Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '08

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

İnebolu’daki İstanbul: Evrenye

İnebolu’daki İstanbul: Evrenye
 

Fotoğraf: Aydın Tiryaki (5-8-2008, Evrenye-İnebolu)


İnebolu tarafından Evrenye’ye girerken yolun altındaki kadınlar plajının çevresine parkeden arabaların hemen hemen hepsinin plakaları 34, yani İstanbul. Evrenye’nin içine girdiğimizde, küçük limanının içinden geçip, mendireğin arkasındaki plaja kadar gördüğümüz arabaların da plakaları 34. Orası İnebolu’daki İstanbul: Evrenye...

İnebolu’nun köyü, Gemiciler’den sözediyorum. Uzun yıllardır adı Gemiciler olmasına karşın herkes Evrenye adıyla bilir. 60’lar ve 70’lerdeki çocukluk yıllarımdan, İnebolu pazarının kurulduğu Salı ve Cumartesi günlerinde, şık giysilerinin üzerinde saçlarını tam kapatmayan beyaz başörtüleriyle İnebolu’da dolaşan Evrenyeli kadınları anımsarım. “Evrenyeli gibi giyinmek”, şık ve temiz giyinmenin tanımlanmasıydı o yıllarda.

O zamanlardaki gibi giyinen Evrenyelileri şimdi çok görmesek de, kimi zaman, 34 plakalı arabaların direksiyonunda rastladığımızda, “işte Evrenyeli” diyoruz.

Evrenye, İnebolu-Abana yolu üzerinde, deniz kıyısında, İnebolu’ya bağlı güzel bir köyümüz. Kış aylarında çok az kişinin yaşadığı köy yaz aylarında İstanbul’daki Evrenyelilerin gelmesiyle kalabalıklaşıyor.

Son zamanlarda Evrenye plajında denize girdiğimiz için daha çok tanıma fırsatım oldu ve fotoğraflar çektim.

Küçük limanın girişinde “Gemiciler Yanaşma Yeri 1974” yazıyor. Uçlarında küçük birer fenerin olduğu iki mendirek bulunuyor. Uzun mendirekte fenere kadar araba yolu var, kısa mendirek arkasındaki plajın sığlaşmasını sağlamış. Kısa mendireğin arkasındaki büyük kayaların üstü oradan denize girmeyi sevenlerce dolduruluyor. Denizin dalgasız günlerinde iki fenerin liman içindeki yansımaları güzel görüntüler oluşturuyor.

Plajda otururken limanın içinden bir hız motorunun çıktığını duyuyoruz, arkasında su kayağı yapmaya çalışan ancak ayakta durmayı başaramadığı için düşenleri izliyoruz. Küçük deniz motorları dolaşıyor uzakta, yakında. Zaman zaman uzaktan geçen gemileri görüyoruz.

Plajın kimi yerleri kumla, kimi yerleri taşlarla kaplı. Karadeniz’in toprağı gibi kumu da verimli, kumların arasında büyüyen dikenli otlar görünüyor kimi yerlerde. Kumsalın bittiği yerden hemen orman başlıyor. Yamaca yerleşmiş küçük çay bahçesi birşeyler içmek, yemek isteyenlerin uğrak yeri.

Limanın içinde kayıklar dizili sıra sıra. Durgun suya güzel yansımalarını sunarak sakince bekliyorlar. Birkaç balıkçı büyük bir sabırla ağlarını tamir ediyorlar, belli ki sabırsızlıkla balık avı sezonunu bekliyorlar.

İki karabatak suda sakince yüzüyorlarken aniden suya dalıveriyorlar. Yanımda fotoğraf makinası olduğu zamanlarda hep uzakta yüzüyorlar, yanımda değilse kıyıya kadar geliyorlar!

Limanın içinde, asırlık çınarların gölgesinde güzel bir çay bahçesi çoğu gün deniz çıkışında uğrak yerimiz oluyor. Çay bahçesinin yaşlı müdavimlerini her gittiğimizde görüyoruz. Akşam saatlerinde çay bahçesine gelen, seksenli yaşlarda, şık takım elbiseli, papyonlu bir bey son yıllarda dikkatimizi çekiyor.

Dar sokaklardan, Evrenye’nin çarşısından geçen İnebolu yoluna çıkıp, solumuzda yemyeşil ormanı, sağımızda ağaçlardan görebilirsek masmavi Karadeniz’i seyrederek İnebolu’ya doğru gidiyoruz.

Evrenye, güzel İnebolu’nun güzel bir köyüdür. İnebolu’ya, Abana’ya yolunuz düşerse Evrenye’ye uğramayı unutmayın.

İnebolu, 7 Ağustos 2008

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..