Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ağustos '18

 
Kategori
Anılar
 

İtiraf Ediyorum...

İtiraf Ediyorum...
 

Her gün olduğu gibi o gün de kalkmış, kahvaltımı yapmış, açık olan televizyondan bir haber programını izliyordum.

Akıp giden haberler arasında duyduğum bir soyadı dikkatimi çekti. Bir dizi film oyuncusunun soyadıydı bu ve bana çok tanıdık geldi. Bu benim çok sevdiğim ilkokul öğretmenimin soyadındandı. İnternet üzerinden yaptığım kısa araştırma sonunda sevgili öğretmenimin sosyal medya hesabına ulaşmıştım. Nasıl heyecanlandığımı anlatamam.

Hemen bir mesaj attım.

“Günaydın öğretmenim. Ben Ceyhan’dan Ayşegül. Bugün bir tesadüf size ulaşmamı sağladı…………… Umarım hatırlarsınız... Selamlar…”

Aradan geçen yaklaşık iki saat sonunda mesajıma cevap aldım. “Selam Ayşegül. Sen benim sarışın, örgülü saçlı, güzel kızım mısın?”

Hemen cevapladım ve bir de küçüklük fotoğrafımı ekledim.

Aramızda uzun zaman önce yıkılmış olan köprü, yıllar sonra yeniden kullanılır hale gelmişti.

Aynı günün akşamında telefonla konuşmamız ise bizi alıp götürdü yıllar önceki o tatlı anılara. Ne güzel bir duyguymuş insanın öğretmeninin sesini yeniden duyması. Ne güzelmiş onunla geçen yılların hakkında konuşması. Çok mutluluk verici, çoookkk…

Söz verdim Adana’ya gittiğimde mutlaka ziyaretine gideceğim. Kim bilir ne kadar hoş olur o sıcaklığı yeniden duymak, onun ellerini öpmek…

Bu kez öğretmenime bir itirafta bulunacağım ama.

İlkokul üçüncü sınıftayım. Okulumuz iki derslikli bir köy okulu olduğundan, birleştirilmiş sınıflarda eğitim ve öğretim yapıyoruz. Ben de sınıf başkanıyım. Şimdi nasılsır bilmem ama o yıllarda sınıf başkanları da pek afili olurdu hani. Sınıfta hakimiyet sağlamada bayağı başarılıydım.

Bir gün öğretmenimizin şehire bir toplantıya gitmesi gerekiyordu yanılmıyorsam ve bana bir görev verdi; “Ayşegül, ben kısa zamanda döneceğim. Ben gelinceye kadar sen matematik dersinde arkadaşlarına çarpım tablosundan sorular sor olur mu?”

Bu işi yapabileceğim konusunda öğretmenimin bana güveni tam ancak benim açımdan büyük bir sorun vardı. Öğretmeninin bu kadar güven duyduğu ben, üstelik sınıf başkanı Ayşegül, henüz çarpım tablosunu tam olarak ezberleyememiştim. Bunu nasıl söyleyabilirdim öğretmenime? Söylemedim tabii. “Peki öğretmenim!” dedim.

Öğretmenim gidince derse başladım. Fakat biraz da kurnazlık var yapımda sanırım. Çarpım tablosunda benden daha iyi olduğunu bildiğim bir kız arkadaşıma yaklaştım ve; “Arkadaşım, hadi gel seninle beraber yapalım bu soru sorma işini.” deyince önce çok şaşırdı, mutlu oldu ve kabul etti.  Öyle ya öğretmenin sınıfı emanet ettiği başkan kendisini de bu role katmak istiyordu. Oysaki benim amacım onu mutlu etmek asla değildi. Sorduğum sorulara verilecek cevaplarda doğruyu bilemediğim anda çaktırmadan ondan yararlanmaktı.

O mutlu, ben mutlu başladık tabir yerindeyse sınav yapmaya.

Arkadaşları tek tek kaldırıyorum soruyu soruyorum. Verilen cevabın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda tereddüte düştüğümde arkadaşıma dönüp, “Aaa bak ne diyor?” diyorum. Arkadaşım da “Doğru ama!” deyince, kulağına eğilip, “Şaka yapıyorum, şaşırtmaya çalışıyorum, gerçekten biliyor mu onu ölçüyorum, çaktırma.” diyerek durumu kurtarmaya çalışıyor ve bunda başarılı da oluyordum.  Zavallı masum arkadaşım da “Haaa anladım…” diyerek gülümsüyordu bana.

Öğretmenim gelinceye kadar ben görevimi başarıyla yerine getirdim arkadaşımın sayesinde. Ne arkadaşım, ne de öğretmenim bunu hiçbir zaman bilmedi. Bu olay bana ders oldu ama. Bir kez daha zor durumda kalmamak adına dersime daha çok çalıştım ve kısa sürede çarpım tablosunu artık sular seller gibi ezberlemiştim.

Sevgili öğretmenim bu olayı, şayet bu anı yazımı okursa öğrenecek. Arkadaşım ise genç yaşta hakkın rahmetine kavuştuğu için asla öğrenemeyecek.

Keşke arkadaşım da hayatta olsaydı da o da öğreniverseydi bu vesileyle. Acaba bana kızar mıydı, yoksa gülüp geçer miydi çocukluğumuza? Onun adına tahminde bulunmak mümkün değil elbette. Beni affetsin, mekanı cennet olsun…

Ah öğretmenim, sizi bulunca bu yaramaz anım birden nasıl canlandı hayalimde.

O engin hoşgörünüze sığınarak paylaşıyorum küçük Ayşegül’ün yaramaz anısını…29 Ağustos 2018

 

 
Toplam blog
: 278
: 1431
Kayıt tarihi
: 20.11.10
 
 

Bir Kamu Kurumundan emekliyim. Bloğumda; yaşadıklarımı, çevremde gözlemlediğim olaylar ile kendi ..