- Kategori
- Kültür - Sanat
İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy

Milli şairimiz Mehmet Akif ERSOY ( 1879 - 27 Aralık 1936 )
İstiklal Marşı ünlü şair Mehmet Akif’in ( 1879- 27 Aralık 1936 ),Türk Milletine armağan ettiği en büyük destanlarından biridir Mehmet Akif Ersoy Milli Mücadele günlerinde bizzat kahraman ordumuzun ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında yer almış şiirleriyle, yazılarıyla ve konuşmalarıyla bu vatanın düşmanlarından kurtarılması için mücadele etmiştir. İstiklal Marşı ve Çanakkale Destanlarından dolayı milli şair unvanını haklı olarak almıştır. Mehmet Akif Ersoy kişilik bakımında büyük ve ciddi bir şahsiye sahipti. Haksızlığı asla kabul etmiyordu. Bir şiirinde şöyle diyordu:
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim
Adam aldırma da git diyemem, aldırırım,
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım.
Bu sözleriyle haksızlığı asla kabul etmeyen bir karaktere sahipti… “ sen hiç bir şey yapamazsın “ diyenler de “ hiç olmazsa da yanımdan kovarım” diyordu…
Milli Mücadele günlerinde Mehmet Akif Ersoy rahatsızdır ve üzüntülüdür. Çünkü Anadolu düşmanlar tarafından işgal edilmiştir. Ankara’ya yapacağı seyahatleri sırasında sadece damadı Ömer Rıza Doğrul ile yakın arkadaşlarından Eşref Edip Beylerle görüşür. Kendilerine yaptığı bir konuşma sırasında:”Artık burada durmak zamanı değildir. Gidip çalışmak gerekir. Halkın bizim tarafımızdan aydınlatmasına ihtiyacı varmış. Çağırıyorlar…
Ben yarın Ankara’ya hareketi ediyorum. Hiç kimsenin haberi olmasın” diyor ve bu gidişini bir sır gibi saklıyor. Ankara’ya geldiğinde M. Kemal Paşa ile görüşürken M. Kemal Paşa aynen şöyle der.” Sizleri bekliyordum efendim, tam zamanında geldiniz. “ der. Mehmet Akif Ersoy bu aradan sonra Hacı Bayram Camiinde ateşli konuşmalar ve vaazlar yapar. Halkı aydınlatmaya çalışır. Milli Mücadele konusunda halkı aydınlatmaya çaba gösterir. Mehmet Akif’in konuşmaları oldukça etkili olur. Daha sonra Ankara dışında Anadolu’yu adım adım dolaşır ve Milli Mücadele konusunda çeşitli konuşmalar yapar. Bir sözünde “ Eğer vatanı kaybedersek bizim gidecek başka bir yerimiz yoktur “ der…. Bu arada Mehmet Akif Ersoy Burdur Milletvekili olarak TBMM ‘ne girer.
Bu yıllarda zamanın Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver İstiklal Marşı için bir yarışma açar. Bu yarışmanın ayrı bir öyküsü vardır. Sözü fazla uzatmak istemiyorum. Bu yarışmaya 724 şair katılır. Yarışmada ödül olarak para vereceğinden dolayı Mehmet Akif Ersoy pek katılmak istemiyordu. Ancak Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver’in ısrarı üzerine yarışmaya katılıyor ve yapılan değerlendirmede Mehmet Akif Ersoy’un bu şiiri birinci olarak seçiliyor. Bizzat Atatürk’ün de takdirini kazanan bu İstiklal Marşı TBMM ‘de tam üç kez okunuyor. 12 Mart 1921 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından alkışlarla kabul edilmiş olur. 12 Mart İstiklal Marşı’nın kabul edildiği gün olarak tarihe geçiyor. İstiklal Marşı yarışmasında o günün şartları içinde çok değerli olan 500 Türk Lirasını Mehmet Akif’e veriliyor. Ama Mehmet Akif bu parayı almıyor ve kahraman ordumuza armağan ediyor.
O günlerde hava çok soğuk olmasına rağmen M. Akif Ersoy’un sırtında bir kaput bile yoktu.. İşte Mehmet Akif böyle mert ve bir yurtseverdi.. Mehmet Akif evinde hasta olduğu günlerde dostları ve damadı Ömer Rıza Doğrul geçmiş olsun demek için evine geliyorlar. O zaman Milli şair M. Akif Hasta yatağında yatıyor. Ömer Rıza Doğrul konuşmaları arasında “sizler rahat olsanız bir daha böyle bir İstiklal Marşı yazar mısınız? “ dediğin de Akif yerinden fırlıyor: “ Allah bir daha bu aziz millete istiklal Marşını yazdıracak günleri göstermesin “ diyor… İstiklal Marşımızın kabul edilişi sırasında Gazi M.Kemal Atatürk aynen şöyle diyor: “ Bu marş, bizim inkılâplarımızı anlatır. İnkılâplarımızın ruhunu anlatır. Bunu unutmak ne de unutulmamak lazımdır. İstiklal Marşı davamızı anlatılması bakımından büyük marşın mısraları bizim için çok önemlidir” der..
İstiklal Marşımızın kabulünün 94. yıldönümünü kutluyor,başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Mehmet Akif ERSOY ve eski M.E.B.dan Hamdullah Suphi TANRIÖVER’i saygıyla ve rahmetle anıyorum. Sözlerimi İstiklal Marş’ımızın son dizeleriyle bağlamak istiyorum.
Dalgalan sende şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal,
Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet,
Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin İstiklal.
Mehmet Akif ERSOY