Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Temmuz '09

 
Kategori
İstanbul
 

İstanbul'da Yaşıyor Olsaydım -2- Sultanahmet Camii

İstanbul'da Yaşıyor Olsaydım -2- Sultanahmet Camii
 

Ben çektim...


Uzun kollu gömleğimle kargo pantolonumu giyer, her zaman çekmecede duran eşarbı küçük bir poşete koyar, omuz çantamın içine atardım. Omuz çantamın içine fotoğraf makinamı da atarım, dememe gerek var mı, bilmem?

Sonra havalı güneş gözlüklerimi takıp, şapkamı da yanıma aldıktan sonra yine istikâmet Sultanahmet olurdu. Bu kez Sultanahmet camiine aheste adımlarla giderken, Sultanahmet’teki turist avcılarının “madam madam, İspanyol’musun?” diye soru sormalarına kızgınlıkla “hayır ben aslında Japon'um ama TÖMER’İN Türkçe kursuna kaydolup, Türkçe’yi öğrendim, sonra TV lerde sunuculuk ya da yemek programı yapacağım aslında” diye cevap verirdim kızgınlıkla. Ama içimden de – pe pe peee beni turist sandı, zaten beni hep yabancı sanıyolar, ben de hiç Türk tipi yok, diye havalara girermişim, hafiften!!!- Bu da Türklere özgü bi şeydir, beni hiç Türk’e benzetmiyorlar. Hem Türklüğümüzle iftihar eder soy sop övünüp, sonra da enn bariton seslerimizle AVRUPA AVRUPAAA DUY SESİMİZİİİ, BU GELEN TÜRKLERİN AYAK SESLERİİİ deyip, bi yandan daa beni Evrupalı sanıyorlar havalarına gireriz. Aman Allahım bu ne yaman bi çelişki, deyip sosyolojik bi açılım da getirelim olaya hattı zatında. Neyse turist avcısı da ağzını açıp ya bakar ya da benden iş çıkmayacağını anladıktan sonra başka turistlere doğru seyirtir. Ben de kızgınlıkla soluğu Alman çeşmesinde alır, kana kana su içer, elimi yüzümü yıkar, sonra da çeşmenin altın varaklı tavanına “vay be, vayy bee, vay vay vay vayyy” çekerek bakarım. Aynı zamanda fotoğrafını da çekerim. Beğendiğim tüm tarihi binaların, yapıların fotoğrafını çekerim, bunu da bi daa yazmam. Sanırım siz de öyle yaparsınız.

Uzun kollu gömleğim ve bol pantolonumla Sultanahmet camiine rahatlıkla girebilirim. İşte ilk paragrafta bahsettiğim uzun kollu gömlek ve kargo pantolon burda işe yarayacaktır. Yazıya ilk girişimle beraber kıyafet mevzuundan bahsetmem ikoncan olmamdan kaynaklanmıyor. Neden mi? Kolsuz penye tişört ve etekle giderseniz, size kollarınızın ve bacaklarınızın görünmemesi için iki adet peştamal gibi mavi örtüler verirler. Siz de bunları sarınıp gayet rahatsız bir şekilde gezersiniz. Şortla gelen turistin er kişisine de bunu dayarlar, turistin er kişisi de Bodrum’daki ikoncanların er kişisi gibi caminin içinde büyülenerek bakına durur.

Neyse bu kez öyle gitmediğim için rahatça dolaşabilirim bana her gidişimde inanılmaz huzur veren ibadethaneyi. Bu camii beni her zaman bambaşka âlemlere götürür. Bir köşede oturup bu aşmış mimari yapıyı seyre dalarken, içindeki mavi çinilerle, vitraylarından süzülen ışık içimi dinlendirir.

Güzeller güzeli bu harika camiye girip de “hııı hııı çok güzelmiş” deyip hemen çıkamazsınız. Mümkün olduğunca bir köşeye çekilip atmosferi içinize sindirmenizi öneririm.

İstanbul’a boğazdan bakıldığında İstanbul’u İstanbul yapan o muhteşem görüntüdeki en büyük pay sahibi olan yapıdır. İçeriye girdiğinizde başınızı istemeseniz dahi yukarıya doğru kaldırır, pürdikkat izlersiniz.

Kubbenin çapı, 1. Ahmed’in üsteği üzerine Ayasofya’dan yarım metre büyük yapılmıştır. Camiyle ilgili bir bilgiyi de sizlerle paylaşmak isterim. “Camiinin inşası sürerken, altı minareli olacağı öğrenilince tartışmalar yaşanmış. Zira o tarihte altı minare sadece Kâbe-i Muazzama’da mevcutmuş. Bundan hoşnut olmayanlar –altı minare Kâbe’ye has, bu haddi aşmak olmuyor mu?- gibi rahatsızlıklarını dillendirmişler. 1. Ahmed nihayet durumdan haberdar olmuş ve meseleyi halletmek için bir çare aramaya başlamış. Altı minare var olduğuna göre ne yapılabilinir? İşteee 1. Ahmed’in harika formülü: Padişah bu durumda geri adım atmaz, fakat Kâbe’yi de çok sevdiği için böyle bir hürmetsizlik ithamına maruz kalmaya ve yanlış anlaşılmaya gönlü de razı olmamış ve Kâbe’ye bir minare daha ekleterek, minare sayısını yediye yükseltirken ve camiye altı minareyi yine de yaptırmış, işte.

Nasıl, gayet güzel bir çözüm değil mi?

Camiden efsunlanmış bir şekilde ayrıldıktan sonra, Aysofya’ya doğru giderim.

Diğer yazıda Ayasofya.

 
Toplam blog
: 246
: 1012
Kayıt tarihi
: 15.02.08
 
 

..