İşsizliğin önemli bir sebebi

İşsizliği doğuran sebeplerden biri.

Sanayide bir oto tamircisinin yanına uğradım. Tamirhanenin asıl sahibini bekliyorduk. Sohbet ettiğimiz kişi tamirhanedeki usta idi. Çay ısmarladı. Çayları yudumlarken usta sohbete daldı.

İşsizliğin sorunlarından bahsederken çok ilginç bir noktaya değindi: “Aslında işsizliği yaratan biraz da çalışanlardır” diyordu. Çok ilgimi çekti. Neydi bu?

Ben sordukça o anlatmaya başladı. Beni de merak sarmıştı.

Bir gün patron bir müşteri ile konuşurken kendisinin işçisine çok iyi davrandığını ve bu yüzden aralarında sorun olmadığını, uzun zamandır bu sebeple birlikte çalıştıklarını söylemişti. Bu uyumun kendisinin iyi olduğundan kaynaklandığını söylüyormuş. Bundan canı sıkılan usta bir plan yapmış.

O günden sonra iki sabah iş yerini geç açmış. Bunu sorgulayan patrona yalan söylüyormuş. “Uyuyakaldım, yetişemedim veya işim vardı” gibi. Gelen müşteriyi de tersliyormuş.

Artık sıkıntı olmaya başlamış ve 3-5 derken müşterinin biri patrona: “Ya senin bu ustaya ne oldu? Eskiden böyle değildi, iyi biriydi” diye sormuş. Patron da ne olduğunu anlayamamış.

Müşteri gittikten sonra ustayı çağırmış ve ustasına sormuş: “Hayrola neyin var senin? Müşterilerden şikâyet gelmeye başladı, sabahları da dükkânı geç açıyorsun. Bunun sebebi nedir?”

Usta: -Ya patron, demek iyiliğin hepsi sende değilmiş, bende imiş. Sen saat 10-11 de geliyorsun, iki gün dükkânı geç açtım diye sorun oldu. Müşteriye mütevazı davranmadım diye şikâyetçi oldun, hemen sorguladın, sorun oldu, dayanamadın. İdare edemedin. Demek ki iyilik sadece sende değil biraz da bendendir. Bak ben iyi olursam sen de iyi olursun.

Patron düşünmüş ve ustaya: “Ustam özür dilerim, sen haklıydın.”demiş.

Evet, işsizliliği doğuran sebeplerden biri de çalışanların işi kendi işleri gibi özümsememelerinden ve işlerini sevmemelerinden kaynaklanıyor. Huysuzluklarından ve sebatsızlıktan kaynaklanıyor. Huysuzlukların, uyumsuzlukların olduğu yerde işten ayrılmalar oluyor ve işsizlik artıyor.

Evet, kim, ne iş yaparsa yapsın, ahlaken iyi olduğu ölçüde, yaptığı işte başarılı olur ve işsiz kalmaz. Beceri, bilgi ve ahlak bir araya gelmedikçe yapılan işten hayır gelmez.

Bu bir doktor da olsa, avukat da olsa, mühendis de olsa, işçi de olsa hiç fark etmez. Önce insanı insan yapan ahlaki değerler sağlam olmalıdır. O değerler öğrenilmeli ve uygulanmalıdır. Biz en az okuyan ve kendimizi eğitmeyen bir toplumuz. Böyle bir toplumda tabii ki işsizlik artacaktır.