Orantısız güçle orantılı, vatandaşın yaşadığı duygusal ve fiziksel travma!

Bahanelerine göre karakola getirdikleri kadın bunlardan birinin koluna eliyle vurmuş, birinin kollarını tırmalamış, birini de eliyle itmiş.

Hani kreşlerde böyle bahanelerle geliyor ya çocuklar, "Niye kavga ettiniz çocuğum.?" deyince başka bir polis de çıkıp "Benim de saçıma sakız yapıştırdı." deseymiş tam olurmuş.

Hatta kelepçeye hasar verdiyse veya aşındırdıysa, hakkında kamu malına zarar vermekten de şikayetçi olmak lazım.

Sormak lazım bu adamlara; Madem alkollü ve saldırganlık riski taşıyor, niye bu kadını nezarethaneye atmak yerine ortalık yerde darp ediyorsunuz.?

Sizin göreviniz ceza vermek mi.? Yoksa ceza verilmesini sağlamak üzere şüpheli şahsı kontrol altında tutmak mı.?

Ama, tabi yaaa..

Hastahaneye biber gazı atmak, kafede eşiyle oturan erkek vatandaşı herkesin içinde tokatlamak, hamile bir kadını tekmelemek okulda ders olarak okutuluyor sizlere değil mi.?

Şimdi; "Demokrasi ve insan haklarında örnek ülkeyiz. " diyen başımızın bakanına, Beşir Esat "Sizde kelepceli kadına işkence var. Ayağınızı denk alın, sabrımız taşıyor." derse kim ne diyebilir.? ;)

Maalesef beni tüm bu olanlarda şaşırtan tek şey, o gün karakolda o noktayı çeken kameranın "bozulmamış" olması.

Helal olsun kameraya.

Mukavemet göstermiş, dik duruşundan taviz vermemiş.

Bize bu olayda insanlık adına tek umudu sen verdin sevgili kamera arkadaşım.

Ne döven iki polis, ne işkenceyi ayakta sakin sakin izleyen üçüncü polis, ne kadına 6,5 yıl ceza isteyen savcı, ne de olayın Temmuz'da gerçekleşmesine rağmen taaa Kasım'ın sonunda açılan davada polisleri işkenceyle değil, yetkide sınır aşımıyla suçlayan savcı.

İnsanlığın nabzı senin devrelerinde atıyor.. Ve, yalnızca orada.! :(

İzmir Emniyet Genel Müdürü Ali Bilkay'ın özel kaleminin mail adresine (izmirozelkalem@yahoo.com.tr), şu cümleleri gönderdim az önce;

Sizin sayenizde bu memlekette huzur ve refahla yaşıyoruz. Allah sizden razı olsun.
Kadınlarımız güvenle geziyorlar.

Çünkü bir yerde bir şey olsa, bizim yerimize sizin devreye girip kadınlarımızın ağzını gözünü kıracağınızı, küfredip aşağılayacağınızı, işi cinsel tacize kadar taşıyacağınızı biliyoruz.

Bu görevi layığıyla yerine getiren polis memurları Hakan Yörük ve Beyit Sezgin’e madalya ve ikramiye verilmeli.

Hatta, devlet erkanı tarafından tebrik edilmeleri gerektiğini düşünmekteyim.

Görevlerinizi her daim bu şekilde(!) yerine getirmenizi temenni eder, nice polis dayaklı haberlerde görüşmeyi dilerim.

Saygılarımla.

Dip Not: Sayın Emniyet Amirimiz; Tam olarak neden bahsetmek istediğimi öğrenmek için bu haber linkine bakabilirsiniz; http://gundem.milliyet.com.tr/kadina-karakolda-bile-dayak-/gundem/gundemdetay/09.12.2011/1473206/default.htm