Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ocak '10

 
Kategori
İlişkiler
 

İnsan ilişkileri

İnsanlar, bildiğiniz gibi ilk çağlarda yalnız yaşarlarmış. Toplumsal bir varlık olmaları çok uzun yıllarını almış. Kendi başlarına ya da ailesi ile yaşarlarken doğal afetlerden, vahşi hayvanlardan, ateşten, diğer insanlardan çok ama çok zorluklar çekmişler.

Konuşma bilmediklerinden acayip sesler çıkarıp, jest ve mimikleri ile iletişim sağlıyorlarmış. İletişimin ilk adımı olan selamlaşmayı ise teslim oluyor gibi iki ellerini havaya kaldırarak yapıyorlarmış. Bu yaptıkları hareketle karşısındakilere vermek istedikleri mesaj ise benden size zarar gelmez, bak ellerimde bir şey yok anlamına geliyormuş.

Toplu yaşama geçmelerinden sonra ilişkilerde farklılıklar ortaya çıkmış, örneğin selamı sözle verir olmuşlar. Selamı söyleme cümleleri ise yaşanılan topluma, dini inanışlarına ve kültürlerine göre değişiklikler göstermiş. " İyi günler, merhaba, selamaleyküm " gibi... Bunlar ne kadar güzel temennilerdir. Benim çok hoşuma gider. Bana bu dileklerde bulunanlara da saygıyla yanıt veririm. Ne acıdır ki günümüzde (çevremde çok görmeye başladım) insanların başları önde, bırakın selamlaşmayı göz göze gelmek dahi istemiyorlar. Ne oluyor? Neden böyle olduk? Bir selam vermek bize ne kaybettirir? Farkında değil miyiz? Yetiştirdiğimiz nesiller de aynı şekilde yetişiyor. Lütfen selamlaşmak bir toplumsal varlık olan insaoğluna yakışan bir davranıştır. Evimizde, apartmanımızda, yolda, işyerimizde velhasıl bulunduğumuz her ortamda bulunan kişilerle selamlaşıp iyi dileklerimizi iletelim. Böyle davranmayanların evlerindeki ilişkilerinde de iyi temennilerde bulunmadıklarını düşünüyorum.

Ayrıca çalışan birinin yanından geçiyorsak " kolay gelsin, Allah kuvvet versin " gibi cümlelerle iyi duygularımızı onlara iletelim. İş arkadaşlarımızın, aile bireylerimizin her olumlu davranışını takdir edelim. İnsanların kişiliklerini değil yanlış davranışlarını eleştirelim. Bu eleştirilerimizi de uygun ortamları kollayarak ve düzgün bir dille yapmaya gayret edelim. Ne söylediğimiz değil, nasıl söylediğimiz önemlidir.

Birde her konumda empati yapabilmeliyiz. Kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi kesinlikle başkalarına yapmamalıyız. Duyarlılığımız olmalı. Paylaşımcı olmalıyız. Şunu unutmayalım; " Sevinçler paylaşılınca çoğalır, üzüntüler paylaşılınca azalır. " Toplumsal davranma bireysel davranmaya doğru gidiyor. "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz içinin" yerini "Gemisini kurtaran kaptana" bırakıyor ilişkiler. Yoksa ilk girişteki yazdığım bir yaşama doğrumu gidiyoruz? İnsanlararası ilşkilerin boyutu beni endişelendiriyor. Çok bencil olduk. Eskiden "Biz" diye başlarken cümlelerimize artık "Ben" diye başlar olduk. Sebep olanlar sanırım çok mutludurlar. Ayagımızı denk alalım bu gidiş hiç de hayra alamet değil.

 
Toplam blog
: 4
: 1635
Kayıt tarihi
: 15.04.09
 
 

Kuşadası 1954 doğumlu olup Nazilli Öğretmen Okulu mezunuyum. İnebolu'da 5 yıl görev yaptıktan sonra ..