İnsan üzerine

İnsanoğlu var olduğundan beri çeşitli değişmez ruhsal özellikler göstermiştir. Bu özellikleri, kimi zaman savaşlara kimi zaman ise refah içinde yaşamasına sebep olmuştur. Ben barış içinde yaşamaya sebep olanları değilde savaşa ve kavgaya sebep olmuş nedenleri incelemeye değer görmüşümdür hep... Nedeni sorulursa cevabı çok basit; eğer kavganın sebebi bilinirse yapılmış olan hata daha iyi görülür ve o hatan ders çıkartılarak hatanın tekrarlanması önlenilebilir. Ki hatadan ders çıkarmayı başaramayan insanların , geçmişte de günmüzde de ve dahi gelecekte de olacağı aşikardır. Fakat yazdığım normal insan olan insanları ilgilendireceği için onların paye çıkarıp çıkaramaması ne benim, eminim ne de bu yazıyı ciddiyetle okuyanların umrundadır.

Daha önceden de belirttiğim gibi incelemeye değer kötü huylardan bahsetmeye çalışacağım kendi çapımda.

İnsanların kötü huylarını çeşitli şekillerde sıralaya biliriz. O çeşitleri alt başlıklar halinde açıklamaya çalışacağım ki daha iyi anlaşılsın.

AÇ GÖZLÜLÜK : "Aç gözlülük insanın başına gelebilecek en büyük hastalıktır".Sizce bu bir hastalımıdır? Hayır, açgözlülük bazı insanların karakteridir. Gözünü hiçbirşey doyuramaz hep daha fazla ister. Bir söz vardır halk arasında: İnsanoğluna iki vadi gösterilmiştir. İki vadi de altın ile doludur. Bir vadi senin derler ilk başta severek kabul eder fakat aradan bir müddet sonra ikinici vadiye de göz diker... Şimdi bu insanın yaptığı akıl ve mantık kurallarına uyar mı? Uymaz dediğini şimdiden duyuyorum ama bence uyar;insan davranışları akla ve mantığa sığsaydı insan olabilirmiydi acaba? Bu hatayı da akıl ve mantık dışı olduğu için sürekli tekrarlamaktadır...

MERAK :Şimdi hemen aklınıza gelebilir merakın neresi kötü? Evet merak iyi bir özellik... Eee nasıl oluyorda merakı olumsuz bir özellikmiş gibi gösterebiliyorum. Onun da cevabı basit; Milliyetçiliği ele alalım milliyetçilik her vatandaşta olması gereken en temel, devletin var olma sebeplerinden birdir. Her kim ki ben miliyetçi değilim diyorsa da milliyetçidir, bir şeyin milliyetçiliğini yapıyordur. Milliyetçiliğin bir de ötesi vardır romantik milliyetçilik, yani namı değer faşisizm... Nasıl bir milliyetçik bir de romantik milliyetçilik diye bir sınıflandırma varsa. Pek ala merak ve olumsuz merak diye bir sınıflandırma da yapılabilir.

Asli konumuza dönecek olusak... Atalarımızın bir sözü vardır, insanın başına ne gelirse ya meraktan .... diye başlayan cümle... Bu söz merak başlığını başlı başına açıklamaya yeter aslında. Kutsal kitaplardan biliriz Hz.Adem ve Havva'nın cennetten kovulma sebebini... Yasak meyvadan yemek. Ne için? Bu durum ancak merak ile izah edilebilir. O halde denilebir ki merak insanoğlunun en eski genlerinde mecuttu, Cennetten kovulma pahasına...

FAZLA TEVAZU :Gereğinden fazla tevazu masumane görünse de insan için zarardır. Atalarımızın her konu da olduğu gibi bu konu hakkınnda da söylemiş oldukları bir söz vardır. "Fazla tevazu gösterme, hakikat sanırlar."

ALÇAKLIK KOMPLEKSİ :Belki de insanın en zararlı özelliği de budur. Üzerinde bahsedilmeye en değer konu... Zaten kendini alçak görenlerin yüzünden bu millet işgal yıllarında az kalsın hezeyana uğruyordu. "Bizim kendimizi ne yazık ki düzeltmemiz mümkün değildir. Bu saatten sonra gelişmemiz ancak İngilizlerin, Fransızların, Amerikalıların... yardımıyla olabilir." diyen Vahdettin, Ali Kemal, Damat Ferit... gibi alçaklar ortaya çıkmamışmıydı? Bunların kendileri zaten alçaktı ama bu milleti de alcak sanaraka bu millete en büyük ihaneti yapmışları.. Ama Allah'dan bu ülkenin Mustafa Kemal gibi yurt sever gerçekçi ve insan oğlu insan önderleri vardır ve olmaya da devam edecektir. Nereden nereye denebilir ama mezu-u bahis alçaklık olunca işgal yıllarına değinmek her yurtseverin boynunun borcudur.

Günümüzde de bazı mihraklar milletimiz, milleti aşağılık gösteren safsatalar ortaya atmaktadır. Bir kaç örnek vermek gerekirse;"Avrupa Birliği tek kurtuluşumuzdur, kriterler kayıtsız şartsız yerine getirilmelidir." , "Biz kuralları çiğnemek için yaratılmış bir milletiz." , "Bu ülkede kırmızıda geçilir." , "Bizim milletimiz akıllanmaz."... söylendiği zaman hepimize masumane görünebilir ama altında yatan sebebi biraz düşünebilsek... Vay efendim bizim milletimiz ne denirse tersini yapar. Yok ya milletine has sandığının bu özellik aslında meraktır ve yukarıda açıklamaya çalıştığım gibi her insanın doğasında vardır. Örnek verdiğim gibi Hz Adem'in Cenneten kovulma sebebi meraktır. Demek ki bu özellik Türklere mahsus değil. Ha ben ateistim derse okuyucu ona da aynı konu üzerinden örnek veremek mümkündür. K. Kerim hangi dilde yazılmıştır? Arapça peki Tevrat ve İncil? İbranice bu ne anlama geliyor demek ki Araplarda ve İbranilerde de bu özellik mevcut... bu konuyu merak başlığı altında değil de Alçaklık kompleksi başlığı altında incelemeyi özellikle faydalı gördüm.

Kırmızı ışık kazaları olur arasıra, sonra bir kaç kendini bilmez art niyetli ve cahil takımından birkaç kişi, (cahil diyorum okumuş insanlardan da pek ala cahil çıkabilir) "Yahu azizim bizim millette akıllanmaz, bir türlü öğrenemediler kırmızı da geçmemeyi, ben yurt dışında kadım yok böle bişey "Hoşt köpek! nasıl yok yurt dışında bu tip kazalar pek ala dünyanın her tarafında var. Ee o zaman niye bu yüce milleti suçlayıp aşağılıyorsun.N eden bu tip şaikaların yayılmasına yardımcı oluyorsun... Ne yazık ki bu tip şaikalar günümüzde pek fazla yaygın durumda. Alçaklık kompleksi başlığı altında bu konuyu irdelemem hepimizin bu durumdan ibret alması miletimizin maneviyatını çökertmek isteyenlere koz vermememizdir. Ne yazık ki bu tuzağa çoğu zaman istemeden düşüyoruz, itiraf etmeliyim ki ben bile... Şimdi elinizi yüreğinize koyun ve bir düşüün durum ne içler acısı bir vaziyet almış bulunmakta...

İnsana dair olumsuz özelliklerde dördünü irdelemeye çalıştım kendimce... Şimdi bizlere düşen bu olumsuzlukları kendimizde düşen şekilde düzeltmek düzeltemesek bile düzeltmek için çaba sarfetmek ve bu olumsuzlukara kendimizce düşünerek daha yüzlercesini eklemeli onlarada aynı şekilde mukabele etmektir. Bütün bunları yaparken ilk önce özeleştiride bulunmalıyız. Unutmayalım ki iğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batırmadıkça başladığımız noktaya dönememiz kaçınılmaz olacaktır.