Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '19

 
Kategori
Deneme
 

İncir

Bu hayat sınavında bazen sağlıkla, bazen kırılganlıklarla, çoğu zaman insanlarla sınanıyoruz. Eğer sağlığımız varsa ve manevi huzurumuz yerindeyse, vicdan mahkemesinde yüreğinden ve kendinden eminse insan, yaradan tüm güçlükleri, bazen çakılları, bazen dağları, kimi zaman çakalları, yağmurları, tipiyi, karları, fırtınaları, aşılacak denizleri, çölleri öyle bir aştırıyor ki  geriye dönüp baktığında bu yaşananların sana tarifsiz birer tecrübe, seni sen yapan değerlerin anlamını yitirdiği ve özlerinin çıkar dünyası olmuş insan yığınlığının arasında kendini daha iyi buluyorsun.

Sabır, sukut ve şükür

Eninde sonun da meyvelerini alıyorsun. Hayattaki bizleri çoğu zaman incire benzetirim ben. İncir küçüktür zamanla büyür. Büyüdükçe büyümenin verdiği sancılar başlar. İncir her büyümeye ilerlediğinde yavaş yavaş yumuşar ve daha olmamıştır. Sütünü salar tıpkı insanlar gibi ağlar, her canı acıdığında akıtır o bembeyaz sütünü. Asla büyümekten vazgeçmez. Büyür büyür ve açar ağzını akıtmaz artık sütünü. Tıpkı ben artık oldum, içimi artık görebilirsiniz, izin verdim hepinize der gibi.

Acı sütünü verdikçe, içinde öyle bir inanç duygusu vardır ki Rab'bine, bir yandan da tadını toplar içine. Tıpkı sen gibi, tıpkı ben gibi, tıpkı biz gibi …

İşte seni böyle hissederek seviyorum. İçime kokunu çekerken huzur çekiyorum  ruhuma. Gözlerine bakarken denizi de, gökyüzünü de, dağları da, hepsinde oluşan güneşli günleri de, kara bulutları da ya da fırtınaları, kasırgaları da.  Gözlerinde yağmuru, sabrı ve bir o kadar da sabırsızlığı, canlılara olan merhameti ve sükuneti .Güzel yüreğini, insanlara ulaştıran aşk ve duygulu kaleminin ince düşünceli dans edişini, zeki görüşlerini, sorumluluk duygularını ve sahiplenişini, hem  tutkulu hem de bir o kadar kelebeği avuçlarcasına özenli dokunuşlarını seviyorum. 

Bir serçenin kalbi gibi kırılgan ve bir o kadar arslan gibi yüreğini. Haya duygun da ki temizliği. Yüreğe ve bedene her dokunuşundaki duyguları heyecanla süzüşleri ni. Seni sarınca kollarım, kalp ritmininin atışını hissedebilmeyi ve hissettirmeyi

Aldığım nefesin, sanki deniz kenarında bazen yosun kokularının anmsattığı huzurda, yağmur yağdıktan sonraki buram buram toprak kokusunda ve bazen de bir dağ eteğinde burnuna çektiğin o çiçek kokularının içinde kaybolurken,  o mor sümbüllerin kokusunu bulabilmeyi seviyorum.

Senede bir açan, sadece bir kere gün yüzüne çıkan ve yerin altında o bir gün açabilme ihtimaliyle yaşayan çiçeğin gizemliliğini. Denizin en derinlerine daldığında o aranan,  kendini bir kabuğun içine gizlemiş incinin değerini,  asilliği anlatan karanın anlamını ve saf duyguları,  masumiyeti, tıpkı bir inci misali beyazın o en derin anlamını. Özlüğünü, kendin olmanı.

Özgürlüğünü, rotasını senin belirleyeceğin balonla, havada tıpkı bir kartalla yarışırcasına çılgınlığını ve ulaşmak istediğin yolda karşına çakallar da çıksa, dağlar engellerde çıksa, pes etmeden her şeyi aşıp ulaşmak istediğin yüreğe, amaca olan mücadeleyi. Sevdiğin insanla, hayalini kurduğun yer mekanı neresi olduğu önemli olmaksızın maceraları ve kendimden bir çok parça bulduğum seni sen yapan seni  ve hatta hayat hikayemdeki eksik pazıllarımızı tamamlamayışımızın gururunu, yardımseverliğini. Paylaşıp paylaştıkça çoğalan emekleri, saygıyı, sevgiyi aşkı özlemi, gözlerinde hayatı gerçek anlamda hissederek ve hissettirerek yaşama bakış açını. Gözlerinde yaşamın gerçek sevginin paylaştıkça yaşadıkça ne kadar güçlü sağlam olduğunu. Bedenler bir de olsa, ayrı da kalsa gözlerinde 'BİZ' olmayı. BİZİ yaşamayı çok seviyorum. Seni çok seviyorum 

Sevgiyle kal

CÜNEYT KALYONCU 

 
Toplam blog
: 13
: 147
Kayıt tarihi
: 16.01.19
 
 

MERHABALAR   ÖNCELİKLE TEŞEKKÜRLER MİLLİYET tıpkı deniz gibidir HAYAT ... bugun yine üstü kapalı ..