- Kategori
- Siyaset
İyi ki petrolü çıkarmamışız yerin altından.

Vietnam'dan dönen Amerikan askerlerine sormuşlar. Oradayken mutlu olduğunuz anlar neydi? Sabahları radyoda'' What a wonderful life '' şarkısını beklerdik. O şarkı çalınca. Evimize döndüğümüzü, gene sevdiklerimizle beraber olduğumuzu düşünürdük. en mutlu anlarımız bunlar demişler. Bunu diyenler. Hayatını kararttı Vietnam'lı çocukların, kadınların. Ama kendi hayatlarıda karardı biraz.
Saddam dün asıldı. Kendiside olayların nasıl buraya geldiğini düşünüp düşünüp kafayı sıyırmıştır muhtemelen son aylarında. İlginç bir ayrıntı. Herşeyi başlatan nokta, Saddam'ın dolardan euro para sistemine dönme kararı vermesiyle başladı. Bu karar Amerika'nın menfaatlerini çok etkiliyordu. Eğer siz petrolü euro ile satarsanız ve tüm rezervlerinizi dolardan euroya çevirirseniz Amerika'nın matbaada bastığı paralar bir anda kağıt olur. Ve tepesine bindiler anında. Şimdi İran'da böyle yapabilirim diyor. Ona da ''tepene bineriz'' diyorlar. Dünya bir baba hindi temalı tiyatro sahnesi gibi.
Hep hayıflanırız. Taşımız toprağımız petrol, altın, maden diye. Petrol toprağı eşsen çıkıyor ama devlet neden çıkarmıyor? diyerek cevaplar bulmaya çalışıyoruz. Diğer yandan ''ne petrolü kardeşim ?'' diyen resmi ağızlarda var ama biliyoruz ki petrolümüzde var, altınımızda, bor madenimizde.
Son yıllarda. Libya'nın, Irağın, Arapların başına gelenlere bakınca. Hatta uyuşturucudan köşeyi dönme işini oturtan Afganistan'ın başına gelenlere bakınca. İyi ki çıkmamış şu petrol diyor insan. Bir de çatır çatır çıkan petrol, uranyum bilmem ne madenlerimiz olsa , ''Türklerde kimyasal beyin var'' diyerek bize de saldırırdı bunlar. İçimizde kimyasal beyinli olan yurttaşlarımız olabilir. Bütün gün ciddi ciddi en saçma konuları tartışan yurttaşlarımız kesin kimyasal beyinli. Ama bu bize saldırılması için neden olamaz.
Köy enstitüleri Atatürk ve arkadaşlarının devrimi oturtmak ve köyden itibaren halkı bilinçlndirmek için başlattığı nefis bir projeydi. Ne yazık ki İnönü kaldırıp çöpe attı herşeyi. Oysa herşey farklı olabilirdi. Halkımız çok daha aydın ve eğitimde ileri olabilirdi.
Öyle olsaydı ne mi olurdu? Bilmem ki. En azından 44 çocuk yapmazdı. Akşama kadar kahvede oturmazdı. Almanya'ya gidip çatıda koyun kesmezdi. Nasıl mı geldik buraya? Valla Saddam'da bunu sormuştur kendisine. Kübalı kızların bacaklarında sardığı mis gibi puroları içerken , boğaza yağlı ilmek geçirmesi barbarların. ''Nasıl geldik buraya demiştir?'' Babil'in son efendisi.