İspat Et Baskısı

Bir yerlerde bir şeyler oluyor. Kulağımıza çalınıyor, okuyoruz, duyuyoruz, en kötüsünden hissediyoruz. Dahası ortamın durumu da bu izlenimi veriyor.

Yetkili ilgilenmiyor, sorumlu kaçıyor, duyarlı bana ne diyor ve o bir yerlerde olan şeyler olmaya devam ediyor.

Sen ben dayanamıyoruz…

Lakin o bir yerlerdekilerin eline öyle bir koz verilmiş ki…

İspat et, diyor…

Nasıl edeceğim?

 “O zaman sus!”

Kanun da bunu esas alıyor “Delil yoksa…”

Ne yapacağız biz ya!

Herkes her şey çalan çarpandan yana, konuşamıyorsun bile!

Gözünle görsen dikkate alınmıyor; “delil!”

Adam delil mi bırakır ya…

Gerçek demokraside herkesin bildiğini, gördüğünü, hissettiğini, hatta şüphelendiğini söyleme hakkı olmalı o kişi ya da konuyla ilgili bir duyum ortaya çıksın

Şimdi bu tür olan bitenin yarısı ortaya çıkmıyor.

Ben benimle ilgili bir iddia olduğu zaman ispat et demiyorum.

Şu bilinsin ki kim ispat et diyorsa kesin bir şey saklıyor çünkü (minareyi çalan kılıfını hazırladığı için)ispat edemeyeceğini biliyor; değilse ispat et diyeceğine buyurun araştırın der.

İddia kişinin suçlu olduğunu göstermez; iddia devleti ve toplumu duyarlı olmaya davettir.

İki cümleyi tekrarlıyorum;

- Şimdi bu tür olan bitenin yarısı ortaya çıkmıyor.

- Kim ispat et diyorsa kesin bir şey saklıyor