- Kategori
- Gündelik Yaşam
İlle de Neşe…
(İki gönülde bir Neşe)
60’lı yılların başlarında köyde yaşanan bu hikâyeyi çok konuşan yengem anlattı tiyatro gibi. Hayatı çileli başlasa da acıları mutluluklara dönüşen Neşe’yi tanıyamazdık bu kıssayı anlatmasa…
--- Yengem; Gııız! “Eski aşklar ne güzeldi!” biliyo musunuz..? diye başladı Neşe gelinin hikâyesini anlatmayı…
- Yengemden önce şunu söylemem gerekiyor. “Bizim çocukluğumuzda bile aşık olmak ayıp bir şeydi, yalnız anne-babalardan değil, sevdiğimizden bile gizlerdik. Hele kızlar aşık olduklarını annelerine bile söyleyemezlerdi. Biz ve bizden öncekiler ezik bir kuşağız”…
--- “Ancak bizim zamanımızda birini gizli gizli sevmek vardı. Kimse görmeden, ona duygularınızı nasıl belli edeceğimizi bilemeden yaşamak vardı... Bazen ‘öteki’nin hiç haberi bile olmadan geçen zamanlar vardı”...
- “Eskiden bizim köyde her Çarşamba günü yani Karahöyük pazarı günü kızlar kadınlar çamaşır yıkamak için tarlayı çalışmayı gitmezler evlerinde kalırlardı temizlik yaparlardı.”
- Neşe’nin gözleri buz mavisiydi ve çok güzeldi… Neşe’nin anası çok çalışkandı, hiç amelelikten kalmaz bir gün bile olsa evde durmazdı. Yedi erkek gücü vardı Şerife kadında... Güllü kadın Çarşamba gününü gözetledi. Kendince Şerife bılla gündelikten kalmaz, Neşe kazan vurmayı evde kalır dedi. Güllü kadını Neşe’nin anası yanıltmadı.
- Eltisi olacak Güllü; Neşe’yi: ”Kız Neşe, kazan mı vurdunuz” dedi.
- Neşe; “anam tütün çapasını gitti ben vurdum kazanı” dedi.
- Güllü; “anan yokken senle konuşmayı geldim kız” dedi. Hem beni dinle hem kazanın altını ölçer diyeceklerimi başkasına söyleme emi ?” diye fisirdedi.
- Neşe “Olur Güllü abla, söylemem kimseye, söylemem, anama bile” dedi yavaşça.
- Dün akşam Ahmet’le benim adam abi kardeş konuştular. Benim adam sonra, Ahmet Şerife’nin Neşe’sini istiyor. Kızın niyetini bi öğrenmeyi çalış dedi de ondan geldim. Sen ne diyon kız Neşe…
-“Allah yazdıysa olur Güllü Abla. Ahmet’i ben de isterim, emme komşumuz Çakırın karısı Düriye, üvey oğlu Bayram, Neşe’yi sevdalı tutkun babasını söyleyemediğinden Neşe’yi istemeyi gelmedik diye sakın başkasına söz vermeyin ha diye anama söylenip duruyor. Ahmet daha askere gitmedi bi gitsin bakalım.” dedi Neşe...
- Güzel Neşe doğru söyledin Allah ne yazdıysa o, olur emme Ahmet benim kayınım, kendi oğlan kardeşim gibi severim. Ahmet gibi uslu, terbiyeli, efendi oğlan güç bulunur bu zamanda. Ben gelin geldim geleli bir kötü sözünü duymadım, bir kötü huyunu görmedim. Başınızda baban yok, kardeşin hasan daha küçük seni güdemez. Köyde güzelliğin ünlenip duru. Ahmet askere gitti mi? Çakırın Bayram seni istetir. Çakırı bilirsin huyu beş para etmez Bayram’a bilmem düşün takın dedi…
… Neşe Ahmet’i beğenmesini beğeniyordu ama bir gönlüde Çakırın Bayram’daydı. Çakır huysuz olsa da oğlu Bayram üvey anasına bile saygılı davranıyordu edepliydi. Neşe çok heyecanlıydı. “Bir ara amaaan sevgin kapansın nasip-kısmet kimeyse onu olsun ikisiyle de evlenecek değilim ya” dedi...
--- “Birçoğumuz izlediğimiz filmlerdeki gibi, dinlediğimiz şarkılarda ki gibi, bazen de çevremizde gördüğümüz gibi bir aşk yaşamak isteriz. Aşk konusunda hayallerimiz öyle sınırsızdır ki... Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı'nın ki gibi bir aşkı yaşamak gerektiğine inanırız. Öyle aşk ararız ama o aşkı yaşayamayız maalesef değil mi?…”
- Ertesi gün Neşe Ahmet’i düşündü, kim bilir nerelerdedir şimdi. Hangi tütün arığının içinde beni ve Güllü yengesinin getireceği cevabı bekliyordur diye fantasma yaptı durdu.
- Bir şeyler oluyordu Neşe’yi. Tütün arığının içinde, bağıra bağıra türküler söylemek geçiyordu içinden. Ahmet’i düşündükçe sol göğsünde bir güpürtü kopuyordu, bir hoş oluyordu. Ne zaman onu düşünsem, nah buramda, kuş gibi bir şey, par par ediyor” dedi kendince....
- Akşam eve geldiklerinde Neşe uyku zamanını geçirdi. Bu gün akşama kadar Ahmet’i düşündü tütün çapasında... Sırtını yastığa dayadı olmadı, yatağın üzerinde bir-iki döndü, sonra su testilerinin olduğu yere yöneldi kana kana su içti. Ahmet aklına gelince uyuyamazdı zaten. Ahmet aklına geldikçe bir hoş oluyordu. Uyku tutar mı Ahmet usuna düşünce. Henüz küçük olan neyin ne olduğunu farkına olmayan kardeşi Hasan seslendi:
- Aba! Kız Aba! Yarın tütün çapasına gidecez, niye uyumusun?
“-Hiç.” dedi Neşe “Hiç.”
- Ahmet, Hüseyin abisine bir hafta bir şey diyememişti, diyemezdi zaten. ”Israr edip üstelemek çok ayıp sayılırdı. Başta anası babası yok ki onlara söylesin. “Uzun iş” dedi kendi kendine. “En iyisi yengemi yalvarayım” diye sesli sesli düşündü. Sonra "kendi kendime konuştuğumu bir gören var mı” diye etrafına bakındı. “En iyisi yengemizi yalvaralım.” dedi gene.
- Ahmet; o gün akşama kadar Neşe’nin gönlü bendedir diye sesli sesli düşündü durdu. Akşam olunca Ahmet Hüseyin abesini beklemeden eve gitti. Güllü yengesine “sen benim hem yengemsin, hem anamsın senden olur ana” dedi. “Sen bilirsin yenge, başladığın şu işi bitir de hayır duamı al. İş kayıt zamanı gündüz evde olmazlar bir akşamüstü evlerine gidiver ” dedi.
- Bi akşamüstü Neşe’lerin koca kapısında Güllü kadın göründü. Neşe Güllüyü görünce, aklına hemen Ahmet geldi.
- Güllü; “Şerife bılla evdemisiniz diye ünledi. ”evdeyiz, hoş geldin” diye cevap verdiler analı-kızlı.
- Neşe, “Ahmet yengesini benim için yolladı herhalde” diye düşündü. Güllü kadın içeriye girerken Neşe’yi bakıp gülüyordu...
- Güllü kadın hemen söze girdi: “Şerife bılla, beni bizim Ahmet gönderdi. Şerife yengeme soruver bakalım, Neşe’yi istetsem gönülleri var mı?” diyor. “İşlerin çatırdadığı zaman geceleri yorgun oluyoruz akşam dar vakitte geldim hayırlı iş geceyi kalmaz dedik, bu hayırlı işe ne diyorsunuz?” diye sordu.
- Şerife ana ne diyeceğini şaşırdı birden. Ahmet’in dar vakitte aracı göndereceğini düşünmemişti. Neşe’sine baktı baktı şöyle bir, Neşe’nin kızarıp bozardığını gördü... “Ah Yetimim” dedi. ”Güzel kızım” dedi. “Kadersizlerim adını aldığı Hasan’ımın olduğunu göremeyen buban senin de mürüvvetini göremeyecek a Neşe’m” dedi. Neşe’me soralım bi yol, güzel Güllüm” dedi.
- “Evvelden böyle bir söylenti geldiydi kulağıma, o da düşünmüştür yalım. Bene galsa hemen evet derim. Yollan dünürünüzü derim emme, Neşe’yi sormadan olmaz” dedi.
- Neşe, ellerindeki hamurları ovalaya ovalaya geldi yanlarına.
- Önce Güllü başladı sözü, sanki önceden Neşe’yle hiç görüşmemiş gibi başladı konuşmayı.
“Kız Neşe!” dedi. “Ahmet bizi seni istemeye salacak.. Anan. Bi-yol soralım bakalım, Neşe’nin gönlü var mı? “öğrenelim” dedi.
- Şerife ana aldı sözü, bakalım o, neler dedi:
- “Ahmet gibi eyi oğlan yok köyde. Esgere gitmeden illede Neşe’yle evlencem diye tutturmuş. Bunla eyi insanlardır, onlardan “şer-şör” insan çıkmaz. Sen ne deyyon?”
- Neşe utancından sesini çıkarmadı bir zaman. Sonra anasına döndü kızarıp bozararak; “ne bilim ben” dedi. ”Sen başımızda hem anamız, hem babamız değilmin?
- Şerife ana Güllüyü gözüyle işaret etti. ”Oldu bu iş” dedi yavaşça. Ve ekledi: “Ahmet’ten eyisini mi bulcaz?”
- Güllü çok durmadı, aracılık görevini yerine getirmişti. Akşamda olup karanlık çökmüştü. “Hadin Allah’a ısmarladık, kalın sağlıcakla” dedi, yürüdü. ”Uğur ola” dediler ana-kız. Neşe elindeki hamur kurularını baktı ateşlediği ekmek sacına doğru giderken ”Oldu bu iş” dedi sevinçle.
- Ahmet’in abesi Hüseyin’le akrabalarının akşama Neşe’yi istemeye geleceğini; eltisi olacak Güllü kadın ikindi namazından sonra Şerife anayı haber verdi. - Neşe’yi akşam istemeyi geleceklerine Ana-kız çok sevindiler. Ortalığa çeki düzen verdiler. Tarla ile ev arasında aylardan beri gidip geldikleri için, evin içi bile karma karışıktı. Bir fırsat bulupta temizlik yapamamışlardı.
- Ahmetler yatsı namazından sonra geldiler. Neşe, edeplice dünürcüleri “Hoş geldin” dedi. Neşe Kahve ikram etti, sonra çay hazırladı. Ahmet’in abisi Hüseyin ”Allah’ın emri, peygamberin kavli” ile Neşe’yı anası Şerife’den istedi.
- Şerife ana da: Bizim düşünüp, taşınıp, danışacak kimsemiz yok. Allah’ın emri, peygamberin kavli başım üstüne, verdim-gitti, hayırlı olsun” dedi. Böylece söz kesilmiş oldu, Neşe kapının ardında dinliyordu. Anası Neşe’yi içeri çağırdı. ”Kızım Hüseyin amcan, seni kardeşi Ahmet’i istedi, ben de verdim. Öp ellerini” dedi. Neşe misafirlerin elini öptü, sonra anasının da ellerini öptü. Karşılıklı hayırlı olsun dediler birbirlerine.
- Neşe erkenden uyandı o sabah. Ahmet’ini uyandırmayı kıyamadı. İstemeyi istemeyi Ahmet’i uyandırdı. "Kalk Ahmet’im kalk askeri gidecekler köy meydanında toplanmışlardır bekletmeyelim insanları” dedi… Çocuğu karnında Neşe, Ahmet’ini asker ocağına gönderdi o bahar...
- Buram buram asker mektubunun biri gelip biri gidiyordu. Bir gün bir haber geldi ki, ne haber… Acı haber tez duyulurmuş, öylede oldu. Kimse Neşe geline söylemezdi Ahmet’in askerde şehit olduğunu. Herkes birbirinin yüzüne baktı. Evi bir soğukluk kapladı kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Acı haberi duydu Neşe gelin yıkıldı. Sanki kalbine bir bıçak saplanmıştı. Yenidünyayı gelen yetimini baktı baktı, “sen Neşeli ol oğlum kuzum” dedi yetimini.
- Neşe’nin anası duydu hacı haberi. “Ah yetimlerim dedi. Bubaları öldü Hasan’ımı bubasının adını verdik a talihsizlerim” diye yas tuttu şerife ana...
--- “Şerife kadının kocası Hasan, doğacak oğlu daha dünyayı gelmeden erken yaşta ölünce doğan çocuğa köyde ilk olarak bir çocuğa babasının adı verilmişti”…
- Neşe, sen Neşeli ol oğlum dediği çocuğuyla hayatın zorluklarını göğüs germeyi çalışıp, acılarını dindirmeyi çalışırken şerife ana Neşe’yi ...”oy anam, gadın anam! dedi. “Talihsiz bahtsız Neşe’m” dedi. “Benim bir yanım güldü bir yanım gülmedi. Senin de bir yanın gülmedi. Bir yanın gülsün gök gözlü kızım” dedi.
- Neşe, anasını gündüz belli etmese de anası onun geceleri gizli gizli ağladığını biliyordu....
- “Neşe sen ne deyon ana öyle” dedi.
- “Hayırlı nasibin çıktı Neşe’m ”dedi anası. “Çakırın oğlu için seni benden istediler. Sen de bilirsin komşumuz Çakırın Bayram babasını pek benzemez inşallah mutluluğu onda bulursun. Senin yetime ben bakarım, sen var git yüzün gülsün” dedi Şerife ana…
Öylede oldu. Şerife ana Neşe’nin yetimini bağrına bastı. Neşe gelin kaderine boyun eğdi. Çakırın Bayram’la evlendi. Neşe’nin Bayramla mutlu hayatı halen deyim ediyor.
Anasının duası geçmiş yetim Neşeliye. Neşeli, mutlu hayat sürdürüyor neşeli neşeli…
Her şey gönlünüzce, güzel mutlu hayatınız olsun dostlar…
Recep ASLAN