- Kategori
- İlişkiler
İlişki ve yaşam kompetanları
Hiçbirimize yabancı değildir şu tablo; iki kız oturmuş sohbet ederlerken söz dönüp dolaşıp, ötekinin ilişkisine gelir. Eğer kızımız ilişkisinden birazcık bahsedecek olsa, ilişki kompetanı diğer kızımız atılır;
- Bence bu çocuk seni sevmiyor, baksana umurunda değilsin yahu
- Nasıl değilim
- Bayağı, bence biraz gerçekçi ol, aşk gözlerini kör etmiş senin. Başka birini bulup giderse şaşırma sakın.
İşte böylelikle şüphe tohumları atılır ilişkinin içine . Acaba mı bakışları atılır sevgiliye ve her lafın altında başka şeyler aranır olur. Artık bu sağlıksız bakış açısı yapışır kalır gözlerine. Kendini de sorgulamaya başlar karşısındakiyle birlikte ve kime güveneceğini şaşırır artık.
İkinci tür ilişki kompetanları biraz daha tehlikelidir. Çünkü her biri bilirkişidir ve ilişkiler konusunda yazılmış en az bir iki kitapları vardır. Dostunuz da değildirler üstelik, sizi hiçbir zaman görmemiş tanımamışlardır ama size benzer bir çok insanı tanımışlardır. İlişkinin ABC’sini bunlar yazmıştır. Eğer sevgiliniz size çiçek alırsa ya da eğer sevgiliniz size sarılarak uyuyorsa diye başlayan konu başlıkları atarlar. Hatta ellerinde bir liste vardır, seven insanı gözünden şıp diye tanırım listesi. .Ha bir de, şu yaklaşım vardır, size öğretirler. Nasıl kendinizi sevdirirsiniz onu öğretirler size. Modern zaman büyücüleridir bir nevi…
Haksız mıyım ama bir düşünsenize. İnsanın yaşamındaki en temel içgüdülerden biri cinsellik, topluma yansıyan haliyle ise aşk. Aşk nelere kadir, onu anlatmaya gerek bile duymuyorum. Adamı şair de yapar katil de. Biraz ağzınız laf yapıyorsa ya da biraz eliniz kalem tutuyorsa çok kolay para kazanırsınız bu işten, tıpkı falcılar, büyücüler gibi. Çünkü insanların %90’ının büyücülere koşmasının tek sebebidir aşk. Sizin ilişkiniz ya da ilişkisizliğiniz, para kazanmayı bilenler için iyi bir “pazar” açıkçası. Ve size ilişki kurmayı öğreteceklerini iddia eden bu kişilerin kurduğu tek ilişki, sizin cüzdanınızla. Aynı eski öğretileri, oradan buradan öğrenip, allayıp pullayıp iki kelimelik, ilkokul düzeyinde kitaplar yazarak hayatın sırrını sunduğunu iddia eden hayal tacirleri gibi.
Evet birileri birşeyleri bizden daha iyi biliyor, ama nasıl yaşayacağımızı, nasıl ilişki kuracağımızı ve nasıl mutlu olacağımızı biz biliyoruz. Mutluluksa hiç de sanıldığı kadar zor yakalanan bir şey değil bence. Sabah bilgisayarınızın başında içtiğiniz kahve, sevgilinizin gülümsemesi, Pazar sabahı yapılan kalabalık aile kahvaltıları, küçük bir çocuğun başını okşamak ve sokak kedileriyle oynamak, tanıdığınız ve ya hiç tanımadığınız yaşlılarla sohbet etmek kadar yakın. Mutluluk, ruhun huzurudur. Bizlere mutsuz olduğumuzu düşündürmek isteyen herkesin bunda bir çıkarı var, onların dedikleri, onların tanımlarında olan bir şey değil halbuki bu. Neyin bizi mutlu ettiğini bulduğumuzda, mutlu olmak o kadar kolay ki. Ruhumuz, bizim kadar açgözlü değil aslında, o yüzden “aslına varmış insanlar” her zaman mutlu bir lokma ve bir hırkayla.