İşsizlik çözüldü gitti

Birkaç gün evvelki yazımızda “1MİLYON 778 BİN KİŞİYE” hangi kurumların istihdam sağlayacağını tek tek açıklamıştık. Ki, bu rakam “resmî” işsiz sayısının yarısına tekabül ediyordu.

Yine bu rakama devletin sağlayacağı istihdam dâhil değildi.

Nitekim hükümet cenahından da müjde gecikmedi!

25 Mayıs tarihli Milliyet gazetesinin sürmanşetinden verilen, Güngör Uras imzalı haber-analiz’e göre; Erdoğan, “2 ayda 1 milyon kişiye iş” sözü vermiş! Burada mühim olan kıdemli yazarın görüşü: Uras diyor ki; “olur mu, olur”!
Bize de işsizliği çözmek konusunda hükümet kollarlı sıvamış gibi geldi!

Sıvamış ki azimle…

Hükümet, bu sorun ya çözülecek ya çözülecek…

İşsizlik ya bitecek, ya bitecek…

Hem de hemen bitecek diyor da başka bir şey demiyor!

Bunlara Güngör Uras inanıyorsa doğrudur. Çünkü kendisini uzun yıllardır, “Ayşe Teyze”lerle birlikte biz de takip ediyor ve sözlerine güveniyoruz.

Üstat, 30 yıldır “Ayşe Teyze”lerin bütçelerine yön veriyor. “Ayşe Teyze”; nasıl tasarruf edecek, tasarrufunu nereye yatıracak, enflasyondan, döviz ve piyasa dalgalanmalarından nasıl korunacak, hep Uras’tan öğrendi! Uras olmasa “Ayşe teyze”nin hali nice olurdu, varın hesap edin artık!

* * *

Dolayısıyla Güngör Uras diyor ve bunu Milliyet gibi güvenilir bir gazetenin sürmanşetinden duyuruyorsa elbette bütün kalbimizle inanacağız…

Haberde asıl üzerinde durulması gereken husus vaat edilen vade!

Çok ince dikkat gerek!

1 milyon kişiye iş; sadece 2 ay içinde bulunacak!

Şimdi Mayıs’ta olduğumuza göre, Temmuz sonuna kadar 1 milyon kişi devlet tarafından istihdam edilecek!

Bu rakamın üzerine, yukarıda, kendilerine istihdam sağlanacağını yazdığımız rakamı da ekleyin… Ne etti? 3 milyon olmadıysa da az kaldı!

Bitmedi!

Referandumun yapılacağı 12 Eylül’e daha 2 aya yakın bir süre kalıyor!
Bu kadar kısa sürede işsizlerinin kısm-ı azamisine istihdam sağlanan bir ülkede geriye kalan 800 bin kişiye de, halkoylamasına kadar iş bulunamaz mı?

Haydi haydi bulunur!

Hem de bulunacağına inanıyoruz!

İşte bitti!

Cumhuriyet tarihi boyunca çözülemeyen, çözülemediği gibi gittikçe büyüyen, ocaklar söndüren müzmin derdimiz bitti, gitti. İşsizlik tarihe karıştı!

İşsizlik çözülünce, elbette o moralle, 12 Eylül’de “Anayasa’ya evet” diyeceğiz. Al sana bayram… Eee, öncesi de zaten Ramazan Bayramı… Oldu mu çifte bayram?

Öte yandan işsizlik çözülmüş, bu da milletin düğünü sayılmaz mı?

Bu vaziyette 13 Eylül gününe kadar 2 bayram, 1 düğün yapacağız!

Eh, çiftetelliyi beceremesek de, Harmandalı oynarız, artık!

Milletçe biz oynamayalım da kim oynasın?

* * *

Hoca'dan

Nasrettin Hoca’ya alacaklısı gelmiş:

— Yahu, hocam, borcunu yıllardır ödemiyorsun… Canıma tak etti, seni kadıya şikâyet edeceğim, artık borcunu öde, demiş.

Hoca, alacaklı olana bahçesini göstermiş:

— Bak, demiş. Bahçenin etrafını dikenli çitle çevirdim. Bahçeme köyün koyunları girerken yünleri tellere takılacak… Ben o yünleri tellerden toplayıp biriktireceğim. Gidip şehirde satacağım. Sana söz; kazandığım parayla ilk önce sana olan borcumu ödeyeceğim.

Bunları duyan alacaklı gülmüş. Hoca:

— Köftehor, demiş. Peşin parayı görünce nasıl da gülersin!