- Kategori
- Doğal Hayat / Çevre
Eugene Woldemar Hilgard

Eugene Woldemar Hilgard 1833-1916 Modern toprak biliminin babası
•Hilgard, toprağın yalnızca parçalanmış kayalardan oluşmuş bir materyal sanılmaması gerektiğini; orijini, tarihi ve çevre ile olan ilişkileri tarafından biçimlendirilen bir değer olduğunu belirtmişti.
Bakir toprakları araştıran jeolog, farklı toprakların, bitkilerin kök derinliğine göre, farklı özyapısal derinlikleri olduğunu anlamıştı. Toprakların özelliklerinin derinliğe göre nasıl değiştiğini betimledi. Üst ve alt toprağı ayrı özellikler olarak tanımladı. En radikal görüşü ise, toprağın, “kimyasal ve biyolojik süreçlerin karşılıklı etkileşimi ile değişen ve korunan dinamik bir yapı” olduğunu belirtmesiydi.
Hem kimyager hem de jeolog olan Hilgard, doğurgan toprağın sırrının, topraktaki besleyicileri korumaktan geçtiğini iddia ediyordu. ”Hiçbir toprak, bitkilerimizin aldığı mineralleri geri vermediğimiz sürece devamlı verimli kalmaz” diyordu. Asyalıların, insan dışkılarını tarlalara geri vererek besleyicilere dönüştürme yöntemlerinin hayranıydı.
•1872 yılında yaptığı bir konuşmada, İmparatorlukların kaderinin toprak tükenmesi ile nasıl biçimlendiğini anlatmıştı. ”Bir tarım ülkesinde devamlı refah sağlanmasının temel gereği toprak veriminin korunmasıdır… Toprak tükenince nüfus yok olur; ya göç eder, ya da vatanındaki toprakların sağlayamadığı gıdayı ve rahatı fetih yoluyla elde etmeye çalışır.” demişti. Basiretsiz toprak kullanımı sonucunda, Amerika’nın sonu da Roma gibi olacaktır diye uyarıyordu.
• Hilgard, belli bitkilerin aşağıda ne çeşit toprak olduğunu açığa çıkardığına inanıyordu. Yabani erik, elma ve kavak ağacı kalsiyumlu zengini toprakta iyi gelişiyordu. Çam ağaçları ise kalsiyum yoksunu toprakları seviyordu.
•Hilgard 1880’de hazırladığı bir raporda; “Toprağın tarımsal potansiyelini anlamak için, fiziksel karakterini, derinliğini ve taban suyunun ne derinlikte olduğunu incelemek gerekir.” diyordu.
•Hilgard, alkali toprakların tuz sorunu ortadan kaldırılırsa, tarım için çok yararlı topraklar olduğunu da fark etmişti. Tuzlulaşan arazilerini iyileştirmek isteyen çiftçilere Hilgard, buharlaşmayı azaltmak için bitki köklerinin saman ve yaprakla örtülmesini önermişti.
Hilgard'a göre, " Topraklar dinamik bir ara yüz, gerçekten dünyamızın derisidir."
Hilgard, bir bölgenin iklimi ve bitki örtüsünün beraberce yeraltındaki kayaları etkilediğini ve toprağın fiziksel-kimyasal yapısını oluşturduğunu öne sürdü. Topraklar arsındaki fark, sadece oluştukları kayalar arasındaki fark ile açıklanamazdı.
İklimin jeoloji kadar önemli olduğunu ve toprak konusunun başlı başına bir bilim dalı olması gerektiğini gösterdi.
1901 yılında ABD Tarım Bakanlığı Toprak Bürosunun başına getirilen Prof. Milton Whitney ile akademik dergilerde tartışmaya girdi.
Whitney, verimliliği yalnızca toprak yapısı ve nem oranının etkilediğini iddia ediyor, bütün toprakların yeterli besin maddesi barındırdığını ve kimyanın bu konuda bir rolü olmayacağını, topraktaki verimin tarımsal yöntemlerle sınırlı olduğunu, toprağın doğal yapısı ile ilgili olmadığını söylüyordu. Whitney’e göre, önemli olan, siltin, kilin ve kumun karışımıydı. Toprağın doğurganlı neredeyse sınırsızdı.
Whitney bir yere kadar haklı da olsa, Hilgard topraktaki her şeyin bitkilere ulaşamadığının bilincindeydi.
Hilgard ve Whitney’in akademik tartışmalarından, toprakların “ jeololoji, kimya, meteoroloji ve biyolojiden” etkilenen ekolojik sistemler olduğu kavramı ortaya çıktı. Nitrojen tutmanın biyolojik temelinin tanınmasıyla birlikte, toprağın “jeoloji ve biyoloji arasında bir geçiş bölgesi” olduğu kavramı çağdaş toprak biliminin temelini oluşturdu.
*Toprak / D.R. Montgomery TEMA - T. İş Bankası yay.