İnsanlarda sınır ölçümleri

Yaratılan her canlının, icat edilen  her buluşun bir sınırı vardır. Tren belirlenen hızı geçince raylardan çıkar zararı vagonlar görür. İnsanlar belirlenen sınırı aşınca ceremesini beden öder. 

Yüce Allah yapısı insan vücudu sürekli güçlenmeye, hızlanmaya, büyümeye ve gelişmeye programlanırken, Tren vücudu sadece hızlanmaya proğramlanmıştır.  

Doğal yetenekler ne kadar geliştirilmeye açık olsa da, fiziksel anlamda yapılabilecek fizik kuralları gibi bilimsel ilkelerle sınırlı kalıyor.

İnsanların fiziksel, duygusal ve zihinsel sınırları incelendiğinde bakın sözde neler tespit edilmiş.

Özgürlük ve sınırlarının tanımı:

Özgürlük asırlardır insanoğlunun anladığını sandığı ancak anlayabilmek için henüz metal olarak yeterince evrimleşmediği bir kavramdır.

Genellikle “insanların isteklerini gerçekleştirebilme serbesti” olarak algılanan özgürlük, bu basit tanımıyla sadece insanoğlunun egosunu besler.

Oysa özgürlük kavramının temelini “ insan ruhunun hür iradesiyle karar verebilme yetisine ilişkin bir anlayış alanı yaratma” olgusu oluşturur.

İnsan ruhunun hür iradesiyle karar verebilme yetisi, kişinin kendisi ve toplumla ilgili konularda, kendisine ve topluma zarar vermeyecek unsurlar çerçevesinde, akıl, vicdan ve ahlak anlayışının bir bileşimi olarak ortaya çıkan bir zihin gücüdür.

İşte bu yetinin oluşturduğu- insani alt ve üst sınırları ile- anlayış alanına, özgürlük sınırı ve bu olguya da özgürlük denir.

En fazla kilo:

Bilim insanları bir insanın 340 kilograma eriştikten sonra yaşamasının mümkün olmadığı yönünde. Ancak, 635 kilogram olan Jon Brower Minnoch. Kaldırılabilecek en ağır yük ise 453,5 kilogram olarak belirtiliyor.

En güçlü yumruk:

En güçlü yumruğun 4 bin 741 newton kuvvetinde atılabileceği bildiriliyor.

En iyi duyma:

Su altında insanların daha iyi duyabildiğini söyleyen su altı araştırmacısı Michael Qin, bu konudaki sınırın 100 bin hertz olduğunu söylüyor.

En güçlü hafıza:

Nothwestern Üniversitesi Psikoloğu Paul Reber, hafıza kapasitesinin 1milyon gigabayt olduğunu belirtmiş.

En zeki insan:

2012 yılında yapılan test sonucunda 198 IQ ile dünya rekorunu elinde bulunduran Abdesselem Jeolloul’un önüne geçilmesi mümkün gözükmüyor.

En iyi gören göz:

Ortalama bir insan 1 milyon rengi ayırt edebilirken, genetik değişime uğrayan göze sahip “ tetraktomat” kişilerin 1 milyondan fazla rengi algıladığı 2010 yılında ortaya çıktı.

En çok arkadaş:

Oxford Üniversitesi psikoloğu Robin Dunbar’a göre bir kişinin güvenebileceği arkadaş sayısı 150 ile sınırlı kalıyor.

En çok aç kalma:

İskoçya’da bulunan Dundee Üniversitesi’nin yaptığı araştırma sonucunda, obezite sınırında olan bir kişinin 382 gün yemek yemeden yaşabildiği kanıtlamış.

En çok uykusuzluk:

Bir insanın, en fazla 11 gün uykusuzluğa dayanabileceği belirtiliyor.

En yüksek tepe:

Everest’in 8 bin 848 metreye ulaşan tepesine kadar oksijen desteği olmadan tırmanılabileceği belirtiliyor. 1981yılında kırılan rekor John West’e ait.

En yaşlı insan:

Ortalama insan ömrü sürekli artsa da dünyanın en yaşlı insanı rekoru 122 yaş ile elinde tutanJeanne Calment’in geçilmesinin zor olduğu söyleniyor.

En uzun boylu kişi:

Dünyanın en uzun boylu kişisi rekoru 2 metre 72 santimetre ile Robert Pershling Wadlow’a ait olsa da, bu sınır olarak kabul edilmiyor. Wadlow’un ayakları hissetmediğini ve kemiklerinde baskı olduğunu söyleyen bilin insanları sağlıklı bir insanın en fazla 2,13 santimetreye ulaşabileceğini söylüyor.

En fazla derinliğe dalma:

Yunan dalgıç Herbert Nitsch 214 metre dalarak bu alanda rekor kırsa da araştırmacılar 300 metreye kadar dalınabileceğini söylüyor.

Yukarıda açıklanan insan sanırları ile ilgili bilgiler alıntıdır.

Bilim adamları insanın sürekli güçlenen, gelişen, hızlanan, büyüyen ve gelişen bir canlı olduğunu, beyin ve aklın sanırlı olduğu konusunda hem fikirler. Ancak, Bilimin sınırlı olup olmadığı hususunda hem fikir değiller. 

Bilim, İlim insanları ve Üniversiteler bu gibi konulara beyin yoracaklarına, dünyadaki salgın hastalıklara ( Kansere ) yoksulluğa, savaşlara, çareler arasalar daha iyi olmaz mı?

Gökbilimcileri her iki yılda bir meydana gelen astrolojik olayda, Mars, Dünya, ve Güneş neden aynı çizgide bir hizaya gelir. Ay neden kırmızı olur. Güneş neden kararır, böyle önemli konularda dünya insanlarını aydınlatsalar daha yararlı olurlar.

Ne Bilim, ne de İlim hakkında hiç bir bilgimi yok. Bildiğim tek şey bir gaye için yaratıldık, Ancak, o gayenin çok az izlerine rastladık, dünyaya sadece baka kaldık, ömrü boşuna heba ettik, sonuçta esasa göçenler gibi bizde göçüp gideceğiz.

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ/ MERSİN