- Kategori
- Kent Yaşamı
Antalya da yok oluyor

-Bir turizm kenti Antalya.
-Dinlencenin merkezi.
-Eğlencenin merkezi.
-Denizin merkezi.
-Güneşin ve doğanın merkezi.
-Yılbaşından bu zamana kadar, beş milyon turist ziyaret etti Antalya’yı.
-Yılsonuna kadar rekor kırılabilir.
-Buna karşın Antalya’da durum vaziyet nedir?
-Bakıyoruz!
-Feci bir orman yangını.
-Tüm zamanların en fecisi.
-Kocaman bir bölge, göz göre göre yok oldu.
-Her yıl alışmıştık orman yangınlarına.
-Yurdun dört bir yanından gelen yangın haberleri yüreğimizin sızlamasına neden olurdu.
-Bu defa ki hepsinden kötü oldu.
-Antalya’ya yerleştiğim ilk yıllarda yine benzer bir orman yangını yaşanmıştı.
-Düzler Çamı yangını.
-900 hektarlık bir orman yanıp kül olmuştu.
-O müthiş çam ormanları yok olup gitti.
-Ama şimdiki tam bir felaket.
-4000 hektarlık bir alan yok olmuş şu ana kadar.
* * * * *
-Kent merkezi ayrı bir dramla karşı karşıya.
-Turizm kentine yakışmayacak bir dokusal yapı ortaya çıkıyor.
-Saçma sapan şekilde yapılan yer altı geçitleri.
-Güya trafik sorununu çözecekti Antalya’nın.
-Aksine derinleştirdi trafik sorununu.
-Yine kent merkezine yapılan devasa alış veriş merkezleri.
-Alış veriş merkezlerinin inşaatları bitince rezillik ondan sonra başlayacak.
-Stad yapımı cabası.
-Önümüzdeki dönemler Antalya’da yaşam pek de kolay olmayacak gibi.
-İlginç olan, Belediye Başkanı Menderes Türel, yaptığı yatırımlar karşısında tekrar seçimi kazanacağını düşünüyor.
-Ne var ki Antalya halkı gidişattan memnun değil.
-Şu ana kadar yapılan yatırımlara olumlu bir gözle bakan vatandaş göremedim.
-Özellikle yer altı geçitleri halktan onay almış değil.
-Ve yer altı geçitleri halkın yaşamını hayli zorlaştırıyor.
-Kent içerisinde dolaşmak adeta bir eziyet halini aldı.
-Şahsım olarak, Antalya kent merkezi hiçbir dönemde bende ilgi uyandıran bir yapıya sahip olmadı.
-Ve belki de yıllar var, doğru dürüst kent merkezinde dolaşmış değilim.
-Çok istisna durumlar hariç.
-Aylarca kent merkezine uğramasam gidip de dolaşmak aklıma gelmez.
-Şimdiki hali daha bir içler acısı oldu.
-En güzeli tatil günlerini yine kentin dışına çıkarak geçirmek.
-Doğa ile baş başa olmak.
-Olabildiğince kent gürültüsünden uzak bir ortamı tercih etmek en güzeli.
* * * * *
-Yazın şu sıcak zamanları tatil günlerimiz plajda geçiyor.
-Plajlar güzel oluyor.
-Daha pozitif ortamlar.
-Denize girenler.
-Güneşlenenler.
-Gazete ve kitap okuyanlar.
-Herkes şezlonglara uzanmış tatil gününün tadını çıkarıyor.
-Bir de plaj işletmecileri düzgün müzikler çalsalar daha güzel olacak.
-Hakikaten bu konuda çok kötü bir nam salacak Konyaaltı’ndaki plaj işletmecileri.
-Eskiden di.
-On yıl kadar önce.
-Plajda akşamları oturup bira içerdik.
-Denizin tam dibinde.
-Ve plajdaki kafelerden çok güzel melodiler gelirdi kulağımıza.
-Rum şarkıları.
-Yunan ezgileri.
-Fransızca parçalar.
-İspanyolca parçalar.
-Müziği dinlerken dinleniyorduk.
-Denizin uğultusu ile müzik birleşince nede güzel bir ortam oluşurdu.
-Sonraki yıllarda Belediye, plajları, ihale yolu ile bir firmaya verdi.
-Konyaaltı’nın çehresi değişti.
-Alan firma yap işlet devret modeli ile Konyaaltı plajlarını yeniden yapılandırdı.
-Güzel de oldu.
-Ama bir takım olumsuzluklarda beraberinde kendisini göstermeye başladı.
-Yiyecek ve içecek fiyatları makul olmaktan çıktı.
-İşletmelerin hizmet kalitesi yükselmedi.
-Aksine, hizmet kalitesinde düşüş yaşandı.
-Bu gibi bir takım aksaklıkların düzeltilmesi de ancak belediyenin denetiminden geçiyor.
-Ne var ki bu gibi hususlarda belediye denetim performansı son derece zayıf.
-Bu gibi denetimler sivil toplum kuruluşlarına bırakılsa daha iyi bir netice elde edilebilir.
-Gönüllü kuruluşlar Konyaaltı plajlarını yapacakları denetimlerle daha bir çağdaş standartlara taşıyabilir.
* * * * *
-Sonuç olarak.
-Antalya’da yaşanılır olmaktan çıkıyor.
-Bakalım nereye kadar dayanacak kent.