İstavri'in hikayesi

Boğaz ve balık

Şubat ayının ortalarına geldik. Günlük boğaz da sahil yürüyüşüm esnasında değişik görüntülere rastlıyorum.

Mevsim balık mevsimi. İstanbul boğazı da geçtiğimiz hafta balık akınına uğradı.Hele bir istavrit vardı ki, oltasını atan balıkçılar her oltayı çekişlerinde silme balık dolu olarak çekiyorlardı. Kovaları dolup taştı. Hem onlar, hem de seyredenler büyük keyif alıyorlardı bu durumdan.Memnun olmayan sanırım sadece oltalara takılan masum balıklardı.

Bu İstavrit hakkında anlatılan güzel bir hikaye verdır hani; baba oğulun yakaladıkları istavriti, çırpınışlarına dayanamayıp kovadan kaptığı gibi herkesin şaşkın bakışları arasında denize fırlatan adamın duygusal hikayesi.
Bu hikayeyi burada yayınlamama blog yönetimi müsaade etmedi, alıntı olduğu için. okumak isteyen olursa e posta ile yollayabilirim.
Denizden gelen kısmettir balık. Allahın insanlara sunduğu nimetlerden birisidir.
Doktorlar da demezmi zaten , sağlık için en faydalı et türüdür diye, balık için.
Bu kadar balıktan bahsetmişken bir de balık tarifi vereyim sizlere.

Tereyağlı Alabalık( 2 kişilik)

Füme kesilmiş balıkları Teflon bir tavada çok az sıvı yağ ile her iki yüzünü de kızartın.
2 kaşık tereyağını eritin. İçine yarım limon sıkın. Birer tutam tuz, karabiber, fesleğen serpin.
1 Ad. kırmızı soğanı ince halka kesin. ve balıkların üzerine yerleştirip sosu gezdirin ve 5 dk. üzerine kapak kapatarak soteleyin. Ateşi kapatıp üzerine kıyılmış kaydonoz serperek bir süre dinlendirdikten sonra servis yapın.
Afiyet olsun
Merih