Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '07

 
Kategori
Blog
 

İtiraflarım... Ve 100. blog...

İtiraflarım... Ve 100. blog...
 

Milliyet Blog'un daimi bir okuru iken... Bir gün nereden estiyse (Estiği yer belli aslında... Yazma aşkı) dedim ki "Ben deee".

Ama bir yandan da -sanırım o aralar hep bilimsel yazıların olduğu bir dönemdi- ürktüm açıkçası. Çünkü ben bilimsel yazı yazmak istemiyordum ki. Ama "olsun" dedim. "Ben de kendi tarzımda yazarım".

Nedendir bilmem çok uzun sürdü kabul edilmem ve ilk yazımın çıkması... Bir haftayı geçti. Nerede ise vazgeçiyordum kiiiii... Evveeettt! İlk yazım çıktı.

Çıktı çıkmasına da... İmla ile ilgili bir de uyarı aldım:)

Neyse başladım yazmaya... Bu arada bazı yazanlar, 50-100-200. bloglarını kutluyorlardı yazılarıyla. "Vaaavvvv" dedim. "Ben, asla bu sayıya ulaşamam." Ama ulaştım işte... Bu benim 100. blogum. Ve kadın-erkek okur sayım eşit. Mutlu muyum? Kocaman bir "Evvveeetttt".

Sizler nasıl yazıyorsunuz bilmem ama... Ben içimden geldiği gibi yazıyorum. Bir yazıyı okurken, ya da biri konuşurken... Veya bir mimik veya olay gördüğümde... Uykunun kapımı çalmayı unuttuğu gecelerde, cümleler beynimde dans etmeye başlıyor. Ve sonra da yazı haline gelip sizlere ulaşıyor.

Yazdıklarımı benim yaşamam gerekmiyor. Bir olayı anlatabilmek için kurgu da yapabiliyorum... Veya başka bir hayatı satırlara sığdırmaya çalışıyorum. Ama sanırım biraz da kendimden bir şeyler katıyorum. Aksi mümkün mü ki?

Blogda reytingle ilgili kaygılarım yok dersem eğer... Kocaman bir yalan olur bu. Okunma sayım tabii ki önemli. Aksini iddia eden var mıdır bilmem? Kim "yazıları daha çok kişi tarafından okunsun" istemez ki?

Bu arada tek istediğim, sadece "okunma oranının yüksek olması değil"... Yazdıklarımın "anlaşılır" da olması. Örneğin; Bir kurgu içinde anlatmak istediğimi anlatabilmek. Bir olayı anlatıyorsam eğer... Ve orada bir kadın, bir erkek veya ben varmışım gibi ise de... Aslında bilinmesini isterim ki, orada ben, bir konuya değinmek istiyorum. Mesela "Büyülerimin Erkeği" yazısında olduğu gibi.

Bu arada bazı yorumların beni şaşırttığını da itiraf etmek isterim. Teferruata takılıp... Özü "es geçenler" mesela. Ama orada şunu da gözden kaçırmamam gerektiğini biliyorum; Benim anlatmak istediğim, okuyanın "kendince o ara önemli olanı algıladığı" olabilir. Algıda seçicilik yani. Hepimizin zaman zaman yaptığı gibi. Bu yüzden de "kişiselleştirmeden ve saygı çerçevesinde" yapılan her yorum, çok değerli benim için. Yazma konusunda nerede olduğumu bana gösterdiği ve "gerçekten vurgulamak istediğimi ifade edip edemediğimi" anlayabilmemi sağladığı için.

Söylemek istediklerimi anlatabileyim... Bu bana yeter.

100. Blogumu yine içimden geldiği gibi yazdım...

Yazılarımı okuyan... Yorum yapan... Yapmayan... Herkese sevgi ve selamlar.

 
Toplam blog
: 139
: 1916
Kayıt tarihi
: 12.04.07
 
 

Bana biri kendini anlat dese, susar kalırım. Her konuda çılgın bir istekle konuşan ben, işte o anda ..