vermemiştir.

Bu millet vefasız davrananlara kapıyı göstermiştir.

Milletin gönlünde gül olarak kalamayanlar tarih boyunca diken olarak anılmaya mahkûm olmuşlardır.

Dün böyle olduğu gibi bugünde yarında böyle olacaktır.

Bizim kaygımız makam ve ikbal değil, milletimizin yarınlardır.

Kimsenin kimseye acımasına ihtiyaç yoktur.

Bütün çarpınışlarımız acınacak durumlara düşülmemesi içindir.

İyi niyetin samimiyet ve güvenin heba edilmesine asla göz yumulmalıdır.

Zira olanlardan ibret almayanlar olacaklardan da şikâyetçi olmamadırlar.

Yükseklere çıkarken kendilerine omuz verenleri terk edenlerin inmek istedikleri zaman düşmeleri kaçınılmazdır vesselam.

Abdurrahim Karakoç’un “Hasana Mektup” isimli şiirini hatırlarsınız:

Mektup yazdım Hasan'a,
Ha Hasan'a ha sana...

Çok oku, çok düşün, çok şeyler anla,
Aha bu mektubu alınca Hasan.
Manalar iplikten incedir amma,
Kelimeler biraz kalınca Hasan.

Şiir bununla bitmiyor tabi. Ben bu kadarına yer verdim.Siz tamamını okursunuz inşallah.…

Şimdilik hoşçakalınız.

 
Toplam blog
: 574
: 922
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Samsun Yazarlar Derneği (Kurucu) Başkanı. 12 kitabı neşredildi. Türk Güreşinin Sembol ismi Yaşar ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara