İskenderiye Dörtlüsü-Balthazar

“Bir insan kendi yüzü maskeliyken bir başka maskeliye aşık olursa… İçlerinden hangisi maskesini çıkarmayı göze alabilir? Belki de böyle sevgililer ömür boyu maskeli kalırlar…”

Bu kitap Balthazar’ı anlatmıyor. Baltazar anlatıyor olayları. Bu kitapta daha öncenin yaşanmış olayları Balthazar’ın bakış açısından yeniden görüyoruz. Yazar arada giriyor. Balthazar’ın yazdıkları hakkında düşüncelerini belirtiyor. Darley’in İskenderiye hakkındaki düşünceleri yerle bir olmasa da tanınmaz hale geliyor.

Yazar ilk kitapta İskenderiye’ye (aslında Justine, Nessim, Naruz, Melissa v.diğer kahramanlara aslında) öznel bir bakış açısıyla bakıyor. Bu kitapta ise Balthazar’ın nesnel bakış açısını görüyoruz. Bu ikisi birbirinden çok farklı birleştirme imkanı yok. Bunu yaparsa eğer birbiri üstüne anlatılmış iki öykü ortaya çıkıyor. Aynı parşömene yazılmış bir yazı gibi eskisini silip yeniden yazıyor sanki.

Bu kitap hem 1. Kitabı tamamlıyor, hem de oradaki tüm doğruları yalanlıyor. Ama bunu yaparken inandırıcılığını koruyor. Kendi gerçekliğinin dışına çıkmıyor. Sadece İskenderiye’nin yeni yüzüne değil Justine ve diğerlerinin de yeni yüzlerini görüyoruz.

Birinci kitapta karanlıkta el yordamıyla ilerlemeye çalışıp etrafta olup bitenleri görmeye çalışan bir ruh halinden daha aydınlık bir ortama geçiyoruz. Bu kitapta 1. Kitapta aklımızda kalan bir soru işaretinin cevabını buluyoruz. Ama bunun yanında, bir sürü yeni soru işaretleri de ortaya çıkıyor.

İskenderiye'nin çöldeki yüzünü görüyoruz. Bir maskeli baloda bayağı, karanlık ve kutsal yüzünü görüyoruz.

Bu kitapta Clea’nın kişiliğinin ağırlığı ve diğer karakterler üzerindeki etkisini de hissetmeye başlıyoruz. Bu kitapta yeni gerçekler ortaya çıkıyor.

Justine Nessim’i hiç sevmemiş ve ondan korkması için herhangi bir neden yokmuş. 1. Kitapta hep sanki Justine Nessim’den korkuyor gibi hissettik. Justine Nessim’le sadece kızını bulmak için evlenmiş. Nessim’i sevebilmesi için de kızını bulabilmeyi şart koşmuş. Nessim kızıyla ilgili gerçeğe ulaştığında bunu Justine’den gizleyerek aralarındaki uçurumu daha da derinleştiriyor.

Justine Darley’e hiç aşık olmamış. Pursewarden’le olan ilişkisini maskelemek için kullanmış. Pursewarden yazarın yazarlık anlamında kendinden üstün gördüğü birisi.

Burada Darley kendini sorgulamaya başlıyor. Aşık birinin aşkla ilgili işaretleri nasıl yanlış anlayabileceğini ve bunun kabul edilemez olduğunu kendine itiraf ediyor. Bir sürü cevaplanması gereken sorular ortaya çıkıyor. Cevaplar Mountolive’de ve Clea’ da….