Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '12

 
Kategori
Tarih
 

İpek Yolu

İpek Yolu
 

İpek Yolu


Anadolu ve Akdeniz aracılığıyla Avrupa'ya kadar uzanan ve dünyaca ünlü ticaret yoludur.


Uzun geçmişe sahip olan İpek Yolu, dünya medeniyetinde çok önemli rol oynadı. Son yıllarda UNESCO tarafından ortaya çıkarılan İpek Yolu ile ilgili yeni araştırma planında İpek Yolu, Doğu ve Batı arasındaki diyalog ve teması artırdığı için “Diyalog Yolu” olarak da adlandırıldı.(alıntı)
*

İpek Yolu sadece tüccarların değil, aynı zamanda, doğudan batıya ve batıdan doğuya bilgelerin, orduların, fikirlerin, dinlerin ve kültürlerin de yolu olmuştur.(alıntı)

*

İpek Yolu

Asya'yı Avrupa'ya bağlayan bir ticaret yolu olmasının ötesinde,

2000 yıldan beri bölgede yaşayan kültürlerin, dinlerin, ırklarında izlerini taşımakta ve olağanüstü bir tarihselve kültürelzenginlik sunmaktadır.(alıntı)

*

İpek Yolu’nun güzergâhı ile ilgili ilk belgeler Antik Yunan ve Romalılara dayanmaktadır.(alıntı)


Tarım Havzası’nın kuzeyinden geçen kuzey rotasını ünlü tarihçi Heredot M.Ö. 450 yılında ayrıntılı bir şekilde tarif etmiş, güzergâh merkezlerine de oradaki yerli halkların isimlerini vermiştir.(alıntı)


Heredot’untarifine göre:

Kuzey rotası Don Nehri ağzından başlayarak ilk olarak kuzeye ve hemen sonra Partların bölgesine doğru doğuya ilerlemekte, oradan da Çin’in batısında bulunan

Kansu şehrinde son bulan Tanrı Dağları’nın kuzeyindeki kervan yolu üzerinden geçmektedir.(alıntı)

*


Bence İpek Yolu o dönemlerde Avrupa’da hiçbir şey olmadığından doğuda da çok şey olduğundan oluşmuş bir ticaret yolu. Bunu biraz açmak gerekir. Hiçbir şey ve çok şey nelerdir.

En önemlisi ipek ve baharat... Bu yol tarihi, ticari yolu olarak asırlar boyu süregelmiş. Yolun güzergâhı; Çin’den başlamış, Anadoludan geçmiş, İstanbul’a gelen, oradan da Avrupa’ya giden bir yol olmuş. Tabi bu birkaç yerle sınırlı değil. Yol çok uzun… Tarihi İpek Yolu, eski Çin medeniyetini

Batı’ya ulaştıran önemli bir kanal olmakla birlikte, aynı zamanda Çin ve Batı arasındaki ekonomik ve kültürül temaslardaki önemli bir köprüymüş.

Şöyle de diyebiliriz:

İpek Yolu, Batı Han hanedanı döneminde Zhang Qian tarafından başlatılmış, doğuda Chang’an şehrinden başlayan, batıda Roma imparatorluğunda son bulan bir kara ulaşım hattı olmuş…

İpek yolu ile benim de kitaplarım nedeni ile birkaç kez yollarımız kesişti. Otel II-Kapodokya-Beyaz Atlar Ülkesi adlı kitabımı yazarken o bölgelerden geçen İpek Yolunu o zamanda incelemiştim. Kitabımda da bir hayli söz etmiştim. Birde benim bir kitabımda ‘Şarkın Modern Gelini’ adında, o kitapta, bir gelin kervanının Arabistan’dan, Türkiye’ye, Diyarbakır’a gelişini anlatmıştım. Bunun için yolları hesaplamıştık. Çok uzun bir araştırma olmuştu. Kervanda develer vardı. Bir deve hiç durmadan ne kadar yol gidebiliyordu ve şehirler arasındaki mesafeleri hesaplamıştık. O zaman İpek Yolu yine konumuz olmuştu. O zamanlar nasıl gidilmiş, nasıl gelinmiş! Demiştik. Yol çok uzun, araçlar deve ya da at. Düşünün aylarca süren zahmetli yolculuklar…

Yollarda konakladıkları, kervansaraylar, hanlar… Tabiki taşınan sadece, baharat ve ipek değilmiş. Kültür alışverişi de yapılmış. Ortaçağda; İpek yolu; Antakya’dan başlıyormuş. Oradan Gaziantep’e geçiyormuş. Sonrasında İran ve Afganistan’ın pamir Ovasına kadar gidiyormuş. Birde: Gaziantep ve Malatya'yı geçip, Trakya üzerinden ve Ege kıyılarında İzmir’e, Karadeniz’de Trabzon’a ve Sinop’a, Akdeniz’de de, Alanya ve Antalya’dan, Avrupa’ya gidilirmiş.

İpek Yolu’nu okuduğumda aklımdan neler geçti neler? Düşündüm bir an bu yollardan kaç kitap kurgulanır? Ne çok, ne güzel aşklar yazılır. Çok maceralarla geçen yollarda, kervanların başına neler gelmez ki… Çok şeyler gelebilir. Biliyorum çünkü Şarkın modern Gelini ya da İpek Mantolu Arap Kızı’nda ben yazmıştım. Eşkiyaların saldırılarını, hastalıkları, kum fırtınalarını… Daha bir çok şeyi…

Bu yazıyı inşallah sıkılmadan okursunuz. Biraz uzun oldu ama yolda çok uzun. Dünyanın bir ucundan bir ucuna, üstelik düşünün uçakla da gidilmiyor! Bir çok alıntıyı sizlere aktarıyorum. Bir başka yazıda buluşmak üzere…

İpek Yolu

Milattan yüzyıllar önce Mısırlılar, daha sonra da Romalılar, Çinlilerden ipek satın alırlardı. Ulaşım ise, daha sonra İpek Yolu adı verilen güzergahı izleyen kervanlarla sağlanırdı. İpek endüstrisi, eski çağlardan beri birçok milletin hayatında çok önemli bir yer tutmuştur. Uzak Doğu'dan gelen ipek ve baharat, Batıdünyası için, uluslararası ilişkilerde önemli bir rol oynamıştır.

İpek, ayrıca Doğu kültürünün Batı tarafından tanınmasını da sağlamıştır. Doğu'nun ipeği ile baharatının kervanlarla batıya taşınması, Çin'den Avrupa'ya ulaşan ticaret yollarını oluşturmuştur. Orta Çağda, ticaret kervanları, şimdiki Çin'in Şian kentinden hareket ederek Özbekistan'ın Kaşgar kentine gelirler, burada ikiye ayrılan yollardan ilkini izleyerek Afganistan ovalarından Hazar Denizi'ne, diğeri ile de Karakurum Dağları'nı aşarak İranüzerinden Anadolu'ya ulaşırlardı.

Anadolu'dan deniz yolu ile Akdeniz ve Karadeniz (Tirebolu) limanlarından veya Trakya üzerinden kara yolu ile Avrupa'ya giderlerdi. Doğudan batıya doğru gelişen bu ticari harekette daha önceki çağlardan beri kullanılmakta olan bir yol şebekesinden yararlanılmıştır. Yoğun bir şekilde ipek, porselen, kâğıt, baharat ve değerli taşların taşınmasının yanında kıtalararasındaki kültür alışverişine de imkân sağlayan bu binlerce kilometre uzunluğundaki kervanyolları zaman içinde İpek Yolu olarak adlandırılmıştır.

İpek Yolu Asya'yı Avrupa'ya bağlayan bir ticaret yolu olmasının ötesinde, 2000yıldan beri bölgede yaşayan kültürlerin, dinlerin, ırklarında izlerini taşımakta ve olağanüstü bir tarihselve kültürelzenginlik sunmaktadır. Orta AsyaTürk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra, İpek Yolu'nun hem bir ticaretyolu, hem de tarihsel ve kültürel değer olarak yeniden canlandırılması gündeme gelmiş, bu yol boyunca inşaa edilmiş ve artık kullanılmayan yapıların, yeni işlevler kazandırılarak korunmaları ve yaşatılmaları için çalışmalar başlamıştır...

İpek Yolu çeşitli Türk uygarlıklarının ekonomik kaynağı olmuştur. Orta Asya bölgeleri ile her zaman bağlantılar var olmuştur. Örneğin; Çin ile Avrupa arasında en eski zamanlardan beri, en az Tunç Devrinden beri bağlantılar vardı. İlk zamanlarda maden elde etme ve işleme konusunda bilgi alışverişine ve ticari malların değişimine dayanmış olan bu bağlantılar, diplomatik ilişkilerin kurulmasını ve iki kültürün birbirini tanımasını da sağlamıştır.

Ancak, arabulucular yolu ile gerçekleştirilmiş olan bu bağlantılar bir süreklilik göstermemiş, uzun süreli kopukluklar yaşanmış, ticaret ve bilgi alışverişinin uzun bir süre gerçekleşmediği dönemler de olmuştur. Çin’in batıya doğru genişlemesi, İpek Yolu’nun doğu sınırının tamamen açılmasında önemli bir etken olmuştur. İmparator Vudi (M.Ö. 142–87) döneminde Han İmparatorluğu sınırlarını nerdeyse iki katı kadar genişletmiştir.

Sınır tehditlerine karşı düşman bölgelerini istila ederek karşılık veren İmparator Vudi, ordularını kuzeye, güneye ve batıya göndererek birçok devleti boyunduruk altına almış, Hiung-nu zaferi ile de Orta Asya’nın tüm kontrolünü ele geçirmiştir. Vudi’nin birlikleri, Pamir dağlarını ve Fergana şehrini de işgal ederek, Çinile Batı arasındaki ticaret yollarını açmıştır. İpek Yolu üzerinden gerçekleşen ticaretsayesinde Hun İmparatorluğunun başkenti Batılı seyyahlarve Batı’dan gelen lüks mallarla dolup taşmaya başlamıştır.

İpek Yolu

Doğuda barışın hüküm sürdüğü zamanlar, Batı bir savaş alanı idi. Romalılar ile Partlar arasında uzun zamandan beri yaşanan sorunlar, birinci Roma İmparatoru Augustus’un diplomatik başarısı ile son bulmuş, iki taraf arasında bir barış süreci başlamıştır. Bu barış süreci, İpek Yolu’nun batı bölümünün daha güvenli olmasını ve Uzak Doğuile yapılan ticaretin canlanmasını sağlamıştır. Geç Antik Çağ döneminde Doğu Roma, yani Bizans ile Sassani İmparatorluğu arasındaki ticaret Roma-PersSavaşları nedeniyle büyük ölçüde engellenmiştir.

İpek Yolu, bir diğer yükselme dönemini, Perslerin İpek Yolu üzerindeki hâkimiyetine son veren Tang Hanedanlığı döneminde yaşamıştır. İkinci Tang İmparatoru Taizong, Orta Asya’nın büyük bir bölümünü ve Tarım Vadisini kontrolü altına almıştır. Bizans İmparatorluğu, 7. yy.da Asya’daki bazı topraklarının Müslümanlar tarafından ele geçirilmesiyle İpek Yolu ile bağlantısını ara sıra koruyabilmiş ve uzun süre Doğu’dan gelen malların ana aktarma yeri olarak işlev görmüştür.

Tang döneminden sonra İpek Yolu üzerindeki ticaret trafiği azalmaya başlamıştır. Bunun nedeni, Beş Hanedanlık döneminde Tang Hanedanlığı’nda iç istikrarın korunamaması ve ticaret yollarının güvenliğinin azalmasıdır. Avrupa ile Asya arasındaki ticaret veba salgınları nedeniyle de uzun süre askıya alınmış ve gerçekleşmemiştir. Asya ile Avrupa arasında doğrudan bağlantı kurulmasında, 13. yy.da Moğollar’ın büyük katkısı olmuştur. Moğol istilaları sık ve geniş iletişim çağının başlamasında etkili olmuştur.

Bu durum, Moğolların ele geçirdikleri yerlerde sistemlerini kurduktan sonra, yabancılarla iletişim kurarak yönetime devam etmeleri ile gerçekleşmiştir. Bu dönemde Moğolların yabancılara olan misafirperverlikleri sayesinde ticaret yeniden artmıştır. Ancak, Moğol İmparatorluğu’nun ömrü kısa sürmüş ve 1262 yılında koca imparatorluğun çöküşü başlamıştır. Buna rağmen İpek Yolu’nun doğu bölümünün güvenliği Kubilay Han döneminde uzun süre sağlanmıştır.

Çin milliyetçiliği canlanmaya başlamış; 1368 yılında, yabancı egemenliği Moğol kökenlilere karşı saldırgan bir dış politika tutumu izleyen Ming Hanedanlığı dönemini sona erdirmiştir. Moğollar dönemindeki rahatlığa rağmen, İpek Yolu üzerinde yapılan ticaret hiçbir zaman Tang Hanedanı dönemindeki seviyesine ulaşmamıştır. Song Hanedanlığı döneminde İpek Yolu önemini yitirmeye devam etmiştir.

Çin deniz ticareti sayesinde Güneydoğu Asya’da yeni pazarların keşfedilmesi ve Arapların koyduğu yüksek gümrük vergileri nedeniyle İpek Yolu daha az tercih edilmiştir. Erken Yeni Çağ döneminde Avrupalıdenizcilerin dünya geneline açılmaları ile İpek Yolu tamamen önemini yitirmiştir. Böylece uzun süren yolculukların ve malın aracılara teslim edilmesinin yerine daha kısa süren ve doğrudan gerçekleştirilen deniz taşımacılığı önem kazanmıştır.

İpek Yolu’nun yerini gemiler almıştır. Çinli tüccarlar jonk adını verdikleri gemileri ile Hindistan’a, hatta Arap ülkelerine kadar gidebilmekteydi. Avrupalı tüccarlarınÇin ile yaptıkları ticaret Song Hanedanı döneminden beri kısıtlanmaktaydı. Bu nedenle, Avrupalıların deniz seferleri ile gerçekleştirmek istedikleri asıl amaçlarından biri de Hitay’a ulaşmaktı.İlk olarak, 1514 yılında Portekizliler Çin’e ulaşmış ve orada çok canlı bir ticaret başlatmışlardır; ancak bu pazar daha sonra İspanyollar tarafından ele geçirilmiştir.

İmparatorluk, 16. yy.dan itibaren, yenidünyada Avrupa kolonilerinden temel fayda sağlayanların arasında yer almaktaydı. Kolonilerde çıkarılan madenin büyük bir bölümü Avrupalılara satılmak amacıyla Çin’e gönderilmekteydi. Ticaret şirketleriningemileri Avrupalı soylularalüks eşya ve sanat eserleri tedarik etmek amacıyla, Doğu Asya’ya ulaşımda İpek Yolu görevini görmekteydi. Petrol yataklarının bulunması ile İpek Yolu yeniden önem kazanmaya başlamıştır.

Yeni yollar inşa edilmiş ve ıssız bölgelere ulaşım kolaylaştırılmış, bölgeler sanayileştirilmiştir. Bunun yanı sıra eski ticaret yolları onarılmış ve turistik amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. 32 Asya ülkesinin katılımı ve Birleşmiş Milletler desteği ile Asya uzak ticaret yolları ağı inşası projesi yürütülmektedir. 2005 yılı itibariyle yol ağının yenilenmesine 25 milyar dolar para harcanmıştır.

İpek Yolu

Bilinen “İpek Yolu”nun yanı sıra, pek bilinmeyen iki İpek Yolu daha var. Bulardan biri, “Güneybatı İpek Yolu” olarak adlandırılıyor.

Sichuan eyaletinden başlayan bu yol, Yunnan eyaletinden sonra İravadi Nehri’nden geçerek Burma’nın kuzeyindeki Mogoko’ya ulaşır, sonra Çindvin Nehri’ni geçerek Hindistan’ın kuzeydoğusundaki Mopal’a, oradan da Ganj Irmağı’nı izleyerek Hindistan’ın kuzeybatısından İran Platosu’na ulaşırdı. Bu İpek Yolu, bilinen “Kara İpek Yolu”ndan çok daha eskiydi.

Çinli arkeologlar, 1986 yılında Sichuan eyaletine bağlı Guanghan şehri yakınlarında gizemli “Sanxing Dui” kalıntılarını tespit ettiler.

Bundan 3 bin yıl öncesine ait olduğu anlaşılan “San Xingdui”kalıntılarından 142 santim uzunluğundaki altın sopa, dört metre yüksekliğindeki “KutsalAğaç”,farklı boyutlardaki bronz insan heykelleri, büstler ve maskeler gibi Batı Asya ve Antik Yunan medeniyetlerinin özelliklerini taşıyan çok sayıda tarihi eser çıkarıldı.

Uzmanlar, bu tür tarihi eserlerin büyük olasılıkla o dönemde Doğu ile Batı arasında yapılan kültürel değişimler kapsamında Çin’e getirildiğini düşünüyorlar. Bu varsayımın doğru olduğunun tespit edilmesi durumunda, buradan geçen İpek Yolu’nun bundan 3 bin yıl önce kurulduğunu söylemek mümkün olacak. Karadaki İpek Yolları’nın yanı sıra bir de “Deniz İpek Yolu”vardı.

Guangzhou limanından Malaka Boğazı’nı geçerek Sri Lanka, Hindistan ve Doğu Afrika’ya ulaşan “Deniz İpek Yolu”’nun Song hanedanı döneminde oluştuğu, Doğu Afrika’daki Somali’de yapılan kazılarda çıkarılan tarihi eserlerle kanıtlandı. Çin ve dünya uygarlığının başlıca beşiği olan ülkeleri bir araya getiren Deniz İpek Yolu, geçtiği ülkeler arasındaki ekonomik ve ticari temasları yoğunlaştırdığı için “Doğu ve Batı Arasındaki Diyalog Yolu”olarak da adlandırılıyor.

Tarihi kayıtlara göre Marco Polo, Çin’e Deniz İpek Yolu üzerinden gelmiş, dönüşte yine Çin’in Fujian eyaletine bağlı Quanzhou limanından gemiye binerek bu yolu izleyip memleketi Venedik’e dönmüştü.


Nazan Şara Şatana


http:// http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100002892442552


https://twitter.com/#!/nazansarasatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....