Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '10

 
Kategori
Siyaset
 

İsrail, Kürtler, İran ve Türkiye!

İsrail, Kürtler, İran ve Türkiye!
 

Ortadoğu coğrafyasında İsrail, İran, Türkiye ve Kürtler arasındaki ilişkiler, bu ilişkilerin tırmandığı tehlikeli nokta PKK’nın İskenderun saldırısı ve İsrail’in Akdeniz açıklarında Gazzedeki Filistinlilere yardım götüren gemilere saldırması ve 9 insanın yaşamını bu saldırıyla yitirmesi belki de büyük bir çatışma ve savaşın sinyallerini veriyor gibi. Başbakanın Okyanus ötesine yaptığı son gezi ve özellikle Dünya siyasi konjoktüründe yıldızı giderek parlayan Brezilya ile Amerikaya rağmen yanlarına Amerika ve İsrailin en büyük düşmanı olan İranı alarak yapılan bir takım antlaşmalar bölgede dengelerin değişmesi noktasında önemli bir işaret fişeği niteliğindeydi. Şimdi olayın öbür cephesinden bakalım Kürtler; Ortadoğu coğrafyasının en büyük 4 devleti arasında (Türkiye, Suriye, İran ve Irak) dağılmış ve 50 milyona yakın nüfusu ile bölgenin en kalabalık 3.halkı konumundalar ve yaşadıkları topraklarda asırlardan beridir sorunlar yaşamış, sonu gelmez isyan, ayaklanma ve çatışmalara girmişlerdir; halen İranda PEJAK, Türkiyede PKK, Irakta çoktandır federe Kürt devletini kuran Kürtler ve Suriyenin özellikle Kamışlı bölgesinde zaman zaman ayaklanan Kürtler! Bölge üzerinde stratejiler belirleyen ülkeler “Kürt” kozunu hep kullanmışlar ve kullanmaktan çekinmemişlerdir, aslında bugün de ortaya konan durum bundan farklı değil. Amerika ve İsraile karşı meydan okuyan İran Dünya kamuoyundan gizlese de içindeki ayrılıkçı Kürt hareketi PEJAK tarafından ağır kayıplara uğratılmakta, ele geçirilen militanlar meydanlara idam sehpasına çıkartılıp asılmakta, adeta sorunun içinden daha da çıkılmaz bir hal almasına çanak tutulmaktadır ve ne yazık ki kendi halkını bile demokrasiye olan özlemlerinden dolayı katletmekten geri durmayan İran şiddet ve baskıyla kendi Kürt sorununu çözeceğine inanmaktadır. Dedik ya Ortadoğu coğrafyası adeta barut fıçısı gibi, İsrailin sivillere yönelik katliamı ve bu katliamın toplumda yarattığı infial daha birçok olaya gebe gibi. 1947 yılından beri İsrail ile baş edemeyen 300 milyonluk Arap halkı başlarında saraylarda safahat içinde saltanatlarını sürdüren kral, şeyh ve diktatörleri devirmedikçe ezilmeye, baskı altında yaşamaya devam edeceklerdir. Türkiye bu bilinmeyen denklemin tam ortasında, özellikle başbakanın Davos çıkışı ve bu çıkış sonrası Amerika ve İsrail ile gerilen ilişkiler Türkiyeyi belliki yeni arayışlara itmiş gibi, bu bağlamda İran ve okyanus ötesi hamleleri verilebilecek en iyi örneklerdir. Dışarıda bir zamanlar herkesin düşman bildiği ülkeler ile(Suriye, Ermenistan ve Yunanistan) dostane ilişkiler kurulmaya çalışılması aslında çok olumlu ve yerinde hamleler, yalnız gözden kaçan bir ayrıntı var siz dışarıyla ne kadar iyi olursanız olun eğer içeride sıkıntılarınız varsa bunun acısını hep çekersiniz ve kabul etmek gerekir ki Türkiyenin en büyük iç sorunu ”Kürtlerdir!” Kürt sorunu devam ettikçe bu çatışma ortamının bitmeyeceğini her aklı selim biliyor. Yıllardır izlenen yanlış politikalar bu sorunu içinden daha da çıkılmaz bir hale sokmuştur ve böyle giderse bu çıkmaz daha da büyüyecek gibi. Hiçbir zaman sorunun temeline inilmedi, Kürt sorunu Kürtler dışında herkesle konuşuldu, Amerikayla konuşuldu, İranla konuşuldu, Avrupalılarla konuşuldu, Araplarla konuşuldu ama ne yazık ki Kürtlerle bir türlü konuşulmadı, asırlardan beridir kader birliği edilmiş bu halk dışında herkesle konuşuldu ve ne yazık ki sorunun çözümü hep dışarıda arandı. Maalesef her gün bu sorunla paralel olarak gençlerimizin ölmesi vicdanlarımızı sızlatıyor! Kınadığımız, aleyhine kampanyalar başlattığımız İsrail devletinin her defasında karşımıza ”önce siz Kürtler ile sorunlarınızı çözün sonra bizi eleştirin” çıkışlarını haklı görmemek elde mi? Konun başında da belirtildiği gibi Ortadoğu adeta bir satranç tahtası gibi ve her hamle çok büyük önem arz etmekte, görünen o ki ABD, İsrail ve ayrılıkçı Kürt hareketleri(özellikle İran ordusuna ağır darbeler indiren Pejak) bir tarafı, İran, Hamas ve Türkiye diğer tarafta görünüyor gibi. Ama üzerinden atladığımız bir detay var PKK nasıl bizim için “terör” örgütü ise , PEJAK iran için, Hamas’ta İsrail için aynı konumdadır ve sanırım İsrailin en büyük tepkisi de bu noktada yükselmektedir, Hamas liderlerinin TBMM’ye davet edilmeleri muhatap alınmaları doğrusu çok tartışılacak bir durum ve empati yapalım lütfen aynı muhataplığı bir başka ülke PKK kadrolarına gösterirse tepkimiz ne olacak. Elbette İsrailin mazlum Filistin halkına karşı gösterdiği şiddet ve terörü lanetliyoruz, kınıyoruz ama kendi toprak bütünlüğüne yapılan her saldırıya karşı koymak zaten ülkelerin varoluş sebebi değil midir? Bizim devlet olarak PKK’ya karşı 30 yıla yakın bir zamandır verdiğimiz mücadelenin temelinde “egemenlik” faktörü yatmıyor mu? Bölgede sağlıklı ilişkiler kurmanın temelinde içeride güçlü ve sağlam olmaktan geçer, önce kendi iç sorunlarımıza vakıf olmamız lazım ki dışarıda güçlü olalım.
 
Toplam blog
: 166
: 540
Kayıt tarihi
: 02.09.09
 
 

Batmanın Beşiri ilçesinde doğdum, Mersinde yaşıyorum, edebiyata ilgi duyuyorum, yerel ve ulusal d..