- Kategori
- Güncel
İlle de kırmızı...
internetten alıntıdır.
Televizyonda muhabir vatandaşa soruyor:
- Kırmızı iç çamaşırı aldınız mı?
Vatandaş anlamsız gözlerle bakıyor muhabire.
- Yılbaşı gecesi kırmızı iç çamaşırı giyilince bütün yıl mutlu geçermiş, siz de çamaşır aldınız mı?
Vatandaş bu soruya ne cevap versin ki?
Aldım dese olmaz, almadım dese olmaz…
Zaten alım gücü sınırlı.
Üstelik bu adetler bizim inancımızla alakalı olmayan adetler.
Aldım dese en yakınları tarafından ayıplanmak da var, muhabir hanım aracılığı ile tüm Türkiye'ye sesini duyuracağından milletin gözünde düşebileceği durumlar da var…
Almadım dese "göbeğini kaşıyan adam" sınıfına girmek var, geri kafalı, çağdışı, gerici ve benzeri kelimelerle yaftalanmak da cabası…
Muhabir bu konuda öylesine ısrarcı ki dükkanlarda kırmızı iç çamaşırının tükendiğini bile iddia edebiliyor.
Türk milletinin işi gücü kalmadı, yılbaşı gecesi kırmızı don giymek için dükkanlara saldırmış da tüm kırmızılar tükenmiş sanki…
Şimdi muhabiri bu soruyu sor diye sokağa salıverenlere " Yılbaşı denen şey bize ait değildir. Bu gecede içki içip eğlenmek, kırmızı don giyip yeni yılın çok iyi geçeceğine inanmak yerine,
Bu geceyi gelecek yılların savaşsız, kavgasız ve barışın hakim olması, bolluk, bereket ile gelmesi için Allah'a dua ederek, yalnızca yaratandan dilemekle geçirmenin çok daha anlamlı ve doğru olduğunu" söylesek bizi tefe koyup çalar, diri diri kendi çarmıhlarına gererler.
Adımız çıkar dokuza inmez sekize.
Olsun…varsın çıksın..ben doğruyu söyleyeyim de onlar varsın beni etiketlesin.
24 Aralıkta başlayan Noel, miladi takvime esas kabul edilen sıfır noktası ile yeni yılın 1 Ocaktan başlaması hazreti İsa ile ilişkilendirilmişse, bu kutlamaların bize ait olmadığını, yani bizim inancımızla ilişkilendirilmesinin doğru olmadığını söylemek yanlış değil.
Eğer Hıristiyanların dayattıkları zaman değil de akilane olanın yani gece ve gündüzün eşitlendiği zamanı sıfır noktası olarak kabul ettirebilseydik yeni yıl daha farklı bir ayda başlamış olacaktı.
O zaman tüm dünya gelmekte olan yeni yıla ait sevinci ortak yaşayabilirdi.
Konuyu uzatmayalım.
Onların inancına göre kırmızı çamaşırlar giymek yeni yılın nasıl geçeceği ile ilişkilendirilen bir durum…
Ama ille de kırmızı.
Demek ki iç çamaşırı, çorap bahane, kırmızı şahane…
Konuya bu açıdan bakarsak,
İsrail'in yeni yıla etrafını kırmızıya boyayarak girmesi daha bir anlam kazanmıyor mu?
Ben düşünmez ve sormaz mıyım?
İsrail gece gündüz Gazze'ye bomba yağdırıp ortalığı kan gölüne çeviriyorsa,
Erkek, kadın, yaşlı, genç, çocuk demeden öldürüyorsa, kimseyi kaale almıyorsa, bu harekat gelen yılın birçok ölümleri de beraberinde getireceğinin işareti mi olacak?
Şimdi…
Giyin kırmızı donları
Giymeyi canınız çekiyorsa giyin elbette…
Sizin düşünceniz size, bizimki bize ait…
***
Artık içimden yeni yılı kutlamak gelmiyor...gelemiyor
Orada...
Hemen yanıbaşımızda nice canlar alınıyorsa...
Hastanelerde tedavi dahi yapılamıyorsa...
Ekmeksiz, yakacaksız, ışıksız, ilaçsız ve çaresiz binlerce insan, başıma bomba düşecek korkusu ile soğukta titreşiyorsa...
Ve tüm dünya buna duyarsız kalarak, kırmızı don derdine düşüp yeni yılı kutlama çılgınlığına kapılıyorsa...
Ben kutlayamıyorum böyle bir yılı...
Affedin beni...