İstanbul beyfendisi olmak

Zihnimin derinliklerinde bir yolculuğa çıkmışken, kendimi " İstanbul beyfendiliği " durağında buluyorum ansızın. Ben küçükken, çok sevdiğimiz bir aile dostu olan Türk komşumuza yaptığımız bir ziyaret canlanyor gözümün önünde. Zira bu kavrama da bu ziyarette rastlıyorum, çünkü bu aile tam bir " İstanbul beyfendisi " idi.

" İstanbul beyfendisi olmak için ne olmak lazım? " derseniz, herşeyden önce gerçek bir İstanbullu olmak lazım derim. Gerçek bir İstanbullu olmaktan kastım ise, en az 2-3 kuşak İstanbul' da ikamet etmiş olmak demek. Bunun yanı sıra, İstanbul beyfendisi olman için senin Türk, Rum, Musevi yada Ermeni asıllı olman gerekmez. Hangi etnik kimlikten olursan ol, İstanbul beyfendisi olabilirsin. Hangi etnik kimlikten olman, sadece bir detaydır, İstanbul beyfendiliği karşısında. Çünkü, İstanbul beyfendiliği içinde başka şeyler barındırır; aynı havayı solumak, aynı kültüre ait olmak, aynı şeylerden konuşmak gibi...

Kuşkusuz İstanbul yıllar geçtikçe çok değişti. Başka şehirlerden veya köylerden alınan göçler ile, bu yerlerden gelen kişiler aynı zamanda kendi kültürlerini de getirdiler bu şehre. Kuşkusuz bu durumda, bu şehre gelen kültürlerin, "İstanbullu olma kültürü" ile birleşmesi beklenirdi. Ama bugün baktığımızda böyle birşey sözkonusu değil. Bu kültürler, İstanbullu olma kültürü ile birleşmediği gibi, bugün İstanbullu olma kültürü yani İstanbul beyfendiliğinden de sözedemeyiz.

"Gerçek İstanbullu kaldı mı ki, İstanbul beyfendiliğinden sözedelim?" derseniz eğer, birşey diyemem, çünkü çünkü gerçek İstanbullu sayısı, olması gerekenden çok az. Peki ne yapmalı? Sanırım, İstanbul beyfendilsi olmak için gereken Gerçek İstanbullu olma şartını kaldırıp yerine İstanbul'da ikamet etme şartını getirebiliriz. Böylece herkese İstanbul beyfendisi olma yolu açılmış olur.

Aynı şehirde yaşayan " hemşehriler " arasındaki birçok sorunu " kolay, anlaşılır ve çözülebilir " kılmak mümkün. Nasıl mi?

Birer İstanbul beyfendisi olarak...