- Kategori
- Konaklama / Ulaşım
İlginç Türkiyemiz - trafik kazaları

Trafik Kazası Deyip Geçmeyin...
İçinde yaşadığımız Türkiye ilginç bir ülkedir. Birçok çelişkiyi, yanlışı, inanılmaz olayları, bu da olurmu diyeceğiniz konuları görebileceğiniz gerçekten ilginç bir ülkedir. Türk toplumu cahillikten bir türlü kurtulamamıştır. Burada bana kızdığınızı duyar gibi oluyorum. Cahil olmayı seviyoruz, bu nedenle bizi okumuş cahil yapmak istediler ve başardılar.
Bu ilginçliklerden bir tanesi de ülkemizde yaşamış olduğumuz trafik kazalarıdır. Trafik kazası meydana geldiğinde birçok kişi, kaderi böyleymiş, alın yazısı böyle imiş diyerek ağıt yakmakta ve durumu hemen kabullenmektedir.
Peki bu kazalar nasıl ve neden meydana gelmektedir. Gerçekten insanların alnına yazıldığı için mi yoksa insanlarımız tarafından bir takım tedbirsiz, emniyetsiz veya dikkatsiz davranışların sonucumu meydana gelmektedir.
Size 2009 yılı Ramazan Bayramı tatilinde ülke genelinde meydana trafik kazalarının istatistiksel bilgisini vermek istiyorum.
Bu tabloya baktığımızda; ülke genelinde toplam 1388 trafik kazası meydana gelmiştir. Bu kazalar neticesinde toplam 91 Türk Vatandaşı hakkın rahmetine kavuşmuştur. Ayrıca 3532 Türk Vatandaşı ise çeşitli şekilde yaralanmıştır.
Bu tablo vahimdir. Bu tablonun hesabını soran yoktur. Bu tablodaki vahim durumla ilgili hiç kimse sorumluluk kabul etmemektedir. Bayramdan sonra haber kanallarında kaza haberlerini izlemiş olabilirsiniz.
Bayram sonunda meydana gelen kazalar nedeniyle hiç görevinden istifa eden bir yetkili ismini duydunuz mu? Yine bu kazalarla ilgili olarak hiç üzgün olduğunu söyleyen bir yetkili gördünüz mü?
Kazaların neden meydana geldiğini anlatan, Türk Vatandaşını bilinçlendirmeye çalışan hiç bir televizyon kanalı, kamu idaresi, içişleri bakanlığı gördünüz mü?
Ben görmedim. Ben ne gördüm biliyor musunuz? Ramazan Bayramı süresince hayatını kaybeden 91 Türk Vatandaşının hiçbir değerinin olmadığını gördüm. Televizyon kanallarında toplam kaç saniye haber olarak yer aldığını düşünüyor sunuz? Bayramın bittiği akşam her bir kanalda en fazla 60 saniye haber olarak yer aldılar.
Farkında mıyız bilmiyorum ama insan kaynaklarımızı o kadar kolay tüketiyoruz ki, bu insan kaynağının ne kadar önemli olduğunu, yetişmesi ve belli bir yaşa gelmesi için harcanan emek, para, eğitim, gıda, giyim, bakım, gibi aklımıza gelmeyen birçok unsurla birlikte ülkemizini en kıymetli Türk Vatandaşlarını kaybediyoruz.
Ne oldu? Bayrama gittik. Gitmeye çalıştık. Acelemiz mi vardı? 5 saatlik bir yolu 5.5 saatte giderseniz ölür müsünüz? Size soruyorum ölür müsünüz? Evet ölürsünüz. Çünkü siz 5.5 saatte gitmek isteseniz ve her türlü trafik kuralına uysanız bile, karşıdan gelen ve 5 saatte varmak isteyen sürücünün hatalı sollaması nedeniyle size çarpması sonucu ölürsünüz.
Yani ölüm Türk Vatandaşı için kaçınılmaz.
Peki bu durumda, kazalarda hayatını kaybeden Türk Vatandaşlarının (sadece Ramazan Bayramında 91 kişi) bir maliyeti var dedik ve bu maliyetin faturasını kime keseceğiz. Başbakana mı? İçişleri Bakanına mı? Emniyet Genel Müdürüne mi? Trafik Polislerine mi? Jandarmaya mı? Başkan Obama’ya mı? Yoksa ölüp gidenlere mi? Söyleyin kime keselim.
Bu arada kazada hayatını kaybeden Türk Vatandaşlarının bedeli dedik ama, kazada yaralanan Türk Vatandaşlarının (sadece Ramazan Bayramında 3532 kişi), kazaya karışan araçların hurdaya çıkması, araçların tamir edilmesi, parça değişimleri, işçilik, zaman kaybı, sigorta bedelleri, hastane morg, ambülans, tedavi giderleri, cenaze işlemleri, gibi ilk aşamada görünmeyen ve sonra ortaya çıkan bu masrafların bedelini kime keseceğiz.
Bu sorun için önce eğitim sorunu dediler. İlköğretim okullarında trafik dersi yıllar önce kondu. O dersleri gören çocuklar, şimdi delikanlı, nasıl araba kullanıyorlar ve nasıl motorsiklet kullanıyorlar biliyormusunuz? Ben biliyorum, çok dikkatli araba kullanmıyorlar. Çünkü okulda öğrendiler, ancak trafiğe çıktıklarında kendilerinden yaşça büyük insanların nasıl araba kullandıklarını gördüler ve öğrendiklerini çok kısa sürede unuttular. Yani tek başına eğitim de yeterli olmadı.
Türkiye’de araba kullanan bu kadar insan neden çılgınlar gibi araba kullanıyor. Çok az bir kesimi bundan muaf tutmak istiyorum. Yani düzgün araba kullananları hariç tutuyorum. Özellikle kendi arabasını değilde ticari olarak şirketin aracını, kiralık aracı, bir arkadaşının aracını, bir başkasının aracını kullanan sürücüler, siz ce nasıl araba kullanıyorlar. İnanamazsınız!…
Bu arada halk otobüsleri, minibüsler, taksi şoförleri sizce nasıl araba kullanıyor. Tam bir trafik canavarı gibi araba kullanıyorlar. Hızlı araba kullanıyorlar, gaz pedalına sonuna kadar basarak, hiç durmayacakmış gibi, yol vermeden, trafik kuralları gözetmeden, başkalarının canına kast ederek araç kullanıyorlar. Kimdir bunlar? Onlar, trafik canavarı olmuş Türk Vatandaşlarıdır. Türk demeye dilim varmıyor ama diyorum.
Ya motorsiklet sürücüleri, onlar nasıl kullanıyor dersiniz? Her akşam şehir morguna bir motorsiklet sürücüsü cansız olarak giriyor. Vücudu parçalanmış, beyni dağılmış şekilde giriyor. İnanmıyorsanız morga gidip sorun, bugün hiç motorsikletli geldi mi diye?
Eğitim dedik, sürücüler ve kazalar dedik, ya denetimler nasıl gidiyor? Denetimlerin sonuçlarının hiç açıklandığını duydunuz mu? Bütün devlet kurumları kalite belgeleri aldılar. Kalite prensiplerinin en önde geleni denetimdir. Bu denetimi halk için yapıyorsanız, prensip gereği sonuçlarını Türk Vatandaşları ile paylaşmanız gerekirdi.
Biz denetim yapıldığı tesadüfen görüyoruz, ancak sonuçları ne oldu, ne tür sorunların bulundu, sürücülere ne tür cezalar verildi, bilmiyoruz. Sadece kendi başımıza gelirse biliyoruz. Zaten başkası da bizi ilgilendirmez, diyebilir miyiz? Hayır diyemeyiz, çünkü o birisi birgün hızlı araba kullanırken, otobüs durağına dalarak, durakta işe gitmek için bekleyen 4 Türk Bayan Vatandaşını adeta katlediyor. Kaza nasıl oldu, aşırı süratla araba kullanırken, aracın kontrolünü kaybetmek, kazanın nedeni olarak kayıtlara geçiyor. Sonra yine bildiğimiz sahne tekrarlanıyor. Haber yapılıyor, cenaze töreni v.s.
Durakta bekleyenlerin insan hakları, yaşam hakkı var mıydı? Bence yoktu. Olsaydı, bugün yaşıyor olurlardı. Yaya olarak size yeşil ışık yanarken bile geçmeden önce yine yola bakarak geçiniz. Çünkü bu ülkede yayaya yanan yeşil ışıkta bile öldürüyorlar adamı.
İdris Elmas