İnegöl

Dün 29/11/2007 sabah saat 07:30 da istanbuldan yola çoktım ilk durak yenikapı ido idi. Oradan bilet alıp Yalova' ya gidecektim. Keşke Gebze' den arabalı vapurla geçse idim. Trabya' dan yenikapı ya 1 saat 45 dakikada gittim, Gebze' den gideydim yalovayı geçmiştim.

Yollar kaç sene önce geçtiğim yollar değildi, hepsi en fazla 3 sene içinde olmuştu, yolum inegöl-oyla tı. Oylata sapacağım yolu unuttum tabiki panikledim. Bir kamyonet sürücüsü beni bir yere kadar getirdi ve bundan sonra devam dedi, tabelayı görene kadar (oylat a gider) devam.

Uzun zamandır istediğim inegöl köfteyi köfteci eşref de yedim mmmmmmmmmm nefisti, yola koyuldum, bir senedir istanbul da yolunu gözlediğimiz kar yağmıştı, bembeyaz yapmış yeşilliğin üstünü, oylata çıkarken bazı yerler tehlikeli idi, ama bir tabiat ve temiz bir hava vardı sorma gitsin, köylerin içinden geçerken bazı yerlerde insanlar cuma namazından çıkıp tokalaşmaya başlamışlardı, kimi öğle yemeği için eve koşturuyordu.

Ben oylat ta oteller bölgesine gittim, büyük otele vardım. Benim için hem bir hava değişimi dolayısı ile moral olacaktı. İlk defa uzun bir yola çıkmıştım hastalığımdan sonra. Neyse ihtiyarları alıp, oylatın temiz havasını içime çektikten sonra tekrar dan dönüş yoluna koyulduk. Yanlışlıkla Balıkesir-İzmir-İstanbul yoluna girdim. Bir müddet gittikten sonra korkmaya başladım, dümdüz bir yol dönmek için sapak bile yok yeni yapıldığı belli, bir müddet daha gittikten sonra yanımdaki ihtiyarlar paniklemeye başladılar. Nereye gidiyoruz diye..

Keşke yol bitmese idi en sonunda İstanbul sapağını bulduk.. O nefis doğa yı bırakıp istanbula dönecektik..

Ne olur Anadolu yu fazla kirletmeyin, o güzel yerleri çöpe döndürmeyin...