Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '10

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

İslam, Marksizm ve Emperyalizm arasında bir gezi.

İslam’ı bilmek için öncelikle “cahiliye” devrini iyi okumak lazımdır. Burada iki sembol şehir var.

Feodalizmi temsil eden Mekke!

Ezilenlerin şehri Medine! (ilk adıyla Yesrib)

Peygamberimiz Mekke’li. Kureyş kabilesinden Hâşimoğulları kolundan. Kureyşliler on aileden müteşekkil. En büyük aile Ümeyyeoğulları. Ebu Süfyan’ın sülalesi. Daha sonra bu sülale Emeviler olarak bu coğrafyada hüküm sürdüler. Muaviye Ebu Süfyan’ın oğlu.

Kureyşliler, Kâbe’nin gelirleriyle ve kervancılıkla geçimlerini temin ediyorlar. Araplar yılın belli aylarında Kâbe’yi tavaf ediyorlar, bunlar da gelenlerle ticaret yapıyorlar.

Mekke, Aden’le Kahire ve Şam arasında kervancılığın da geçiş güzergâhında kaldığı için hareketli bir yer.

Gün geliyor kervancılık bitiyor!

Burası güvensiz bir yer oluyor. Hindistan yolu Habeşistan üzerine kayıyor. Habeşistan- Kahire ve oradan Avrupa. Habeşistan güvenliği oturtmuş. Kral Necaşi var orada! Otoritesi sağlam!

Kervancılık bitmiş. Kureyşin geliri azalmış.

Dikkat edilirse Peygamberimizin ve diğer Sahabelerin hayatında kervancılık önemli bir yer tutuyor.

Hazreti Muhammet, Peygamberliğini ilan edince kimse kabul etmedi. Çünkü Kureyşin küçük bir sülalesine mensuptu Allah’ın Resulü. Ümeyyeoğulları Kureyşin en büyük sülalesiydi ve Kureyşin bayraktarlığını taşıyordu. Mücadele Feodalizmin temsilcisi Ebu Süfyan, karısı Hind ve Hazreti Muhammet arasında geçer.

Feodalitenin temsilcileri Peygamberimizi göçe zorlarlar.

Yesrib’e sığınır Resûlullah!

Hicret bu!

Yesrib bağrına basar Peygamberimizi. Çünkü onların dilinden konuşmaktadır. Onlar gibidir. Ezilenlerin sömürülenlerin yanındadır.

Bundan sonraki yaşamını burada geçirir.

İslam’la Marksizm’i karşılaştırmak abestir ama ufak bir noktayı açıklamak istiyorum.

Marksizm sınıflar arası çatışmayı körükler. İşçi sınıfı Kapitalizmi yenecek ve sınıfsız bir toplum oluşacaktır. Komünizm.

İslam, kapitalizmi reddetmez. Onu ezilenlerin lehine yaptırımlarla zorlayarak toplumdaki sosyal dengesizlikleri en aza indirmeyi hedefler.

“Sosyal devlettir bu”

Namazda olsun Oruçta olsun Zekâtta olsun toplumsallığın en uç örneklerini görürüz.

Marksist felsefenin bunları “dogma” olarak görmesi normaldir. Ne Marks, ne diğerleri İslam’ı bilirler. Onlar, Avrupa’nın vahşi Kapitalizminin cenderesinde sıkışmış toplumlara yönelik bir çıkış yolu aramışlardır hesapta.

Marks’ın, kimliği ve kuralları oluşmamış Hıristiyanlıkla, kurum ve kuralları oluşmuş İslamiyet’i aynı kefede görmesi onun bir önyargısıdır.

Ayrıca Hindistan’ın işgalini uygarlığa dönüştürme olarak görmesi Mark’ın ayrı bir çelişkisidir.

Bu tür yapay fikirlerin uzun süre insanlığa umut pompalaması aslında emperyalizmin bir tuzağıydı. Bazılarına “havanda su dövdürüldü” bazıları malı götürdü.

Sıra İslam’da.

Emperyalizm İslam coğrafyasında zulümde! Onlar da bu coğrafyayı uygarlığa dönüştürme iddiasıyla geldiler.

Neymiş?

 
Toplam blog
: 1640
: 466
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

Doğum tarihim değişmedi ama çok şey değişti bu güne kadar. En başta, dede oluyorum! Evet; şaşırdı..