Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '06

 
Kategori
Genetik
 

İnsan ne kadar insan?

İnsan ne kadar insan?
 

Geçen günlerde insanın özelliklerinin bir çoğunu yapabilecek, insana benzeyen robotlarla ilgili bir kaç haber çıktı gazetelerde. Aslında biraz derinliğine düşündüğünüz zaman "insan gibi gelişmiş bir robot varken sahtelerine ne gerek var" diye düşünmeden edemiyorsunuz. "Arkadaş bize robot mobot deyip asabımızı bozma" diyenler olabilir fakat yazımın devamını okursanız bir çoğunuzun bana hak vereceğine inanıyorum (Tabii ki aşağıda yazdıklarımın da tamamen kendi yorumum olduğunu belirtmekte fayda görüyorum).

Aslında uzun zamandır düşündüğüm bir çok şey bir biyoloji öğretmeni arkadaşımızın "İnsan DNA için yaşıyor, daha doğrusu DNA kendisini devam etirmek için bizi yönlendiriyor" deyince parçalar yavaş yavaş birleşmeye başladı. DNA, yani insan bünyesini yöneten meşhur sarmal, temel insan faaliyetlerinin, içgüdülerinin kodlandığı ana merkez.

Şimdi bu durumu anlamak için ortak yaptığımız şeyleri gözden geçirirsek, her insanın benzer şekilde yaptığı davranışlar bazı değişiklikler gösterse de genelde bireyin kendisini yaşatmaya, geleceğini devam ettirmeye yönelik içgüdüsel davranışları birbirine benzemekte ve bu davranışların büyük bölümü DNA'mızın vücut kimyasını harekete geçirmesiyle gerçekleşmektedir.

Belirttiğim bu temel özellikler bir bilgisayarın temel işletim sistemine bağlı olarak çok temel şeyleri yapmasına benzetilebilir. Bu temel olarak yaptığımız faaliyetlerin ilk insandan itibaren çok fazla değişmediğine inanıyorum. Buna sanırım ilkel benlik diyebiliriz. Bu benliği bir bilgisayara yeni programların yüklenmesine benzer şekilde öğrendiklerimizle anlamlandırmaya ve değiştirmeye çalışırız. Örneğin ilkel benliğimizin "Üremelisin, soyunu devam ettirmelisin" gibi yönlendirmelerine nüfus planlamasının yararına inanarak, "kendini yaşatmak istiyorsan gerekirse Dünya'ya sahip olacaksın ve savaşacaksın" gibi bir ilkel benlik yönlendirmesine karşı "Bu Dünya hepimize yeter, yeter ki onu yok etmeyelim" diyerek veya "ye ne bulursan atıştır, yoksa aç kalırsın" gibi yönlendirmeye "irademizi kullanarak ve dengeli beslenerek" karşı koyarız.

 
Toplam blog
: 251
: 916
Kayıt tarihi
: 06.10.06
 
 

İ.Ü Edebiyat Fak. Coğrafya bölümü mezunuyum. Lise, üniversite ve  öğretmenliğim boyunca yaşamı şi..