- Kategori
- Ben Bildiriyorum
İnsanı üzen ülke
Türkiye’den uzakta olunca Türkiye’de yaşananların tuhaflığı, ağırlığı daha mı çok gözüne batıyor acaba insanın… Ya da hayatım bir koşturma içinde geçmediği için daha mı fazla düşünüyorum acaba? Neticede Türkiye ile ilgili okuduğum her ama her haber içimi sıkıştırıyor, yüreğimi daraltıyor. Üstelik sadece tesadüfen önüme çıkan haberler bunlar, doğrusunu söylemek gerekirse magazin haberlerinden ve magazin köşecilerinden başka bir şey okumamaya çalışıyorum, ruhum kaldırmıyor. Hoş, magazin de o kadar kötü yapılıyor ki, onu da pek kaldıramıyorum artık ama idare ediyorum işte. Ama o gözüme takılan haberler yok mu… Zabıtalardan kaçarken arabanın altında kalan çocukla başladı galiba o yoğun sıkıntı, okumadım haberin devamını, okumayacağım da, görmedim duymadım bilmiyorum. Bildiğim kadarı yetti. “Bayram harçlığını kazanmaya çalışırken” demişler, daha da dramatik olmuş mevzu. Bayram veya değil, ufacık bir çocuğu sokaklarda para kazanmak zorunda bırakan bir ülke miyiz değil miyiz? Öyleyiz! Serhan Şeşen, hastanedeki yanlış uygulama yüzünden ölmüş. Hastane sonuna kadar haklıdır belki ama neyi değiştirir ki? İlk defa mı hastane ihmali yüzünden ölen biriyle karşılaşıyoruz? Hastanelerinde insanları öldüren bir ülke miyiz değil miyiz? Öyleyiz! Eğitim sistemi diye bir şeyin olduğu bile şüpheli. Sağlık sistemi yetersiz sayı ve bazen de kalitedeki doktorlarla, beter koşullarda sürüyormuş gibi yapıyoruz, yoksa orada da bir sistem olduğu filan yok. Ölenlerin ardından hesap soramıyoruz, niye öldüklerini bile anlayamıyoruz bazen ve bu ülkede o kadar çok insan ölüyor ki… O kadar çok soru var ki soracak, o kadar çok şey var ki karşı çıkacak, düzeltilecek… Olacak, bir gün olacak…