İyi ki varsın martı...

Martılar güzel hayvanlar... Hoşlar...

Ama işte nerden nasıl faydalanacaklarını bilmiyorlar.

Geçen gün Zeytinburnu'nda gerek kokusuyla, gerek görünümüyle insana, " amaann " dedirten dere görünümlü " üstü açık " bir atık su kanalının yakınlarından geçiyordum. ( Bu kanalın hemen yakınında bir çocuk parkı, koşu ve piknik alanı olduğunuda hemen belirteyim. ) En azından yanlarının açık olmamasına sevindim derken değil insanın, kedinin, köpeğin bile yaklaşmaya çekindiği bu " üstü açık " su kanalının üzerinde kalabalık bir martı sürüsü gördüm. 

Şaşırdım, üzüldüm... 

Deniz kenarından ya da vapurdan bir kaç güzel insanın attığı simit parçacıklarıyla beslenen, diğer ihtiyaçlarını da tertemiz denizden karşılayan martıyı böyle bir atık su kanalının üzerine getiren neydi? 

Bu noktada " hayvan işte " deyip gülüp geçeceksiniz belki ama aslında öyle değil. Esasen durum " insan işte" lik... Böylesine rahatsız edici bir kanalın ne işi var çocuk parkı ve piknik alanının yanında? Martının suçu yok aslında, kabahat o kanalı orada üstü açık halde bırakanlarda... Martı sadece bir vesile, olaya dikkat çekmek için bir sebep... 

Özetle ne bu güzel hayvanlar hakediyor bu kanalı, ne de benim insanım hakediyor değil yanından, yakınından bile geçerken burnunu tıkamayı... 

Aslında bu sorun çoğu yerde var ama heryerde bu sıkıntıya dikkat çekmek için duyarlı bir martı sürüsü yok herhalde ki kimse sesini çıkarmıyor. 

Ben sessiz kalamazdım. 

* 

http://twitter.com/murathasgun

Yazarın tüm yazılarına MHblog sayfasından ulaşabilirsiniz.

Yazarın tüm yazılarını facebook okur sayfasından da takip edebilirsiniz.