Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İşyerinde psikolojik taciz (mobbing)

İşyerinde psikolojik taciz (mobbing)
 

Teknoloji ile ilgili sizlerle paylaşmak isyediğim o kadar çok konular varken, bu konulara öncelik vermeminde sebepleri var.

Hepimiz çalışma hayatımızda bir şekilde psikolojik tacizle (Mobbing) karşılaşmış, tanık olmuş yada arkadaşımızın "dert yanmasıyla" dinlemişizdir. Daha önce ki "Paradigmalarımızı (zihin haritamızı) değiştirmek" başlıklı yazımda da, zihin haritamızın gelişmesi için, gerçeği algılama ve hakkını vermek için sürekli bir çabadan bahsetmiştim.

Bizim gibi örf ve adetleri güzel olan fakat saplantılarıda bol olan bir toplumda, bu konularıda mutlak konuşup tartışmamız gerek. Bu kanayan yaranın bakımı ve pansumanı mutlaka yapılmalı.

“İşyerinde psikolojik taciz” (mobbing), çok eskilerden bu yana var olan, ancak açığa çıkarılmaktan kaçınılan, adeta bilinmezden gelinen karmaşık, çok boyutlu ve çok disiplinli bir konudur.

Mobbing, sistematik olarak bireyin iş yaşamında psikolojik tacize uğramasıdır.

Mobbing kelimesi ingilizceden dilimize geçmiş olup sözcük anlamı, psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı verme anlamına gelmektedir. Tartışma ve kıskançlık insanın doğasında vardır.

Gün içersinde yapılan bu tür davranışlar mobbing tanımıyla uyuşmaz, yani psikolojik taciz durumu oluşmamış olur.

Mobbingin belirleyici özellikleri şu durumlarda kendini gösterir.

Kasıtlı olarak yapılması, sistematik olarak tekrarlanması ve uzun bir zamandan beri (en azından altı ay) devam ediyor olmasıdır.

Mobbing, aslında işyerinde çalışanlar veya işverenler tarafından tekrarlanaması şeklinde uygulanan bir çeşit psikolojik terördür.

Mobbing, cinsiyet farkı gözetmeksizin, neredeyse tüm kültürlerde ve tüm iş yerlerinde gerçekleşen, yapılan kişiye yıkıcı bir etki yapan davranış biçimidir.
Dolayısıyla mobbinge maruz kalma riski, herkes için geçerlidir.

İşverenin yada yönetimin takdirini kazanmış, müşterilerin övgüsünü almış bir kişi, kolayca çalışma arkadaşları tarafından kıskanılabilir. Bireyin arkasından her türlü oyunlar oynanır, söylentiler çıkarılır ve çalışması sabote edilebilir. Önceleri bir kişinin veya bazı kişilerin, bir kişiye düşmanlığı biçiminde gelişen örgütsel psikolojik şiddet sonucunda mağdur, önce kendisine ve daha sonra çevresine karşı yabancılaşmaya başlar. Süreç, işe karşı kayıtsızlık, bıkkınlık, yılgınlık, performans düşüklüğü ile başlar ve işinden istifa etmeye kadar gidebilir.

Bu eyleme maruz kalanlarda, uykusuzluk, iştahsızlık depresyon, sıkıntı, endişe, hareketsizlik, ağlama krizleri, unutkanlık, alınganlık, ani öfkelenme, suskunluk, yaşama arzusunun kaybı, daha önce sevdiği şeylerden doyum almama gibi bir takım davranış ve düşünce değişiklikleri gözlenebilir. Hatta şiddet ve tacizin çok yoğun yaşandığı durumlarda mobbing mağdurunda intihar düşünceleri dahi ortaya çıkabilmektedir.

Mobbing, şiddetin soyut biçimi denilebilir ve fiziki şiddetten daha tehlikelidir. Eğer mobbing hareketi direkt işveren tarafından yapılıyorsa, işverenin iş hukukundan doğan gözetim borcu çerçevesinde değerlendirme yapılabilecektir.

Mobbing yapan işveren vekili (işyerinde yönetim kademesinde bulunan bir çalışan) veya bir diğer işçi ise, böyle bir durumda işverenin borçlar hukukundan doğan “adam çalıştıran sıfatıyla sorumluluğu” söz konusu olabilecektir. İşçi veya işveren vekilinin, diğer işçilere yaptıkları mobbingde ise, “işçinin işverene karşı sadakat borcu”na aykırılığı gündeme gelecektir. Mobbinge maruz kalan çalışan, işyeri yöneticileri veya işverenin, söz konusu davranışlara göz yummaları nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararlar dolayısıyla, işverenden maddi ve manevi tazminat talep edebilmelidir. Ülkemizde, özellikle ekonomik krizler nedeniyle işten çıkarılma ve çalışanların işlerini kaybetme korkuları, bu kişilerin tacizi, katlanılması gereken bir durum haline getirmektedir. Bu sebepten işkenceye dönüşmüş olan mobbinge uzun süreler dayanmaya çalışmaktadırlar. Haliyle bu döngü, mobbingi yapanlara daha da cesaret vererek adeta olayı bir paradoksa çevirmektedir.
Sonuçta mobbingin etkileri iyice ağırlaşmaya başlar.

Kurumsallaşmamış ancak ekonomik güçleri olan, özellikle aile şirketi yapısını terketmeyen, yönetimi abi, kardeş ve oğullar şeklinde elinde tutan firmalarda mobbingin çok daha fazla ve çok daha ağır olduğuda bir gerçek. Zira bu firmalar genelde hısım akraba, kendi köylüsü yada şehirlisi olanları yanlarında çalıştırırlar.
Bu durumda mobbinge maruz kalan kişinin durumu daha da ağır olabilir. Hem mobbingi yapmaktan çekinmezler, hemde bunun duyulmasından büyük endişe duyarlar.

Çünkü oradaki o çalışan, büyük ihtimalle tanıdık, hısım akraba kızı olabilmektedir. Hal böyle iken mobbinge uğrayan kişiye tehditlere varan davranışlar sergilenmekte. Yapılan bir araştırmada İngiltere’de çalışanların % 54’ü, Almanya’da %11 i şikayatte bulunulmuş mobbing mağdurudur.

Uluslararası çalışma örgütü raporunda bazı meslek gruplarında çalışanların %95’inin bu saldırıya maruz kaldığı belirtilmektedir.

Sonuç olarak, pek çok işyerinde mobbinge bağlı problemlerle karşılaşılmasına rağmen, bu problemler, bir hastalık olarak görülememekte ve ilgili önlemler alınmamakta veya iyileştirmeye yönelik çalışmalar yapılmamaktadır.

İşten çıkarılmalar daha ciddi ele alınmalı. Konuyla ilgili araştırmaların yapılarak, gerek bölgesel, gerek firma yapıları gibi durumlar incelenip ciddi sonuçların elde edileceğine ve çıkacak sonuçların da ne kadar vahim olduğu ortaya konmuş olacaktır.

İşte o zaman, gerek yargı, gerekse kanun koyucunun gözünde, mobbing olgusunun daha iyi anlaşılması sağlanmış olabilecek ve mevcut olaylara bu gözle de bakılabilecek bir yetkinliğe ulaşılması sağlanacaktır.

Amaç, mobbing konusunda bilinçli bir toplum yaratabilmek olmalıdır.
Mobbingsiz ortamlar için sesinizi çıkarmaktan çekinmeyiniz.

Bunun toplumumuzda ne kadar çok ve dayanılmaz olduğunu göstermek ve anlatmak adına, tüm blog yazarlığı yapan arkadaşlar ve bu konuyu ulusal sorun olarak ele alacak bir yer, kişi bulana kadar vatandaşlık hakkımızın gereği olarak hepbirlikte mücadele etmeliyiz.

 
Toplam blog
: 19
: 1463
Kayıt tarihi
: 20.09.08
 
 

80'li yılların sonunda, IBM’ in ve Dansk Data Elektronik'in (Danimarka)PC/ Mainframe/Unix, HW/SW ..