Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '10

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

İstanbulu arıyorum gözlerim açık...

İstanbulu arıyorum gözlerim açık...
 

İstanbulu ,karış karış dolaşıyorum üç gündür...

Gözlerim açık !..

Kar-kış demeden...

'' 2010 Avrupa Kültür Başkenti '' ilan edilmiş benim İstanbulum...

Davullar vurulmuş...

Fermanla duyurulmuş,tüm Frenk illerine...

Çok heyecanlıyım ve onurluyum...

Taksimdeyim...Ve çevremde Kültür ve Turizm konusunda bana rehberlik yapacak bir merkez arıyorum...

Sanat ve sergi merkezlerinin yerlerini öğrenmek istiyorum...

Ve kısa zaman dilimlerinde kültür merkezlerini gezmek istiyorum...

Koşuşturan insanlar ,sanki bana İstanbulu anlatmak için telaşta gibiler...

Yanılıyorum...Rüyadayım...

Bir sesle uyanıyorum...

Ses: ''Herkes ekmek sevdası peşinde..Sanatı neylesin ?..'' der gibi...

Koca kültür başkentini tanıtacak bir ofis yok...

Kültür ofisi...Turizm rehberlik merkezi...Şehir tanıtım ofisi...

Yok...İnanın yok ...

Kültür ve Turizm; Milli Eğitim; Üniversiteler;Turizm Şirketleri; Büyük Şehir yetkilileri, ''Çoko prens'' almaya gitmişler...

Sanki yer yarıldı;içine girdiler...

Şehrin ruhu çalınmış...

İstanbul yalnız bırakılmış...

Bedeni var;içi boş...

İçine kabuklu kestane doldurmuşlar...

Her yer kestaneci...

Simit sarayı da çok...

Saraylar şehri ya !..

Hamburgerci,muhallebici çok...

Simitçiye soruyorum...

''-Taksim Sanat Galerisi ne tarafa düşer gardaş ?. ''

''-Neeeyyy..Araba galerisi mi ??..''

''- .....?*?!!*?..

Bilmiyor garibim...

Fatihin İstanbulu fethettiği yaştalar...

Polislere soruyorum.

'' -Valla abi biz nöbetteyiz...Bilemiyoruz...''

Diyorlar...

4 Şubat sendromuyla hepsi teyakkuz halinde...

Sevimli polis köpeği, bana ters ters bakıyor...

Gençlere soruyorum kültür ve sanat merkezlerini...

Ayakta sigara içiyorlar ve dudaklarını bükerek,''bilmezük '' işareti yapıyorlar.

Hemen arkalarındaki binanın Taksim Sanat ve Gösteri Merkezi olduğunu tesadüfen görüyorum...

İstanbul mahcup...

Ben mahcup...

Fatih biraz buruk...

Yabancı konuklar tanıtıyor İstanbul'u...

Alman Yasminle arkadaş olup gezmeye başlıyoruz...

Beyoğlu Sanat Merkezinde ''Balkanlarda Işık ve Gölgeler '' isimli Fotoğraf Sergisini geziyorum.

Savaşın çocuklarının çektiği acıların gölgelerine tanık oluyorum.

Sanatsever Alman gezgn Yasmin ile hatıra fotoğrafı çektiriyoruz.

Sevimli Yasmin'e,''Yasemin '' diye hitap etmemden keyif alyor .

''Kıkırdıyor '' habire...

Derin mevzulara dalıyoruz...Ordan burdan ...Ama çoğu sanat üzerine tabi...

İzleyenlerin hepsi yabancı konuklarımız.

Aynı gün,saat:18.00 'da,Taksim Sanat Merkezindeki ''Sait Adalı Heykel Sergisinin '' açılışına yetişiyorum.

Sait Beyin muhteşem eserlerini resimlerken,ünlü bir heykeltraşla ,kalıcı dostluklara imza atıyoruz.

'Kurtuluş Savaşı ' konulu birçok rölyefte emeği olan ;ünlülerin heykellerini yapan Sait Adalı ,mütevazı bir İstanbul beyefendisi.

Ziraat Bankası-Tünel sanat Galerisinde 27. kişisel resim sergisini açan Timur Taştekin'le tanışmakla onurlanıyorum.

Timur Taştekin, halı natürmortu, peyzaj, portre ve at resimleriyle ünlenmiş alaylı bir ressam.

Her resmi canlı gibi...Özellikle resimlerdeki atlar, sanki çerçeveden taşıp salona inecek gibiler...

Davet ediliyorum...

Timur Beyi evinde ziyaret ediyorum.

Eşi saygıdeğer hanımefendinin sunduğu köpüklü Türk kahvesini yudumlarken ressamın ilginç yaşam öyküsünü dinliyorum.

Duvarları süsleyen tabloları ,hayranlıkla izliyor ve bir taraftan resimliyorum.

Ertesi gün, İstiklal Caddesindeki Ziraat Bankası Galerisine uğruyorum...Yeni bir sergi hazırlanıyor...

Yeni bir gelin ,''Yüz görümlüğü '' ister gibi bakıyor tablolar...Kapı aralığından kaçak dikizliyorum...

Yaz başında ,kişisel Ebru Sergisi düzenlemek amacıyla, Beyoğlu, Taksim Sanat ve Ziraat Bankası Galerileri yetkilileriyle olumlu görüşmeler yapıyorum.

İstanbulun içinde gibi hissediyorum kendimi...

Bir kaç yapmacık köşe heykeline bakınca İstanbulun Kültür başkenti olduğunu anımsıyorum...

Tarkanı anımsıyorum...Lokumlarımızı ve Turkish Delite Dansözleri...

Bir de '' raki '' tabi...

Haziranda yapacağım sergilerimi hayal ederek Beyoğlundan aşağılara,Kapalı Çarşıya doğru yol alıyorum...

Bu gezimi de noktalamadan önce,'' İyi ki gelmişim İstanbula...'' diyorum...

Yeni ve kaliteli dostlar edinmenin sevinci ve gururuyla yeni projelere doğru yol alıyorum...

Sanatsever arkadaşlarımla birlikte ''Fasıl dinleyerek'' felekten bir gece çalmaya niyetleniyoruz...

Avrupa Kültür Başkentinde olmanın onurunu yaşıyorum.

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..