İstikrarın (!) bedeli

Dalga dalga Türkiye’ye gelip giden sıcak sermaye, faiz borsa döviz üçgeninde ülke tasarruflarıyla beslenerek büyürken, Türkiye’nin iç ve dış siyasetinde de yön belirleyici etkisini göstermektedir. Nedir bu kontrol mekanizmaları?: Borsanın yükselmesini, dövizin düşük olmasını şimdilik kendisine güven barometresi olarak algılayan, halkın, muhalefetin taleplerini yada kurumların anayasal haklarını ve görevlerini gereği gibi yerine getirmelerinden hoşnut olmayan iktidar; kendi beklentisi dışında davrananları, sesini yükseltenleri ''ekonomik istikrara zarar verileceğini söyleyerek'' baskılamakta, zan altında bırakmakta, fikir özgürlüğünü engellemektedir. Göstergelerin gerçek anlamda iyi olduğunu düşünen ve bundan emin olan yönetim bu şekilde bir yaklaşım sergilemez. Bu tedirginliğin bilincinde olan ve aynı zamanda bunu mesaj olarak algılayan sıcak sermaye günümüz teknolojisinin olanaklarını da kullanarak kendince aykırı seslerin çıkmasına fırsat vermemektedir. Bazı düzenlemeleri kendi iradesiyle serbest piyasa ekonomisi! gereği yaptığını sanan iktidar ise ekonomik istikrar! uğruna sıcak sermayeye tavizler vermektedir. (Bunun en son örneğini yabancılara stopaj vergisi düzenlemesinde gördük)

Türkiye’ye giren döviz, piyasaların derinliğinin olmaması nedeniyle dalgalarla ideal! fiyattan TL’ye çevrilmekte, borsada kendisini beslerken, TL’nin değerlenmesiyle Türkiye dışalım cenneti haline gelmektedir. Dolayısıyla hem sıcak para Türkiye’ye siyasetine yön vermekte hem de kuru baskılayarak dış ülke ürünlerine rekabet avantajı sağlamaktadır.

Üretmeyen, dışalıma teşvik edilmesi sonucunda cari açığı her geçen gün artan ülkeyi ürkütmeden (altın yumurtlayan tavuk misali ) tahsilat nasıl yapılmalı? Bununda çaresi Türkiye Halkı’nın, tasarruflarıyla elde ettiklerinin ayrım yapılmaksızın özelleştirilmesidir, yabancılara satılmasıdır, yabancılar ile ortaklıklardır. Elde edilen gelirler ile bir taraftan açıklar kapatılır, dolaylı olarak da piyasayı fonlayan bu döviz ile pazar kaybedilmeden kurlar yükseltilmeden diğer taraftan da dışalım özendirilir ve tahsilat devamlılığı sağlanır. Her geçen yıl dışalımın dışsatımdan daha fazla arttığı gerçeği ile sermayesinin rengi ne olursa olsun ister dolar yeşili, ister petrol yeşili, isterse İslami yeşil ya da başka renk fark etmez, uzun vadede görülecektir ki kontrolü ele geçiren sıcak sermaye piyasa yapıcılığında, amacı doğrultusunda iç ve dış siyasette Türkiye’yi daha rahat yönlendirme kabiliyetine sahip olacaktır.

Türkiye’nin bundan kazancı! nedir? TL cinsinden hesaplanan GSMH‘nın USD’ye çevrimi kurların düşük olması nedeniyle nispeten USD bazında yüksek çıkacak ve GSMH/BORÇ oranı da yüksek olacaktır. Dolayısıyla Türkiye‘nin borçlarının sürdürülebilir olduğunun göstergesi olacaktır. Buna bağlı olarak düşük kur sebebiyle kişi başına düşen milli gelirde yüksek çıkacağından, sanal refah rantıyla birilerinin önü açılacaktır.

Bu nedenle istikrarı! bozmamak, iktidara Cumhurbaşkanlığı krizi yaşatmamak, genel seçimin zamanında yapmasını sağlamak için kimse sesini çıkarmamalı (!!!)