- Kategori
- Ben Bildiriyorum
İnfiale Yol Açan Videoyu Çeken Şahıs Gözaltında

O şahıs gözaltına alındı
Sosyal medya birkaç gündür aşağıda okuyacağınız iğrençliğin mimarı olan ve bugün gözaltına alınan şahsın çektiği video ile çalkalanıyor. Homoseksüel bir vatandaş, yaşları 13-16 arasında olan çocuklara mikrofon yöneltiyor.
Ne mi oluyor? Yaşları 13-16 arasında olan erkek çocuklarımıza güya bir eğlence, yarışma ve şölen havasında diyor ki: "Erkek erkeğe dudaktan öpüşün, size 50 TL para vereceğim."
Nasıl bir tuzağın içine çekildiğini bilemeyen yaşları küçük çocuklarımız da bu isteği gerçekleştiriyorlar. Ardından ikinci teklif de başka bir çocuğa geliyor. Ondan da, arkadaşının ayak baş parmağını ağzına alıp emmesini istiyor… Bu aktivite karşılığında çocuğun alacağı para da 50 TL.
Gerisini anlatmayacağım…
Belli ki bu i****’nin görevi, memlekette fesat ve bozgunculuk çıkarmak; cemiyetin ahlâkını bozup, nesilleri dejenere etmek. Ve bu mahlûk, çocuklar birbirlerini öptükten sonra –sıkı durun- kameraya bakarak provokatörlük yapıyor ve kahkaha atarak diyor ki: “Eveett laiklik kazandı!”
Zina ettiği gerekçesiyle taşlanarak öldürülmesi talep edilen kadın için Hz.İsa topluluğa dönerek: O zaman ilk taşı günahsız olanınız atsın !...demişti.
Diyeceğim o ki, kimse kimsenin ahlâk bekçisi değildir. Daha da önemlisi hiçbirimiz masum değiliz. Hepimizin günâhı ve birçoğumuzun da nefsimize uyup yaptığımız ahlâka aykırı işler de vardır. Buna hiç şüphesiz ben de dahilim.
Ancak, toplumun ahlâkî sinir uçlarını test edip, sıra dışı bir edepsizliğin reklâmını yapmaya da kimsenin hakkı yoktur.
Haa bir de en az bu olay kadar trajik ve bu konuyla alâkalı bir mesele daha var.
Bu haberi görür görmez : “Ensar Vakfında da çocuklara tecavüz edilmemiş miydi?” diyenini mi dersiniz, yoksa; “Konya’da da şu tarikattaki (sözde) şeyh tecavüzden tutuklanmıştı”…diyenini mi dersiniz ? Sanki o namussuzların savunulacak bir yanı varmış gibi !
Belki hâlâ anlaşılamamıştır. Birinci olay; edepsizliğin ısrarla, inatla, utanmadan sıkılmadan, hem de alenen fütursuzca savunulması, övülmesi, reklamının yapılması, sempatik ve cazip gösterilerek yaygınlaştırılması için yoğun bir çabanın gösterilmesi faaliyetidir.
Öyle ki kayıt altına alınıp sosyal medyada da yayımlanarak, konuyla uzaktan yakından alâkası olmayan körpecik zihinlerin felç edilmesi faaliyetidir. Bu eylemin kanserli bir hücre gibi cemiyeti sarması için ne gerekiyorsa yapılması gayretidir.
İkinci vaka ise; deşifre olmuş, dinî duygular kullanılarak işlenmiş namussuzca ve şerefsizce bir suçtur.
Bahse konu somut iki olay, yukarıda açıklandığı gibi, birbiriyle nitelik olarak mukayese edilemeyecek süreçleri barındırmaktadır. Meselenin özü de budur.
Her iki olaya da öfke duymak başka bir şeydir ve elbette olması gerekendir. Ancak birinci olay değerlendirilirken, “ne olmuş yani?” dercesine ikinci olayı ileri sürmek şeklindeki bakış açısı anlaşılır bir şey değildir.
O sebeple, bu olayı duyar duymaz, özellikle siyasal iktidara muhalefet etmek düşüncesiyle “ama tarikatlarda da şöyle tecavüz olmuştu” diye çocukça bir düşünceyi ileri sürüp, malûm mahlûka isteyerek ya da bilmeden çanak tutmak hiç rasyonel değildir. Olsa olsa primitif bir komedidir.
Sabrın sonu ile