İncitmeden sev... Ürkütmeden sev... Ağlatmadan sev...

Bekleme bir daha koşup gelmek için bekleme. Anlamamı bekleme… Bilemem ki… Sihirli kürem yok ki göremem ki… Üzülürüm, hırpalanırım… Her telefon sesi yüreğimi hoplatır… Kapıdan içeri her girene bakarım … Unuturum iş yerinde olduğumu dalıp dalıp giderim nedenlere, niçinlere.

Doğum günümdü dün… Konuşmuştuk, biliyordun, değer veririrm ben özel günlere… Sen de bana değer verirsin bilirim… Ama aramadın, sormadın, gelmedin… Canın sağolsun… Üzülmedim desem yalan olur… Zaman zaman engel olamadım gözyaşlarıma. Yeise yolladı beni sesinin çıkmayışı. Demek günlük telaşelere kapılmıştın sen de sıradan bir gün gibi.

Kalbindeydim demek… Ama sana engel olan gururun… Arama, şimdi ne söyleyeceksin diyen iç sesin, aklını ele geçirmişti demek… Çok mu zordu iki kelimeyi bir araya getirmek. Bilirim ustasındır bu işte… Ama ne oldu tükendi mi kelimelerin… Unuttun mu okumayı yazmayı… İnan bana hediyen ya da çiçekler değildi beklediğim… Sendin … Bir tek sen…

Aramadın… Gelmedin…

Mesafeleri sokma aramıza… Açık seçik olsun yaşanılan her şey… Olabildiğince şeffaf. Dedim ya sihirli kürem yok benim… Sağlam temeller üzerine otursun aramızdaki bu şey henüz yolundayken başın. Sağlam ve emin adımlarla ilerleyelim sevda yollarında… Çekinme benden… Surat asmam… Yüzümü dönmem… Hissedeyim yeter ki samimi olduğunu, candan olduğunu… Yüzüme bakmak çok kolay… Kalbimi fethetmek çok kolay… Yeter ki yürekten ta yürekten sev onu… Birbirimizi tüketmeden , lütfen.

Gel… Bekliyorum… Sev… Buradayım… İncitmeden sev… Ürkütmeden sev… Ağlatmadan sev… Küskün değilim inan… Sadece hayalimin kırıkları canımı yakan.

"RESİM:ALINTI"