Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Eylül '21

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

İmdaaattt!

EMPERYALİZM, işte böyle bir şey!

Günlerdir, haftalardır…

Saptadığı gündem üzerinden “ulus devletlerin” gündemini de belirliyor.

Açıp baktığınızda…

TV veya gazeteleri…

Ne/neler görüyoruz?

Ezber şeyler…

Afganistan…

ABD…

RUSYA…

ÇİN…

Ve bölge üzerinden emperyalist hedefleri olan devlet üstü yapıların, ABD sonrasında ORTADOĞU ekseninde neler planladığı irdelenmekte.

Olan biten ortada…

Amerika Birleşik Devletleri Afganistan’dan çekildi de “şeytani hedeflerinden” vaz mı geçti?

Bakar mısınız?

Ne kadar çocuksu tepkiler veriyoruz/veriyorlar!

ABD bölgeden “şeklen” çekilmiş olabilir.

O zaman soru şu:

ABD, neden Ortadoğu coğrafyasına gelmişti?

Amiyane tabirle neden Afganistan’a ve Irak’a “çökmüştü”?

* * * *

 

İnsan hakları?

Demokrasi?

Zenginlik?

Hem ekonomik hem de toplumsal kalkınma?

Eee o zaman?

Neyi tartışıyoruz?

Joe Biden şöyleymiş… Beden dili de fiziksel görünümü de böyleymiş!

ABD rezil olmuşmuş!

Güldürmeyin adamı?

Amerika Birleşik Devletleri, şeklen çekilebilir ama sanki burada tertiplenmek istenen dolaplar bitecek mi?

Sanki ABD burada-Afganistan ve Irak- 20 yıldır ne yaptı? Bölge halklarının çıkarına neyi “değiştirdi/dönüştürdü?”

Konvansiyonel türden savaşlar geride kaldı? Ne yani, ABD bölgeden çekildi diye, çapulcular yığını Taliban’a yenildi mi sanıyorsunuz?

Vay be ne kadar sığ ve genelgeçer yorumluyoruz vakaları!

Aslında neyse ne…

Emperyalist blok, merak etmeyin kendi çıkarları adına, özellikle tükenmekte olan fosil kaynaklar adına- petrol ve doğalgaz- ülkelerinin abat olması açısından farklı taktikler deneyecektir.

Derin analizlere gerek yok.

Vekalet savaşları denen olgu var. Dün, Taliban’ı kuranlar/kurduranlar, yine SSCB yayılmacılığına ve tehdidine koşut EL-KAİDEYE yol verenler, yıllardır masa başında pergellerle Ortadoğu ve OD’nun zenginlikleri için projeler tertip edenler, bu emellerinden vaz mı geçecekler?

Taşeron örgüt kullanmak, ülkeleri etnik ve mezhep boyutunda birbirine kırdırmak, toplum içine kin ve nifak tohumları ekmek, özellikle derinden ve hissettirmeden kültür emperyalizmiyle toplumların “içini boşaltmak”…

* * * *

 

Benim anlatmak istediğim ve derdim bu değil. Tamam, dışarıdan izole olarak bu çağda- küreselleşme ve bilişim çağında- ne döndürülen dolapları ne de dönüşümleri anlayabiliriz ne de tepki verebiliriz.

Benim ilgimi celp eden gelişmeler daha çok iç dinamiklerimizden kaynaklanmakta. Ben dünyaya bakış açımdan ve senelerdir yaşam denen bilge öğretmenden damıttığım kadarıyla…

Her şeyden önce ülkem diyorum. Vatan diyorum. Topraklarımız diyorum. Ülkemizin biricik yurttaşları diyorum. Belirttiğim üzere yaşamdan damıttıklarım kadarıyla “kafatası milliyetçisi” değilim.

Ama ülkeme, milletime ve ülkemin suyuna ve huyuna âşığım.

Bizlerin kapımızın önündeki sorunları halletmeden, maceraperest bir tavırla dünya siyasetine eklemlenmemiz akılcı mıdır?

Belki size çok çocuksu gelebilir ama, kendi mahallemizdeki gelişmeleri okudukça ve izledikçe kahroluyorum. Farkında mısınız bilmem ama, gerçekten toplum olarak birbirimizden uzağız ve uzaklaşmaya başladık.

Bu kin ve nefret illeti var ya, gerçekten de bir toplumu askersiz topsuz ve çabasız yıkmak, bölmek ve yok etmek için en iyi silah.

Genelde gazete okurum, televizyon izlemeyi sevmiyorum ve tercih etmiyorum. Gördüğüm sosyolojik manzara-i umumiye fecaat şeklinde özetlenebilir. Gazeteleri açıp bakıyorum, bu ülkenin kadim gelenekleriyle mayalanan insancıklarına bakıyorum, gerçekten de dehşete kapılıyorum.

Evet, ABD, RUSYA, ÇİN ve diğerleri bana ne bunlardan diyebiliyorum ama, güzelim ülkemin insanlarının moral değerler olarak içine düşürüldüğü durumdan bana ne diyemiyorum. Bu bağlamda, insanımızın, toplumumuzda cereyan eden her nevi gelişmelere olan etki ve tepkileri artık ciddi manada masaya yatırılmalı. Nasıl mı? Sanırım, okumanın ve fazlaca memleket sorunlarıyla ilgili olmanın insana daha fazla içgörü verdiği kesin. Evet, okumak, insanın imgeleme ve gördükleri üzerinden çıkarım yapma yetisini tahkim ediyor. Gazeteleri okuduğumda; bu muhalif veya yandaş şeklinde tanzim edilen basın bağlamında, artık inanın içime kederler çöreklendi. İmdat demek istiyorum, bizler böyle bir insan değildik demek istiyorum.

Geçici süreyle dünya denen otobüsü durdurun:

GEÇİCİ SÜREYLE İNECEK VAR!    

 

 
Toplam blog
: 706
: 83
Kayıt tarihi
: 18.05.16
 
 

Ben, Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunuyum. Şuan için öze..