Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ocak '12

 
Kategori
Güncel
 

İstanbul Taştanbul oluyor. Mahalleler yok ediliyor.

İstanbul Taştanbul oluyor. Mahalleler yok ediliyor.
 

Yaşam alanlarımız eski duvar kağıdı gibi sökülüp atılıyor.Yerine F-Tipi kulelef veriliyor.


3. İstanbul Boğaz Köprüsü yapılsın ısrarı sürüyor. İstanbul'u daha da büyütmek demek olan, 1. ve 2. köprülerle bizzat yaşadığımız süreç tekrarlanıyor. İnadına daha büyük İstanbul. İstanbul  değil Taştanbul!

İstanbul, son yıllarda, eskisinden çok daha  tehlikeli bir biçimde büyütülüyor, pazarlanıyor.

İstanbul'un böyle büyütülmesi ile Türkiye Cumhuriyetinin geleceği yok ediliyor.

İstanbul dışında yaşayan ve ülkemizin  geleceğinden pay alma hakkına sahip vatandaşları, bir kara deliğe dönüştürülen devasa (metropol) şehire gömülen kaynakların, aslında kendi yaşadıkları şehirleri fakirleştirdiğini;  kendileri şimdilik dirense bile çocuklarını İstanbul'a göçe mahkum ettiğini; kendi aile ve çocuklarının geçmiş ve gelecek yaşamlarını yok ettiğini; yani kendi yerel kentlerini, kültürlerini, yaşam fırsatlarını, yani  şu an yaşadıkları şehrin geçmiş bütün birikimini ve geleceklerini yok ettiğini görmüyor. Bu körlükle İstanbul'un büyütülmesini alkışlıyorlar.

Bir şehri ve şehirde yaşamı geliştirmeyi, sadece çok ihtişamlı binalar, alttan üstten dolanan kavşaklar, otoyollar, şaşaalı alışveriş merkezleri yapmak sanan, bırakın başka ülkelerde yaşanan iyi  ve kötü örnekleri incelemeyi, kendi atalarımızdan bir nebze şehircilik öğrenemeyen, bozuk gecekondu kültüründen gelmiş  eksik bilgi ve görgüsü ile ufku dar insanların zulmü altında yok oluyor Türkiyemin şehirleri.

Bilgisayar oyunlarıyla, canlandırmalı proje  sunmak pek revaçta. Yaşam bilgisayar oyunlarıyla canlandırmaya benzemez ama. Kanal İstanbul, 3.Köprü derken şimdi de Taksim Meydanı projesi canlandırılmış. Tarihi meydan ve bağlantıları yok ediliyor. Sözüm ona yayalara açılıp, trafik alta alınacak, trafik akışı duraksamadan sağlanacak. Gerçekte gezi parkını da betonlayacaklar ve çevredeki yeni rant alanlarına özel araç yolu yapacaklar.

Bir şehir beton, taş ve binalar  değildir.Bir şehir ulaşım yolları da değildir. O şehrin belleği vardır ve binaları, yolları, ağaçları, köprüleri, dereleri, kıyılarıi, tepeleri, bahçeleri, yaşanmışları ile bir bütündür. Yıkıp yeni binalar yapılır tabii  ama hiç de başarı değildir bu. Yıkıp yenilemede sadece rantçılar kazanır, kent kaybeder, ülke kaybeder, millet kaybeder.

2B arazileri bilerek yapılaştırıldı, gecekondular affedile affedile çoğaltıldı. Gecekondulara yol, su, elektrik , otobüs, altyapı bilerek sağlandı. Oralara yerleşen halkın oyu alınmakla yetinilmedi, o halk yeni projelerin geliştirilmesinde kaldıraç olarak kullanıldı.Şimdi , o halka çare etiketiyle, projeler sıra sıra diziliyor.

İstanbul son yıllarda halka ait arazilerini, okullarını,  kıyılarını, tepelerini, ormanlarını kaybetti. Şimdi de merkezde kalmış mahallelerini kaybediyor.

İnşaatçılar gözlerini deprem bahaneli kentsel dönüşüm yasasıyla mahallelerimize diktiler. Kentsel dönüşüm yapılsın tabii, deprem riski olan, hatta olmasa da, korunması gerekmeyen çarpık yapılaşmış semtler yıkılsın tabii. Yıkın, mesela Gültepeyi, Fikirtepeyi. Ama var mı yüreğiniz yıkıp da yerine orman dikecek?

İstanbul'u kuzeye doğru büyütmek, yeni rant için yeni arazilere gözünü dikmiş yüklenicilerden ve o coğrafyaya yerleşecek nufüsü tüketici olarak kullanacaklardan başkasına,  yani halkımıza, tek fayda sağlamayacaktır. Bunu herkes biliyor, ama inadına yeni projeler üretiliyor. Yeni projeler yeni paylaşımlar için, halk için değil!

İstanbulun ormanları kemirile kemirile yok edildi, kalana  da göz dikildi rant için. Meraklısı açsın ünlü Google'ı,  baksın. Eskiden yekpare ormanlar,  kent içi parklar gibi görünüyor artık. Kuzey İstanbul, daha şimdiden orman değilmiş gibi gösteriliyor. Oysa yıllardır bozuk araziler ormanlaştırılacaktı, yapılmadı. Bırakın orman oluşturmayı, atalarımızın diktiği caddelerdeki ağaçlar bile,  sözüm ona  budanarak,  bizzat  belediyelerce  yok ediliyor.

Bu ranttan en büyük payı alan emlak alanındaki büyük yükleniciler, "Ben bu topraklara her zaman güvendim" diyorlar. Güvendikleri toprakları Çin seddine dönüştürüyorlar. Onlar sadece para kazanmaya odaklı işletmeler çünkü, kamu hizmetinde değilller. Projelerinde görünen sulu kanallar, yemyeşil balkonlar gerçeği haykırıyor yüzümüze aslında.." Artık dereleriniz, bahçeleriniz,  parklarınız, yollarda ağaçlarınız olmayacak! Hepsi bizim Siz dilerseniz onları saksılara dikin".

Evet, rant uğruna, inadına, kentsel dönüşüm de, Kanal İstanbul da, Taksim Projesi de,  3. Köprü de yapılacak!


İstanbul  Taştanbul  olacak!

 

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Bilgi: Br avuç yürekli

Kent Hakkımızı, Kısaca, yaşadığımız kentleri kendi arzularımıza göre inşa etme ve dönüştürme hakkımızı ilan etmek,ve bundan böyle el birliği ile örgütlü bir kent mücadelesini başlatmak üzere,

29 OCAK 2012 PAZAR GÜNÜ
SAAT 11.00’de

Tüm ağaçları, kesilmek üzere ‘kırmızı çarpılanmış,TAKSİM GEZİ PARK’ da SERBEST KÜRSÜ’de
Bir araya geliyormuş.

Duyururum..

 
Toplam blog
: 41
: 1621
Kayıt tarihi
: 29.05.07
 
 

Doğaya, sanata, spora, bilime ve ülkeme bağlı; doğruya, gerçeğe, akla yönelik; uluslara saygılıyı..