İş Belediye Başkanlarına düşüyor

Adana sıcak bir ilimiz. Böylesi bir ilde bir iki ayın dışında güneş aranmaz ama güneşten kaçılır. Sıcaklar bastırdığında caddeye çıkmaya korkarız. Yürümek için caddelere apartmanların gölge yapmasını bekleriz. Kafamıza güneş vurmasın diye kitap, gazete, şapka elimize ne geçerse tutarız. Aklımızdan kesintisiz gölge geçer. Caddelere, sokaklara, parklara ve apartman bahçelerine baktığınızda durumun iç açıcı olmadığını, manzaranın bütünsellik taşımadığını çoğunuz fark etmişsinizdir. Caddelerde çoğumuzun ismini bile bilmediği ağaçlar, ağaççıklar var. Belli ki bir kısmı ithal edilmiş. Birçoğu Adana’nın iklimine uyum sağlayamamış. Kimileri kurumuş, kimilerinin rengi solmuş. Belli ki hastalar ya da beslenmelerinde sorun var. Kimileri makas görmemiş, kimileri çırıl çıplak budanmış. Yaklaşık bir yıldan bu yana acaba sorunu birileri fark edip de müdahale edecek mi diye izliyorum. Ama şimdiye dek değişen bir şey olmadı. Ağaçlarımızın geleceği muhtemelen taşeron işçilerine teslim edilmiş durumda. Onlar da günlük olarak birkaç litre su vermenin dışında bir şey yapmıyorlar zaten yapamazlar da. Ne kuruyan ağaçların yerine yenisi dikiliyor, ne besin eksikliği olanların eksiklikleri gideriliyor. Sonuçta olumlu her durumda başarı belediye başkanlarının hanesine yazılır, her olumsuzluğun hesabını da belediye başkanları vermek zorunda kalır. Okullar müdürü kadar okulsa, kentler de belediye başkanlarının vizyonu ölçüsünde kent olurlar. Yöneticilerin, yetki ve sorumluluk verdiklerini izlemek ve geliştirmek gibi bir görevi daha vardır. Bir yönetici düşündüğünde görecektir ki oturursa dert dinlemekte, gezerse sorun çözmektedir. Ben şahsen caddelerimizde ve parklarımızda kocaman, koyu ve serin gölge yapan ağaçlar düşlüyorum. Tepesine kadar budanmış, şekilsiz ağaçlar değil. Bu ağaçların illa da ithal olması gerekmiyor. Örneğin, kocaman yapraklı devasa dut ağaçları neden olmasın? Böylelikle kışlı yazlı park ve caddelerimiz hareketsiz kalmayacaktır. Yürüyüş için geç kalanlar güneşi bahane ederek yürümekten vazgeçmeyecektir. İnsanlar çocuklarına güneş var bahanesiyle dışarı çıkmayı yasaklamayacaktır. Daha sağlıklı ve stressiz bir kuşak yetiştirmenin önü açılacaktır. Umut ederim belediye başkanlarımız bu hatırlatmayı dikkate alır ve geç kalmadan duruma müdahale ederler. Beton yığını haline gelen bu kenti yeşilliğe boğma yönünde adım atarlar. Bu kentte üniversite var, uzmanlar var, su var, toprak var, uygun iklim var. Yani sorunu çözmek o kadar da zor değil. Yeter ki yetkili irade çözüm yönünde kararlılık göstersin. Olaya caddeler, parklar, sokaklar, apartman bahçeleri olmak üzere bütünsellik içinde baksın. Birkaç yıl içinde farklı bir Adana manzarası ortaya çıkarmak mümkündür. Ben şahsıma bu yapan kim olursa alkışlamaya hazırım.