İnsanlığın zaferi

Doğanın yıkımı pahasına gelişme, sel olup, volkan olup lav olup, etrafımızı yıkalı beri, aklımız ne zaman başımıza gelir diye didinenlerin sayısı da artmaktaydı. Güneşin daha yaman kavurduğu, 'hissedilen sıcaklık' kavramının yaşamımıza girdiği gerçeği karşısında, on yıllardır, ilk kez iyi bir haber aldık: Ozon tabakasındaki incelme aşınma gerilemeye yüz tutmuştu.

Haberde: "Uluslararası Meteoroloji Kurumu ve BM Çevre Programı’nın (UNEP) hazırladığı rapora göre stratosferin üst kısmında bulunan, Güneş’ten gelen ültraviyole gibi zararlı ışınları tutan ozon tabakası toparlanıyor. Bilim adamları, ozon tabakasını incelten gazların kullanımını yasaklayan, Türkiye’nin de imzaladığı 1987 Montreal Protokolü’nün başarılı sonuç verdiğini açıkladı." deniliyor. (1)

Bu, insanlığın zaferidir. Aklın zaferidir! Doğayı ve çevre koşullarını gözardı eden kalkınma anlayışının, insanı çevresiyle beraber sağlıklı bir ortamda hayat sürdürmeye ve geleceğini kurmaya yönelten bütünsel gelişme kavrayışı karşısındaki geri adımıdır.

Gerçekten, Kyoto protokolünün imzalanmasına direten devletler ve verili koşullardaki üretim, tüketim dengesinin değişmesi halinde zarara uğrayacağını düşünen pek çok kesim, şirket vardı. Bunların, uluslararasında çevreye duyarlı ve yaptırım koşulları olan yeni bir aşamaya geçilmesinde ayak diremeleri epey devam etti. Belki kısmen yine de devam edecek.

Ancak öyle anlaşılıyor ki, insanlık, "Ataların mirasını tüketmek değil, çocukların hakkını korumak" noktasında uzlaşıyor. Bu evrensel duyarlık, Greenpeace gibi sivil toplum örgütlerinden yerel yönetimlere oradan da hükümetlere daha çok yansıyor. Bu anlamda Türkiye'mizde de, yatırımlar öncesinde ÇED raporları aranır oldu, doğal SİT alanları, bir kaç olumsuz örnek dışında, bildiğim kadarıyla özenle korunuyor.

Evet, BM'nin son raporu, insanlık ailesinin bir büyük başarımı. Her şeyin meta haline getirildiği, avcılık-toplayıcılık kertesinde ilkelleşilen, kaynaklar üzerinde büyük rant kavgalarından lokal veya yaygın savaşlar üremesi potansiyeli taşınan bir çağdan sıyrılıp, yeni yüzyıla yaraşır bir döneme girilebileceğinin de müjdecisi...

Dilerim bu duyarlık artar, nükleer silah denemeleri ortadan kalkar, silaha değil sağlığa yatırım yapılır. Dilerim açlıktan, yoksulluktan boynu bükük toplumların insanca bir yaşama kavuşturulması konusunda başarımlar elde edilir.

İnsan doğllaşır, doğa insanileşir.