İstihbarat müthiş, icraat mafiş

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

Vatandaş, “Bu kadar çok saldırı, mayınlama, bombalama nasıl olabiliyor?” diye hayret ediyor.

Medya, “Devlet hiç mi istihbarat alamıyor?” diye sorguluyor.

Devlet duyarlı… Anında cevaplıyor: İstihbaratta hiçbir zafiyet yok…

Askeri cenah, uluslar arası istihbarat mevzuuna açıklık getiriyor: Amerika ile istihbarat paylaşımı gayet sağlıklı!

Demek, uydudan karıncanın bacağını gören ABD, Türkiye-Irak sınırındaki ağır silahları taşıyan katırlardan ve onları süren teröristlerden devleti “sağlıklı” olarak haberdar ediyor.

Nitekim…

Cevheri Güven’in, Stargazete’de, 26 Haziran 2010 günü yayınlanan Şu detaylı haberi, istihbaratın ne kadar “sağlıklı” olduğunu gözler önüne seriyor:

“2 Haziran: Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), Hakkari Çukurca Üzümlü’ye 20’şer kişilik 3-4 grubun geçiş yaptığını rapor etti.

3 Haziran: GES Komutanlığı, Fırat Telsiz Kodunun Dağlıca’ya geçtiğini... (Fırat Cilo alanı sorumlusu. Emrinde 130-160 civarında PKK’nın en eğitimli silahlı teröristi bulunuyor)

18 Haziran: EGM, Hakkari- Yüksevova 15’ler Köyü civarında bölük seviyesinde (28-30 kişi) teröristin barındığı, bölgede büyük çaplı eylem yapacağını bildirdi...

18 Haziran: 2. Ordu Komutanlığı, 40-50 teröristin Uğuraçan Köyü Yeşil Bayır mezrasında barındığını tespit etti...

18 Haziran: 2. Ordu Komutanlığı, Çerçeve Taburu 3 Bölük halinde Hakkari’ye giriş yaptığı... (Çerçeve taburu 85-90 kişiden oluşuyor. 1. Bölük: 28-30 kişi, 2. Bölük:24 kişi, 3. Bölük: 20-22 kişi)”

İstihbaratın mükemmelliğine dikkat etmişsinizdir… Tarih, yer, sayı, örgütün maksadı… Her şey açık...

Görüldüğü gibi; istihbarat akışı ve ayrıntı 18 Haziran günü iyice yoğunlaşıyor. Ve 18 Haziran’ı 19’una bağlayan gece Tekeli “Baskın”ı gerçekleştiriliyor.

Yani! Yani, istihbarat müthiş, lâkin icraat mafiş!

* * *

İstanbul’da, askerî servise düzenlenen bomba eyleminden sonra da, olayla ilgili istihbaratın harikulade olduğu, bombacının bilindiği fakat olaydan tam 1 gün önce polisin elinden kaçtığı bildiriliyor.

Yani! Yani, yine istihbarat müthiş, icraat mafiş!

* * *

Şimdi, medyaya, iki yeni istihbarat yansıdı!

Birincisi; “Örgüt içinde ‘Cellat’ olarak anılan ve bütün silahlı gücün organizasyonunu yapan, Fehman Hüseyin, 21 Haziran’da, Hakkari sınırından Türkiye’ye girdi. Suriye asıllı terörist, Dr. Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin’in, büyük şehirlerde terör eylemleri yapacağı istihbarat birimlerince rapor edildi.” (Cevheri Güven, Stargazete, 26 Haziran 2010)

İkincisi; “En üst düzeyde’ alınan istihbarata göre bundan böyle sivil hedefler (de) vurulacak. Amaç ayrıştırmaksa, bunun için gerekli kışkırtma yapılacak.” (Can Dündar, Milliyet, 26 Haziran 2010)

Anlaşılacağı gibi, haddizatında bu iki istihbarat birbirini tamamlıyor.

Büyük şehirlerde, sivil hedeflere “ayrıştırma” ve “kışkırtma” için eylemler yapılacak.

Büyük şehirlerden birinde ikamet ettiğimize göre; bizzat bizi de tehdit eden bu “haberli” eylemler gerçekleşecek mi?

Yoksa zamanıyla, mekânıyla Türkiye’ye girdiği bilinen, “organizatör cellât”, menfur amaçlarına ulaşamadan yakalanabilecek mi?

Eğer bu kadar teferruatlı istihbarat; “eylemleri” önlemeye yaramayacaksa ne işe yaracak?

Devletin arşivlerini “belge” bakımından zenginleştirmeye mi?