Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '15

 
Kategori
Magazin
 

İNADINA AŞK OLABİLDİ Mİ?

Karadeniz insanının hırçınlığından espriler üretip bunu aşkın duygusallığıyla harmanlayan ‘İnadına Aşk’, Fox TV’nin yaz ekranındaki romantik komedi seçeneği olarak yerini aldığında, izleyiciyi çekebilmesi konusunda biraz kuşkuluydum doğrusu. ‘‘Fox’un Yaz Dizilerine Bakış’’ isimli yazımda ‘İnadına Aşk Olabilir Mi’ başlığı altında bu kuşkularımı dile getirmiştim.

Gerçi yapımcılığını Sinegraf’ın üstlendiği dizinin, yönetmen koltuğunda Osman Sınav bulunuyordu. Dolayısıyla Türk seyircisinin beğenisine hitap eden yapımlara imza atmakta usta olan Osman Sınav’ın varlığı bana göre dizi lehine bir avantajdı. Ancak bu olgu başlı başına yeterli olamazdı tabii ki. Zira sinemanın aksine uzun süreli dizilerde izleyiciyi aynı oranda tutabilmek için ilave detaylara da ihtiyaç vardı. Bu noktada öykünün dilinin çekiciliği ve romantik komedilerin çift merakını tatmine uygunluğu devreye giriyordu.

Nitekim diğer yapımlardan farklı bir tempoyla sessiz ve derinden yaz dizisi yarışına dâhil olan ‘İnadına Aşk’ tüm bu detayları eksiksiz yerine getirerek sağlam bir yer edindi kendine. Üstelik de abartılı oyuncu popülerliğine yönelmeden ve yapay canlandırmalara gerek duymadan ‘İnadına Aşk’ olabildi.

Peki, yaz boşluğunda iyi sonuçlar alıp başa yerleşen ‘İnadına Aşk’ şimdi yeni sezonda nasıl bir gidişat sergiler? Ekrandaki yerini koruyabilir mi? Bu sorulara cevap verebilmek için diziyi başlangıcından itibaren masaya yatırarak bakalım konuya.

 

‘İNADINA AŞK’, İNADINA DEVAM!

Öncelikle şu gerçeğin altını çizmekte fayda var… Senaryosunu Ferda Eryılmaz ve Nehir Erdem’in üstlendiği ‘İnadına Aşk’ aslına bakarsanız öyle derin bir öyküye sahip değil. Lakin bunun sadece ‘İnadına Aşk’a mahsus bir özellik olmadığı da kesin. Zaten romantik komedilerin hemen hepsinde durum aynı. Tesadüfler, olmazlardan oldurulan aşklar ve kıskançlık çekişmeleri… ‘İnadına Aşk’ da bu temelden yükselen bir yapım oldu nihayetinde. Ancak Laz kızı Defne ile çapkın Yalın’ın aşk hikâyesini merkezine alan dizinin, yazılım mühendisliği-kod hatasını tespit gibi oldukça iddialı konularda girişini yapmanın ardından kadın-erkek ilişkilerine çift yönlü bakışla değinip aşk hallerini ders verici yorumlarla geliştirmesi farklılık getirdi olaya. Bu çift yönlülükte maçoluk da vardı, kadının özgürlüğü de!

Karadeniz erkeğinin abartılı kıskançlığıyla maçolaşan yapımda baş görev, ikide birde öfkeden kal gelen Çınar’a düşmüştü. Tersane sahibi aileden gelen zengin çocuğu Çınar, bütün zamanını kız kardeşi Defne’ye göz kulak olmakla geçiriyordu. Gemi mühendisliğini okumuş olsa bile erkeğin maçoluktan ve kaba kuvvete başvurma alışkanlığından kurtulamayacağının en güzel örneğiydi. İnsanın cebi dolu olunca etrafa sarması normal diyelim.

Bu noktada vurgulanması gereken detaysa; ava giderken av olan avcı misali avlanan ve Defne’yi patronu Yalın’dan korumaya çalışırken onun kardeşi Yeşim’e tutularak kıskançlıkta tavan yapan Çınar’ın, Eren Vurdem tarafından başarıyla canlandırıldığı! Yani zaten ekstra bir hikâyesi olmayan bu karakterin ve dahi dizinin böylesine tutmasının baş sebebi Eren Vurdem’in kendine has performansı oldu. ‘İnadına Aşk’, Çınar’ın kafa-göz dalmasıyla özdeşleşti adeta.

Dizinin erkek kanadından yansıyan ve bıktırıcı olsa dahi hayli rağbet gören bu tabloda da çifte standart vardı aslında. Senaryo bunu erkeklerin ikiyüzlülüğünü açığa çıkartmak için yaratmıştı. Ama ne hikmetse kavga ve kıskançlık tutkunu erkeklerin bunu doğru algıladığını hiç sanmıyorum. Dolayısıyla Çınar’ın ve Yalın’ın esprilerle süslenen maçolukları ‘normal’ davranış biçimi olarak benimsenme olumsuzluğunu da getirdi beraberinde… Ki bu da bana göre dizinin negatif yönüydü. Misal; Kız kardeşlerinin giyim kuşamına karışmayı vazife bilen Çınar ve Yalın’ın, benzer kıyafetleri giyen diğer kızlara yönelttikleri ‘Böyle giyinen kızların tek gecelik olacağı’ yorumundan, dekolte giyinen kızlarla uzun ömürlü birliktelikler yaşanamayacağı mesajının çıkması hiç hoş olmamıştı. Her ne kadar içerikte bunun aksine söylemlere yer verilse de!

Durumlardan mizah ve hikâye üretmeye yönelik ‘İnadına Aşk’ta, bölümler boyu süren ciciklerden mini etek muhabbetine uzanan kıskançlık yapılanmasında durum böyleyken kadınlar cephesinde de duygu karmaşasının hâkim olduğunu görmezden gelmek imkânsız. Kıskançlıktan şikâyet ederken kendileri de aynı açmazın içine düşüyorlar. Karadenizli tutucu bir ailenin kızı sıfatıyla bağdaşmayan Defne bu açmazın başını çekiyor. ‘Cicik-mucuk-asansörcük’ vukuatlarıyla zirve yapan dizide sergilediği tuhaflıklar onun ailesel köken vasfıyla bağdaşmıyor. Açelya Topaloğlu’nun canlandırdığı Defne adeta bir başkaldırı halini alıyor böyle durumlarda.

Yeni sezonun yaz dizilerinin yüreklerini hoplattığı bu süreçte ‘İnadına Aşk’ için son sözümüz…

Aile içinde gerçekleşen Yalın-Defne öpüşmesinin benzeri bazı hallerde geleneksellikten iyice uzaklaşarak kendi kendisiyle çelişen ‘İnadına Aşk’ta erkeğinden kadınına ruh hallerini zıplatan bir gidişat olduğu kesin. Ancak bu yapımda en azından değiş tokuşlu çiftler çıkmıyor karşımıza. Yani bir erkeğe bir kadın düşüyor ve aşklar onların sınırları dâhilinde gelişiyor. Üçgenler-dörtgenler ve dahi kadın entrikalarının türlüsü yok kısacası. Bu da diğerlerine nazaran ‘İnadına Aşk’ı daha makul bir romantik komedi haline getiriyor. Kimileri öpüşmelere kafayı taksa bile gerçek bu!

Sonuçta; Geçen sezonun dizilerinin dönmesi ve yeni sezonla beraber hayli dişli yapımların da yüzünü göstermeye başlaması bütün yaz dizileri için risk demek. Nasıl ki, ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ ATV’yi birinciliğe taşırken FOX’un ‘Adı Mutluluk’ dizisinin gerilemesine de sebep oldu.

Bu doğrultuda Perşembe’nin kralı olan ‘Kurtlar Vadisi Pusu’nun dönüşüyle o gün ekranda yer alan diziler de etkilenecektir haliyle. Dahası ‘Kocamın Ailesi’ de var hesapta. Zaten bu konuda spekülatif haberler bir süre önce ortalığa yayılmıştı. Bazıları ‘İnadına Aşk’ın 13’üncü bölümde final yapacağını yumurtladı. Buna karşılık bazıları, kış aylarında da devam edeceğini söylemekte. Öyle veya böyle, FOX’un performansı düşen diziyi yollayacağı kesin. Düşüşün önüne geçmek için gerekense, sağlam senaryo ve yenilikler yaratma becerisi! ‘İnadına Aşk’ bunları yapabildiği sürece, tüm risklerle başa çıkıp inadına ekranda kalacaktır. Hadi hayırlısı.

 

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..