- Kategori
- Kişisel Gelişim
İtiraf ediyorum ! Yoksa beynimiz şizofren mi?

Gözlerinizi kapatın ve ağır ağır nefes almaya başlayın… Dikkatinizi sadece nefesinize odaklayın… Rahat bir konuma geldiğinizi hissedince evinizin mutfağını hayal edin… Mutfak masasında bulunan yeni sıkılmış taze limonu bir bardağa koyarak yudum yudum içmeye başlayın… Bardağı bitirene kadar için…..üç..iki..bir..ve gözlerinizi açın! Nasılsınız? Kendinizi oldukça buruşmuş hissediyor olmalısınız.
Ne yaptınız? Limon suyu içtiğinizi hayal ettiniz ve yüzünüz buruştu, hatta tükürmeye kalktınız. Eğer gerçekten içseydiniz, yine aynı tepkiyi verecektiniz değil mi?
Evet aslında bunun anlamı çok basit. “Beynimiz hayal ile gerçeği ayırt edemiyor” Yoksa beynimiz “şizofren” mi?
Öyle değil mi, şizofren hastasını şizofren yapan, hayal ile gerçeği ayırt edemiyor olması. Şizofreni semptomları, beyin içinde bilgilerin iletimi ve işlenmesindeki anormalliklere bağlanan bir beyin hastalığıdır.
Korkmayın! Tabii ki şizofren değiliz. Ancak bu bilgi, “Beynimiz hayal ile gerçeği ayırt edemiyor” bulgusunu ortadan kaldırmıyor. Yapılan araştırmalar, beynin hayal kurduğunda gerçekten yaşıyormuş gibi algıladığını ortaya çıkarmış. Çünkü bir aktiviteyi düşünürken de gerçekten yaparken de beyin aynı sinir yolunu kullanıp, aynı nöron ağlarını ateşliyor. Buna “beynin yanılsama gücü” deniyor. Bu bir eksi gibi görünse de beynimizin kusursuz yaradılışının bir eseridir aslında. Bu da insana “hayal ” ile, beynini kontrol etme yetisini veriyor. Bakın farkında değiliz belki ama, “hayal gücü” deyimini kullandığımızda, “hayalin bir güç” olduğunu da itiraf etmiş olyoruz.
Öyleyse beynimizin bu gücünden nasıl yararlanabiliriz?
Yaşadığımız dünyaya ait her türlü niteliği, her özelliği ve bildiğimiz herşeyi duyu organlarımız aracılığıyla öğreniriz. Duyu organlarımız aracılığı ile bize ulaşan duyulara ilişkin uyarılar, bir dizi işlem sonucunda elektrik sinyallerine dönüşür ve bu sinyaller beynimizin ilgili noktalarında yorumlanır. Beynimizin bu yorumları sonucunda biz örneğin; bir kitap görürüz, çileğin tadını alırız, gülleri koklar, ipek bir kumaşın dokusunu bilir veya rüzgarda sallanan yaprakların hışırtısını duyabiliriz. Yani beş duyumuz aracılığıyla, kendi zihin haritamıza göre oluşturduğumuz dünyada yaşıyoruz. O zaman bilinçli bir şekilde, istediğimiz bir dünya modeli oluşturabiliriz. Hayalle gerçeği ayırt edemeyen, ancak beynimizin partonu olan bilinçaltımızı, bilincimizle programlayarak, kandırabiliriz. Hayallerimizi, gerçekleştirmek hayal değil, gerçek! Bilinçaltımızı kandırabiliriz..!
NLP (algısal davranış kontrolü), çevremizi nasıl algılayıp, ne şekilde tepki gösterdiğimiz; nasıl iletişim kurduğumuz ve davranış kalıplarımızı nasıl oluşturduğumuz ve arzuladığımız yönde nasıl değiştirebileceğimizin yollarını öğreterek, beynimizin sırlarını keşfetmemizi sağlıyor
Sevgilerimle.
Hicran İpekbağlar – NLP Uzmanı & Yaşam koçu