- Kategori
- İzmir
İnsana yaslandım, "öldü" amma, ağaca yaslandım "çürümedi"
Marmaris'teki bu çınarın da yaşı bilinmiyor.
İzmir B. Şehir Belediyesi, aralarında 1000 yaşındaki çınarın da bulunduğu, 6 tescili ağac korumak için kolları sıvadı. Böylelikle asırlık çınarların canına, “can” katılmış olacak ve ağabeyleri Aziz Kocaoğlu’na dua edecekler.
Kayıtlarda bu asırlık ağaçlardan bir tanesi deBuca’dabulunuyor. Ziraat Fakültesi ile işbirliği yapan Belediye, devreye, belediyenin peyzaj Mimarlığını da ekleyerek, ağaçlara gençlik aşısı yapıldı bir nevi.
Çalışmalarda ağaçların bakterilerden korunması için çürüyen kısımlar, özel ilaçlarla tedavi edilerek kontrol altına alınıyor. Böceklerin tahrip ettiği, haşaratların yuvalandığı kısımlar da, özel macunu ile o kısımlar doldurulup kapatılıyor.
O kadar ki, ölmüş dokular kazınıyor ilkten. Böylelikle de dişlerdeki çürükler gibi önlem olarak dolgu yapılıyor ağaçlara. Ağaç kovukları hava almayacak şekilde paslanmaz özel alaşımla kaplanıyor.
İzmir’deki Kaynaklar Merkez Mahallesi Meydanı'nda bulunan 30 metre boy ve 4 metre çapındaki 1000 yıllık anıt çınar ağacının (Kunduracı Çınarı) olarak bilinir. Bu isimle anılmasına sebep, yıllarca ağacın kovuğunda, ayakkabı tamirciliği yapan adamdan kaynaklanıyor.
Şimdi ne gariptir ki, başka bir yaşlı çınarın dibinde bir adam, yıllar yılı mesken olarak tuttuğu bu yerde, aynı kunduracılık işini yapmakta. İsmi Muzaffer Altay. “ Evim barkım, aş ocağım, dayalı döşeli apartmanım, sevgili çınar ağacım” diye diye hayata sarılmış, biraz da çınara sarılı olarak tam 9 torun büyütmüş bu çınarın altında.
Tam 42 yıldır, Hisar Önü Camisi önündeki bu 600 yıllık çınarın dibi, onun meskeni olmuş. Dükkanı olmuş. Ne tabelası var dükkanın, ne kapı numarası. Çınarın ününden, hoş görüsünden yararlanıyor. Aynı yerde, hem boyacılık, kunduracılık, şemsiyecilik, ayakkabı tamirciliği yapa yapa, çınara yaslamış sırtını. “Hiçbir insanoğlu, 42 yıl benim kahrımı, bu çınar gibi çekemez” diyor ve ekliyor: “İnsana yaslansaydım, ölürdü. Çınara yasladım, çürümedi. Dimdik ayaktayız” diyor. Şen şakrar birisi aynı zamanda. Etraftaki esnafın sevgili kulu o. Bir garip gariban.
“Çınarımın ağzı var, dili yok. Senede bir gövdesini haşerelerden korumak için badana çekerim. Ondan sonra bir yıl birlikte geçinir gideriz. Fazla bir şey istemez benden. O da aileden sayılır. Hatta aile büyüğümüzdür” diyor. “ Bir çınar ağacından medet ummak, onu ebeveyni olarak kabul etmek. Aile fertleri arasına katmak. İşte güzellik burada. Hatır saymak bu adreste. Kıymet bilmek, şükran duymak bu adreste. O; 600 yıllık, çınar, o’nun ekmek kapısı.
Çınar ağacının dalları büyük. Koskoca çarşıya hem gölgelik veriyor hem de 42 yıldır destek sağlıyor. Çınarın hemen dibinde tezgahı var. Etrafı restoranlarla çevrili. Herkesin dinlenip gözünün açıldı bir yer burası.
İnsanlardan kazık yediğini söyleyen Çınardibi sakini Muzaffer, o tekerlemeyi esas alarak şöyle değiştirmiş oldu cümlesini: “İnsana yaslandım, ölüverdi, ağaca yaslandım, çürümedi”
Ört ki, ölem !
BU ÇINARIN YAŞI BİLİNMİYOR. ÇOK YAŞLI.tA oSMANLILAR ZAMANINDAN KALMA. KÖKLERİNİN BİR UCU İZMİR KONAKK, DİĞER UCU BASMANELERE KADAR UZAMIŞ. ÖYLE DİYORLAR. AMA, ANA AĞAÇ KISMININ ALTINA DETARJANLI SULAR, ASİTLER NE KADAR OLUMSUZ ATIKLAR VARSA, ŞİMDİ KÖKLER, BU SULARLA BESLENİYOR. YİNE DE BU ÇINAR GAYRETLİYMİŞ. BU YAKIN ÇAĞA KADAR HAYATİYETİNİ DEVAM ETTİRİYOR. İLGİLİLER NE DİYOR ACABA. RESİMDE GÖRÜLEN ZEMİNDEKİ ZEMİN KAPLAMALARI AÇILSA DA FECAAT GÖZLER ÖNÜNE SERİLSE.
ÇINAR AĞACI ASIRLIK KOLLARI İLE KOSKOCA HİSARÖNÜ MEYDANINI KAPLAMIŞ GÖLGELİKLER BIRAKMIŞ.. KARŞIDA, BEYAZ GÖVDELİ ÇINAR, YUKARILARA DOĞRU TIRMANMAKTA