- Kategori
- Haber
İstanbul' un başka türlü fethi (mi)

Benim sabah evde değişmeyen bir görevim var. Her gün sabah kalkınca (Genellikle sabah saat 06 sularında en önce ben kalktığımdan) daire kapımızı açıp, kapının kolunda asılı olan ekmek ile, genellikle paspasın üzerinde duran “Günlük Gazetelerimi” almak…
Ve bunun sonucu olarak da etrafımdaki bütün insanların karşı durmasına rağmen, kahvemi hazırlayıp, gazetelerime göz atmak ilk yaptığım işlerdendir… Bütün bunları yapmak için zaten “Erkenden” kalkıyorum ki kimse bana “Zaten kalp hastasısın, şu yaptıklarına bak” demesinler diye…
Bu gün de aynısını yaptım elbette…
Aldım ekmekle gazeteyi kapının kolundan ve paspasın üzerinden, yaptım kahvemi, elbette sigarasız([1]), açtım gazetemin ilkini ve okumaya başladım…
İkinci sayfada “Tam sayfa” bir şey…
Haber deseniz, değil, ilan deseniz, üniversite diploması gibi. Başlığı çok çarpıcı ve çekici.
“Kültür ve Bilgi Gelişimine Katkı için 10 Milyar Dolar”
Şimdi bu okunmaz mı? Elbette okunur. Hem “Eğitim”den söz ediyor hem de “On Milyon Dolar” gibi bir rakamdan. Her ikisi bir araya gelince benim aklıma önce Rahmetle her zaman anacağımız Kadir Emmi (HAS) gelir ama burada “Şeyh” diyor “Maktum” diyor filan… Aklım karıştı, üniversite diplomasına benzeyen çerçeve içindeki metni de okudum. Orada da şöyle yazıyor.
"Ekselansları Şeyh Mohammed Bin Raşhid Al Maktoum, bölgedeki insan kaynaklarını geliştirmek amacıyla 10 milyar dolar tutarında bir bağışla yeni bir vakfın kuruluşunu açıkladı. Bilgi üretim ve erişimini kolaylaştıracak olan vakıf, geleceğin liderlerine eşit olanaklar sağlayarak bir bilgi toplumu oluşturmayı hedefliyor."
Bunu da okuyunca aklım (Zaten kıt) tümden karıştı…
Bu “Ekselansları (!) Şeyh Mohammed Bin Raşhid Al Maktoum” denilen zat-ı muhterem İstanbul Büyükşehir Belediyesinin açtığı ihaleden 1 milyar 150 milyon 400 bin liraya arsa alan muhterem değil mi?
Hatta dün bu parayı dolar olarak tek kalemde ödeyecekmiş de, İstanbul Mimarlar Odasının açtığı bir dava sonlanana kadar “Ödeme” diye parayı vakti geldiğinde ödemeyen muhterem ya…
Bu muhterem şimdi Türkiye’de “Vakıf” mı kurmuş?
Hadi kurmuş, kurduğu vakıf “Eğitim” amaçlı mıymış?
Hadi “eğitim” amaçlı diyelim, peki bu muhterem bu gün durup dururken bu 10 milyon dolarlık bizi niye “Öpmüş” oluyor?
Derler ya “Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü” diye…
Ramazan ve Kurban bayramlarımız hadi ortak diyelim, onlara daha çok zaman var. Ne bayramı acaba?
Peygamber efendimizi (S.A.V.) bu işin içine katmamak gerekir ama, aklıma geldi de demeden edemeyeceğim. Ulu Peygamberimiz, bu sözünde (Hadis) ” İstanbul elbette fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir” demiş.
Bu gün de İstanbul’un Fethi’nin yıldönümü ya…
Buradan yola çıkarak, bu günü “Büyük Bayram” sanarak böyle bir bağışta mı bulundu acaba?
Ya da İstanbul’un fethedildiğini unutarak 10 milyon dolara bir daha mı fethetmeye çalışıyor ki?
Rivayet muhtelif, elbette bir gün “Kokusunu” alırız. O koku, umarım “Güzel” bir koku olur.
Gerçi “Ekselansları Şeyh Mohammed Bin Raşhid Al Maktoum” isimli bu zata henüz Türkiye’de birisinin kefil olduğunu “Resmen” duymadık ama.
29 MAYIS 2007
[1] Bu konuda bir anımı anlatacağım ilerde…