- Kategori
- Gündelik Yaşam
İstanbul'a gidince
Tatil yaklaştıkça İstanbul'a gidince yapılacaklar listesi uzuyor.
Gidince önce uzun uzun koklıcam İstanbul'u. Özellikle baharda deniz kenarına daha inmeden yosun kokar. Ne güzeldir o koku.
Sonra bindiğim taksinin şöförüyle sohbet edicem hep yaptığım gibi. Havalardan sordun mu arkası gelir zaten. Şıppadanak sıcak mevzuları da öğrenmiş olursun. Hem o insanların sıcaklığını nerde bulacaksın. Kaç yaşında olursan ol sen onların ablasısındır. "Ablacım" derler. Ne güzel şartsız şurtsuz sizi kabul ediverirler.
Sonra deniz otobüsüne binicem. Bir de lodos varsa değmeyin keyfime. Sallana sallana geçerim Bostancı ya. Ordan bir taksi daha.
Annem en sevdiğim kahvaltıyı hazırlamış olur muhakkak. Doğum günlerinde bardağa konulmuş çiçek olurdu kahvaltımda :) Bir de doğum günü zarfı :) Hey gidi :) Evin en küçüğü olduğum için babam ablamın çocuklarına çikolata alırken bana da alırdı daha geçen seneye kadar. Evlendik diye "Banane! Kocan alsın!" diyor :)
Sonra giderim Maltepe de bir tur atarım. Az değil 2 milyon insan yaşıyor Maltepe de artık. Eskiden bostandı heryer. Annemle teyzem marul alırlardı bostanlardan.
Neyse giderim işte bir tur atarım. Vitrinlere bakarım. Biraz yabancılık çekerim önce. ama alışırım hemen canııımm nolucak.
Sonra vazgeçilmezim. Hemen kuaföre atarım kendimi. En sevdiğim kısım bu. Sanki bir yıldır gelmemişim gibi değilde daha dün gelmişim gibi karşılarlar :) EEE artık İstanbul a geldik, yol yorgunluğunu hemen atıp güzel görünmek lazım :) İçim kıpır kıpır olur. Kesin televizyon da açıktır. Seda Sayan seyredip bol bol dedikodu yaparız. "AAAAA canım sende ohoooo, hiç bi şey bilmiyosun!" diyerek ünlüler dünyasını anlatıverir çırak kız bana hemen :)
Kuaförüm 12 yıldır aynı kuaför. Meşhur Hülya Koçyiğit modelimi yapar hemen :)
Ordan eve giderim tekrar . Annemle geleneksel 11 kahvemi içip -derin mevzuların konuşulduğu 11 kahvesi- atarım kendimi sokağa.
Kadıköy e gidersem muhakkak Mercan da bir çeyrek kokoreç, ordan aşşağı inince kumpir cide bir kumpir. Daha inince yeni uğrak yerim Seyhan da bir kahve içerim. Artık benimle kim takılırsa duruma göre:
Lisede, üniversitede hasır a giderdik. Ne güzeldi. Son gittiğimde kaldırmışlardı. Herkes "Aman iyi oldu!" dedi.
Ben bir şey diyemedim.
Ordan vapurla Beşiktaşa geçerim. Tadını sevmememe rağmen bir çay içerim ama. Ama açık olsun lütfen.
Beşiktaş a geldim ama çok tokum. Bu kadar tok olmasam valla Özsüt te bir tatlıya hayır demezdim doğrusu. Ama çok tokum artık başka zaman. Orda da çarşıyı gezerim.
Diğer günlerde, Süreyya Sineması na gidip ağlamak istiyorum. Evet böyle bir hobim olsun. Oraya gidip ağliyim.
Sonra bir akşam Bostancı da dürüm yemem şart. Sonra bir kere de Cadde ye giderim.
Eskiden " Hadi gel, bi Cadde yapalım!" ya da " Şöyle caddeye doğru uzanalım!" felan diye konuşulurdu yaz akşamlarında. Şimdi ne diyor acaba gençler? Değirmen de dondurma yemeye felan gidilirdi. Ben hiç gidemedim o ayrı.
Sonracıma gizli gizli eli tutulurdu sevgilinin deniz kenarında. Aşklar itiraf edilirdi. Gece 11 e kadar izin alınırdı en çok. 10:55 te kız arkadaşla el ele tutuşup, kahkahalarla koşulurdu eve. Sonra bi keresinde bi komşumuz beni sorguya çekmişti çok komik ya :) "Nerde kaldınız?!" diye öyle bir çıkışmıştı ki. Gülmekten cevap veremememiştik. Herşey komikti :) Herkes komik. Gerçi bizden başka gülen yoktu ama olsun.
Daha çok gezerdim ya.... Akşam oldu....
Gidince önce uzun uzun koklıcam İstanbul'u. Özellikle baharda deniz kenarına daha inmeden yosun kokar. Ne güzeldir o koku.
Sonra bindiğim taksinin şöförüyle sohbet edicem hep yaptığım gibi. Havalardan sordun mu arkası gelir zaten. Şıppadanak sıcak mevzuları da öğrenmiş olursun. Hem o insanların sıcaklığını nerde bulacaksın. Kaç yaşında olursan ol sen onların ablasısındır. "Ablacım" derler. Ne güzel şartsız şurtsuz sizi kabul ediverirler.
Sonra deniz otobüsüne binicem. Bir de lodos varsa değmeyin keyfime. Sallana sallana geçerim Bostancı ya. Ordan bir taksi daha.
Annem en sevdiğim kahvaltıyı hazırlamış olur muhakkak. Doğum günlerinde bardağa konulmuş çiçek olurdu kahvaltımda :) Bir de doğum günü zarfı :) Hey gidi :) Evin en küçüğü olduğum için babam ablamın çocuklarına çikolata alırken bana da alırdı daha geçen seneye kadar. Evlendik diye "Banane! Kocan alsın!" diyor :)
Sonra giderim Maltepe de bir tur atarım. Az değil 2 milyon insan yaşıyor Maltepe de artık. Eskiden bostandı heryer. Annemle teyzem marul alırlardı bostanlardan.
Neyse giderim işte bir tur atarım. Vitrinlere bakarım. Biraz yabancılık çekerim önce. ama alışırım hemen canııımm nolucak.
Sonra vazgeçilmezim. Hemen kuaföre atarım kendimi. En sevdiğim kısım bu. Sanki bir yıldır gelmemişim gibi değilde daha dün gelmişim gibi karşılarlar :) EEE artık İstanbul a geldik, yol yorgunluğunu hemen atıp güzel görünmek lazım :) İçim kıpır kıpır olur. Kesin televizyon da açıktır. Seda Sayan seyredip bol bol dedikodu yaparız. "AAAAA canım sende ohoooo, hiç bi şey bilmiyosun!" diyerek ünlüler dünyasını anlatıverir çırak kız bana hemen :)
Kuaförüm 12 yıldır aynı kuaför. Meşhur Hülya Koçyiğit modelimi yapar hemen :)
Ordan eve giderim tekrar . Annemle geleneksel 11 kahvemi içip -derin mevzuların konuşulduğu 11 kahvesi- atarım kendimi sokağa.
Kadıköy e gidersem muhakkak Mercan da bir çeyrek kokoreç, ordan aşşağı inince kumpir cide bir kumpir. Daha inince yeni uğrak yerim Seyhan da bir kahve içerim. Artık benimle kim takılırsa duruma göre:
Lisede, üniversitede hasır a giderdik. Ne güzeldi. Son gittiğimde kaldırmışlardı. Herkes "Aman iyi oldu!" dedi.
Ben bir şey diyemedim.
Ordan vapurla Beşiktaşa geçerim. Tadını sevmememe rağmen bir çay içerim ama. Ama açık olsun lütfen.
Beşiktaş a geldim ama çok tokum. Bu kadar tok olmasam valla Özsüt te bir tatlıya hayır demezdim doğrusu. Ama çok tokum artık başka zaman. Orda da çarşıyı gezerim.
Diğer günlerde, Süreyya Sineması na gidip ağlamak istiyorum. Evet böyle bir hobim olsun. Oraya gidip ağliyim.
Sonra bir akşam Bostancı da dürüm yemem şart. Sonra bir kere de Cadde ye giderim.
Eskiden " Hadi gel, bi Cadde yapalım!" ya da " Şöyle caddeye doğru uzanalım!" felan diye konuşulurdu yaz akşamlarında. Şimdi ne diyor acaba gençler? Değirmen de dondurma yemeye felan gidilirdi. Ben hiç gidemedim o ayrı.
Sonracıma gizli gizli eli tutulurdu sevgilinin deniz kenarında. Aşklar itiraf edilirdi. Gece 11 e kadar izin alınırdı en çok. 10:55 te kız arkadaşla el ele tutuşup, kahkahalarla koşulurdu eve. Sonra bi keresinde bi komşumuz beni sorguya çekmişti çok komik ya :) "Nerde kaldınız?!" diye öyle bir çıkışmıştı ki. Gülmekten cevap veremememiştik. Herşey komikti :) Herkes komik. Gerçi bizden başka gülen yoktu ama olsun.
Daha çok gezerdim ya.... Akşam oldu....