İsmet Berkan a

Sayın Berkan,
Ne kadar okuyucu yazılarını okuduğunuzu bilmiyorum.
Yazdığım nerdeyse bütün gazetecelerden yanıtlar alıyorum. (Siz hariç)
Bu nedenle okuyucu yazılarının okuyup okunmadığını bilemiyorum..
Yine de yazmak istedim.
Sizin son cümleniz:
"Hayır, burası bir ılımlı İslam devleti değil, hiçbir zaman da bir 'İslam devleti' olmayacak; çünkü laiklik ilkesinin ortadan kaldırılması mümkün değil. Ama buna karşılık laiklik uygulamalarını mutlaka tartışmalıyız."
Tayyip Erdoğan demokrasisi kapsamnda tartışınca böyle bir sonuç çıkıyor..
Laiklik tartışılmalı.
Ama bence camilerin bu kadar sayıda olması da tartışılmalı.
Genç kızların başlarının zorla örtülmesi de tartışılmalı.
Töre cinayetlerinde dinin rolü de tartışılmalı.
Ve laiklik tartışması hangi eşit şartlar altında yapılıyor?
Asker-sivil bağlamında laiklik tartışması olmaz.
Sadece askerin tepkilerine tepki ortamında laiklik olmaz..
Camilerin devletin kontrolünden çıkarılıp, imamları devlet memurluğu statüsünden atma bazında laikliği tartışabiliyormusunuz???
Laik devletin "memur imamı" olurmu sorusunu sorabiliyormusunuz??
Laiklik sadece anayasa dan Atatürk ilkelerinin çıkarılması bazında tartışılırsa (ki şu anda başka bir tartışma görmüyorum) bu ister şistemez karşı tepkiyi beraberinde getirecektir ve bence de öyle olmalıdır.
Bir anayasa sadece sivillerin hazırlardığından dolayı sivil olmaz.
Ve ben AKP nin Türkiye de sivil toplumun temsilcileri olduğuna inanmıyorum.
Kendi içinde demokrasiyi gerçekleştirememiş hiç bir kurumlaşma "sivil" değildir.
Faşiszandır. (faşisttir demiyorum) Ve Türkiyede bütün partiler faşizan bir yapıdadır..
Parti içi demokrasiyi kendi içinde gerçekleştirmeden ve nerdeyse liderini padişah konumuna getiren ve
bunu da demokrasi diye konumlandıran bir siyasi oluşumun, demkratik söylemleri bana inandırıcı gelmiyor,
Sayın Berkan.