- Kategori
- Güncel
İnsan hakları ve İnsanlık …

10 Aralık 1948 yılında yayınlanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi nedeni ile 10 Aralık Dünya İnsan Hakları günü olarak kutlanılmaktadır. Bu beyanname ile insanların hakları güvence altına alınmıştır.
Gerçek anlamda bu böyle midir? İşte asıl düşünülmesi gereken budur bence…
Kağıt üzerinde yazılmış çizilmiş olan bu beyanname acaba güncel yaşamda ne şekilde uygulanmaktadır? İnsan hakları mahkemesi hangi kararları doğru şekilde almakta, nelerde yanlı davranmaktadır?
Baktığımızda bu mahkemeyi oluşturan ülkeler ve insan hakları beyannamesinin baş mimarı konumunda olan devletler nasıl bir uygulama içerisinde hareket etmektedirler? Atılan o imzalar sadece bir gösteriş için mi? Atılmıştır.
Bizleri insan hakları ile yargılayan bu devletler çok uzak değil daha dün Libya’ya demokrasi masalı ile saldırmadılar mı? Bizim devletimizin yardımına koştuğu Somali ve diğer Afrika ülkelerini sömürüp açlığa mahkum eden bunlar değil miydi? Kendi menfaatleri doğrultusunda İran’ı, Suriye’yi düşman gösteren ve insan hakları masalına sığınarak bunlara saldırmaya hazırlanan yine bunlar değil mi?
Şimdi durup düşünmek gerekmiyor mu? Şayet bunlar insan hakları beyannamesine imza attılarsa bu uygulamalarla bu imzaların nasıl bir anlam taşıdığını tartışmak gerekmez mi?
Evet insan hakları ama gerçek anlamda insan hakları uygulanmalıdır.
Diğer tarafta çıkarlar doğrultusunda insan hakları denilerek toplumsal yaşama kuralları göz ardı edilmemelidir. İnsan hakları masalına sığınılarak yapılan uygulamalarla insani değerler, insanca yaşama düzeni, ahlaklı toplum kuralları ve toplumların kendi kültürel yaşam tarzları yok edilmemelidir.
İşte bu imzayı atan devletlerin hepsi olmasa da çoğunluğu bu beyannameyi adeta bir silah olarak kullanarak sömürge haline getirmek istedikleri devletlere saldırmaktadır. Bu saldırıları yaparlarken de en büyük kozları insan hakları ve demokrasi getireceğiz masalı olmaktadır.
O ülkede yaşayan toplumların yaşam şekilleri ve kendine özgü kültürleri hatta ve hatta dini inançları bile göz ardı edilmektedir. Çünkü bu ülkeler için asıl önem taşıyan nokta insan hakları ve demokrasi değil, kendi çıkar ve menfaatleridir. Kendi çıkarları doğrultusunda alacaklarını aldıktan sonra bu ülkeleri bir harabe şeklinde bırakmaktalar.
Bütün bu dünya düzenine ve uygulananlara baktığımızda İnsan hakları ve demokrasi haftasının ve evrensel insan hakları beyannamesinin bir anlam taşımadığı açıktır.
Bugün birileri yine çıkıp allayıp pullayıp bunu sunacaktır ve bu sunum her zaman olduğu şekilde yine sadece kağıt üzerinde kalacaktır.
İnsan hakları göz önünde tutulmalıdır ama bu yapılırken en önemli unsur olarak toplumsal yaşama hakları ve ahlaki değerler ile o toplumun kültürel değerleri de korunmalıdır. İnsan hakları denilerek bir toplumun ahlaki ve kültürel değerleri yok edilmeye çalışılmamalıdır. İnançlarına kendi çıkarları doğrultusunda şekil verilme yoluna gidilmemelidir.
O yüzden de insan haklarına sahip çıkacak onu uygulayacak olan o toplumun kendisidir ve toplum kendi ahlakına, kültürüne, inancına, töresine uygun hareket ederek bunu uygulamalıdır.
Burada insan hakları beyannamesinin maddelerini saymak niçin kutlandığını anlatmak bence sadece o beyanname ile bir yerlere saldıranlara ayak uydurmaktır. Önemli olan kendi kültür ve inancına uygun olarak, toplumsal yaşamda ahlaklı davranmaktır.
Dinimiz bizlere zaten bunu, bundan 1400 yıl önce Kuran ile bildirmiştir. Ahlaklı insan olmanın başkasının haklarına riayet etmenin ne olduğu Peygamber efendimizin bizlere teşkil ettiği örnekle sunulmuştur. Şimdi bizlerin önünde tartışılmaz şekilde Kuran-ı Kerim ve Peygamber efendimiz gibi bir örnek dururken, yazdıkları ile yaptıkları çelişen bir topluluğun sunduğu bu bildirgenin ne kadar önemi olabilir ki…
Önemli olan insanların kendi inançlarına, ahlakına, kültürüne, töresine uygun hareket ederek yaşamasıdır. Bunun sağlanmasındaki en temel ilke ise Ahlaklı insanların yetişmesinden gelmektedir. Ahlaklı bir toplum zaten insan haklarına ve demokrasiye riayet eder.
Diğer bağlamda ahlaktan yoksun menfaat ve çıkar peşinde olan bir toplum değil beyannameye, kanunname düzenlense ona da uymaz…
Burçak YAZICI