- Kategori
- Güncel
İmzayı kim ıslattı?

O mu ıslattı?
Haziran 2009’da “İrticayla Mücadele Eylem Planı” adıyla yandaş medyaya servis edilip "TSK düşmanı" Taraf’ta (her nedense başlığı değiştirilerek!) “AKP ve Gülen’i Bitirme Planı” olarak manşete taşınan belgenin altındaki imza ıslak değil de fotokopi olduğu için Albay Dursun Çiçek’e ait olup olmadığı anlaşılamamıştı. Ama yandaş medyanın kalemşorları daha ilk günden uzman birer grafolog(!) olarak imzanın Çiçek’e ait olduğunu ilan ettiler. Buna rağmen ne askerî ne de sivil yargı (yani malûm davanın savcıları) bu uzman görüşlerine itibar etmeyip dosyayı kapattılar ve ayıp ettiler!
Ayıp ettiler çünkü onlar imzanın Çiçek’e ait olduğunu kanıtlamaya çalışırken altı ıslak imzalı belge kendisinde olan ama teslim etmeyen meçhul bir “onurlu Türk subayı”, bu belgeyi dört aycık bir gecikmeyle kendilerine gönderince malum dava savcılarının dosyayı kapatmakla böyle hain bir planı örtbas ettikleri ortaya çıkıverdi! Olsundu, geç olsundu da güç olmasındı... Sonuç olarak hiç bir işe ve TSK komutanı generalleri tutuklayıp darbecilikten zindana atmaya yaramayan belge altındaki kupkuru imza böylece “şerefli bir Türk subayı” tarafından ıslatılmıştı... Pekiyi kimdi o meçhul şerefli asker? Kimdi, neyin nesi, kimin fesiydi? Bunu ilerleyen günlerde şerefiyle ortaya çıkıp açıkladığında öğreneceğiz, mensubu olduğu ordu hakkında bir sürü iddiada bulunup ondan sonra da saklanacak değil herhalde...
O ortaya çıkana kadar ben benzer bir olayı anımsatayım size ki kim olduğuna ilişkin bir ipucu olabilir belki. Anımsayacaksınız, bu yılın Mart ayında yine aynı Taraf gazetesi ve yandaş medyada Kayseri Garnizon Komutanı Tümgeneral Rıdvan Ulugüler’in Kayseri’de esnafı fişlediği ve askerlerin bu fişlenmiş yerlere gitmesini kendi imzasını taşıyan bir yazıyla yasakladığı yine büyük bir yaygara ile gündeme taşınmış, tümgeneral bahane edilerek TSK her gün manşetlerden ve köşelerden yaylım ateşine tutulmuştu.
Elde kapı gibi bir belge, altında tümgener
“<ı>Denizli'de lisedeyken bir yıl kadar Işık Evleri'ne gitmiştim. Mezun olduktan sonra bir abimiz Kayseri'de Işık Evleri'nden kişilerin bize ulaşacağını söyledi. 2006'da Kayseri'deki birliğime katıldım. Birkaç gün sonra Tarık isimli şahısla tanıştım. Onun evinde de Yusuf'la tanıştım. Tarık daha sonra İsmail Dağ ve Orhan Güleç astsubaylarla yanıma geldi. Bize yardımcı olacağını söyledi.ı>
<ı>İsmail Dağ ve Orhan Güleç ile ev tuttuk. Daha sonra Yusuf, E.Ş. isimli biriyle geldi ve "Bundan sonra ev abiniz E.Ş. olacak" dedi. E.Ş. ev abimiz oldu ve Kırık Testi, Prizma ve Asrın Getirdiği Tereddütler gibi Fethullah Gülen'e ait kitaplar getirerek bize açıklamalarda bulundu. ı>
<ı>28 Şubat 2009'da Yusuf evimize geldi ve bir yazının çıktısını gösterdi. Yazıyı DSY sisteminden göndermemi istedi. Işık Evleri ile ilgimi vurguladı. Beni gizliden gizliye tehdit etti. Ben de kabul ettim. 2 Mart'ta Personel Şube Müdürü bana kendi şifresini verdi ve DYS sisteminden, bir evrak göndermemi istedi. Böylece yetkili bir kişinin şifresini öğrenmiş oldum. Öğleden sonra flash belleğin içerisinde bulunan belgeyi gönderebilmek için arkadaşımın çalıştığı amirliğe gittim. Flash belleğin içerisinde bulunan belgeyi gönderebilmek için arkadaşımın çalıştığı amirliğe gittim. Flash belleği
Acele yok, acele yok! Hele şerefiyle bir ortaya çıksın, öğreneceğiz kimmiş aklı dört ay sonra başına gelen bu “onurlu Türk subayı!”