Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İmkânsız

İmkânsız
 

Ne kadar buruk bir ifade. Hayatta kimsenin duymak istemediği türden. Ama hayat öyle garip öyle anlaşılmaz ki istesek de istemesek de imkânsızla karşılaşıyoruz...

İmkânsız işte. Ona yapılabilecek birşey yok.

Çok enteresandır, bazen imkânsız dediğimiz şeyler aslında imkânsız olmayan, sadece bizim içim imkânsız olan basit alelâde isteklerimiz.

İmkânsızla karşılaşınca ne yapıyoruz? Kaçıyoruz. Kalıp savaşmak zor geliyor. Korkularımız var. En büyük korkumuz yenilme korkusu, kaybetme korkusu. Sanki korkunca yenilmeyeceğiz, kaybetmeyeceğiz.

Şu an dinlediğim şarkıda ki gibi, 'alıp başımı giderim, efeler gibi hey' Şuna kısaca kaçıyorum desene!

Bazen de kaçmak en iyisi aslında. Bişeyleri düzeltemese de en azından daha fazla çıkmaza girmesini engeller. Sanırım içimizde ki savaşçı ruhla ilgili.

Ben kaçmaktan yanayım. Durumu değiştiremiyorsan kaçacaksın arkadaş. İmkânsızla savaşmak için silahın olmalı. Üstelik bazen silahın olsa bile savaşmak istemiyor insan.

Korkaklık var elbette ama tek sebep korkaklık değil galiba. Kalıp savaşmak için savaşmaya değecek şeyler olması lazım. Ne gibi şeyler diye bakmayın bende bilmiyorum. Öğrenince size de söylerim.

Biraz kolaycılık da var. Ben zoru severim durumları herkese göre değil. Zoru severim durumu artık bana çok mantıklı gelmiyor, hatta zaman zaman riyakârlık gibi geliyor. Zoru sevmek için hep savaş halinde olmak lazım...

Sürekli savaş durumunda olmak da sinir stres yapar insanda. Savaşların en aptal tarafı da kazananın olmaması. Ortada bir savaş varsa bence her iki taraf da kaybediyor...

Bazen de ne kadar dikkat edersek edelim ne kadar kaçarsak kaçalım kendimizi inanılmaz bir şekilde aptalca bir savaşın içinde buluyoruz. Büyüklerin söylediği gibi, bela geliyorum demez, gelip sizi bulur. Bu durumda kalıp savaşmalı mı yoksa bela bana bulaşmasın diye uzaklaşmalı mı...

Bence kenardan kenardan uzaklaşmalı. Şu bir gerçek ki her kavgasını verdiğimiz şey bu kavgaya değmez. Çoğu zaman hırs yaptığımız için savaşıyoruz. Kaybedince yenik ve ezik oluyoruz kazanınca da taçlandırılmıyoruz. Boşuna zaman kaybı boşuna enerji kaybı boşa sinir stres.

Kısaca aptallık...

İsteyen kalıp savaşsın. Bu savaş işi bana göre değil. Ortada bir savaş varsa gözleriniz beni aramasın çünkü orada olmayacağım. Bilin ki firardayım. Kalıp hiç kendimi yoramam, gönlümü yoramam.

Savaşmadan, barış içinde güzel dostluklar, arkadaşlıklar varsa beni orada görebilirsiniz.

Yok ille de savaşmak gerek diyorsanız ben kaçtım. Size kolay gelsin...

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..